Çin, 115 süper eğitimli ve azimli atletini Pekin’deki Kış Oyunları’nda Çin Paralimpik Takımı’nda yarıştırıyor. Çin, art arda son 5 Paralimpik oyunlarında madalya sayısını domine etti ve bu yıl tekrar ödülleri süpürmesi bekleniyor. Başarı için yöntemi ise çok net; yüksek derecede önemli devlet finansmanı ve tanımlanmış atletik yetenekler için epey rekabetçi bir parkur.
Sporda başarılılar ama...
Missouri-St Üniversitesi’nde antropoloji profesörü olan Susan Brownell, “Çin, hükümetin insanları önemsediği modernitesinin kabul edilebilir bir sembolü olarak her zaman engelli sporcuların arkasındaydı” diyor. Susan, büyük spor etkinlikleri üzerine çalışıyor. Susan Brownell şöyle anlatıyor: Çin Halk Cumhuriyeti için “Artık oyunları ulusal imajlarını tanıtmak için bir platform olarak kullanma konusunda daha bilgili hale geldiler. Ancak bu sistem aynı zamanda bir paradoksu da yansıtıyor: Çin Paralimpik sporcuları desteklerken, engelli insanlar Çin’de işlere ve kamusal alanlara erişimde yoğun bir şekilde engellerle karşılaşıyor.”
‘Bizim kadar acı çekmediler’
Macau Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde engelli erişimi konusunda uzmanlaşmış hukuk profesörü Chen Bo, “Spor, engelli bir kişinin devletten kaynak alabilmesinin birkaç yolundan biridir” diyor. Çin’in ilk Paralimpik altın madalyalı atleti Ping Yali, engelli topluluğunun karşılaştığı zorlukların onların hayatlarını daha da zorlaştırdığını ve onlara diğer ülkelerdeki sporculara göre bir avantaj sağladığını söylüyor. Doğuştan görme engelli olan Ping, “Paralimpik sporcular zaten aşırı zorluklarla bilenmiş durumdalar. Şimdi Çin bize fırsat verdiğine ve bizimle ilgilendiğine göre, bir ton madalya kazanırız. Yabancı Paralimpik sporcular bizim gibi acı çekmedi” diyor.
Devlet finanse ediyor
Çin, devlet tarafından finanse edilen ve yönetilen olimpik ve paralimpik bir eğitim yürütüyor. Bu durum, onu paralimpik ve olimpik eğitimin kendi kendini finanse ettiği Amerika Birleşik Devletleri de dahil olmak üzere diğer ülkelerden ayırıyor. Daha yüksek finansman, Çinli Paralimpik sporcuların zamanlarının daha fazlasını eğitime ayırmalarını sağlıyor. Yine de o paralimpik ve olimpik fonları arasında önemli farklılıklar var. İstatistiklere göre, yalnızca geçen yıl Çin’deki Paralimpik Oyunları için ayrılan fon, Çin’in Genel Spor İdaresi’nin olimpik sporcularına harcadığı paranın yaklaşık yarısı olan 20.99 milyar yuan (3.3 milyar dolar). Paralimpik sporcuların kendi tesislerine sahip olmaları, 2008 Yaz Olimpik ve Paralimpik Oyunları Pekin’de yapılana kadar olmadı.
‘Koşullar eşit değil’
Ping, 1980’lerde antrenman yaparken, diğer sporcuların öğle tatillerinde olimpik antrenman tesislerini ödünç almak zorunda kaldığını hatırlıyor. Batı Pekin’deki evinde verdiği demeçte, “Bugün bile, sağlıklı ve engelli sporcular için koşullar eşit değil. Ama çok geliştiler” diyor. 1984’te Ping, Çin’in ilk Paralimpik Oyunları’nda yarışmak için Los Angeles’a uçtu. Ve altın madalya kazandı (bunu başaran ilk Çinli atlet). Yıllarca Çin, Ping’den bir aydan fazla bir süre sonra keskin nişancılıkta altın kazanan ve engelli olmayan bir sporcuyu parlatırken, onu ilk Paralimpik altın madalyası alan sporcu olarak görmezden geldi.
Geçimini zor sağladı
Ping’in hayatı, paralimpik destek ile gerçek engelli erişimi arasındaki boşluğun simgesidir. Altın madalya kazandıktan sonra mali açıdan zor zamanlar geçirdi. Ona olimpik sporculara ödenen meblağın sadece bir kısmı ödendi. Geçimini sağlamak için kör masörler tarafından işletilen masaj salonları açtı. Ama Ping cesurdu. Engelli erişimi için baskı yapmaktan asla vazgeçmedi. Çin’de lisanslı bir rehber köpek alan ilk kişiydi. Köpeği Lucky adında bir golden retrieverdı. 2008’de, o ve Lucky, Pekin Yaz Oyunları için Olimpik meşaleyi taşıdı.
Yerel eğitim merkezleri var
Tüm Çinli Paralimpik sporcular gibi, Ping, Çin Engelliler Spor İdaresi tarafından yönetilen ve ulusal olarak antrenman yapmak için yarışma yoluyla nitelikli sporcuların seçildiği, engelli insanlar için yüzlerce eğitim merkezinden oluşan bir sistem aracılığıyla ortaya çıktı. Sistem bir piramit gibi yapılandırılmış. En altta, en yeteneklilerin devlet sponsorluğunda eğitilmek üzere erken yaşta seçildiği, özellikle engellilere yönelik yerel eğitim merkezleri var. Buradaki mantık milli takıma en iyi sporcuyu yetiştirmek. Bu atletik sistem, bir zamanlar Çin’in kamu eğitim sisteminde engelli ve engelsizler arasındaki tarihsel ayrımla paralel olarak çalıştı, ironik bir şekilde fiziksel olarak üstün yeteneklileri tanımlamayı kolaylaştırabilecek bir sistemdi.
Çin'in ilk altın Paralimpik madalyasını kazanan atleti Ping Yali ve rehber köpeği Lucy.
Birlikte okuyorlar, ayrım yok
Bu ayrım bir süre sonra ortadan kalktı. 2014 yılında Çin, görme engelli öğrencileri devlet okullarına entegre etmeye başladı. 2017’de yeni bir yasa ile, tüm engelli öğrencilerin devlet okullarına ve dolayısıyla üniversitelere girmesine izin verdi. Hukuk profesörü Chen, tüm bunların ileriye doğru atılmış büyük bir adım olduğunu söylüyor. Ancak Çin’in engelliliği kavramsallaştırırken daha çok hayırseverlik modeli kullandığını söylüyor. Chen, “Engelli sporcular daha sık bir başarı örneği olarak görülse de, bu tür örnekler engellilikle ilgili kamuoyundaki konuşmaları verimsiz bir şekilde yönlendirebilir” diyor.
Eğitim yasası yeni ama işliyor
Eğitim yasası nispeten daha yeni, bu nedenle Çin’deki yaklaşık 85 milyon engelli insanın yalnızca yaklaşık 400 bini engelli olmayan insanlarla birlikte devlet okullarına gitti. Çin’de engellilik üzerine çalışan bir araştırmacı olan Di Wu, “Birçok düzeyde bolca direnç var, yetersiz desteklenen ve fazla çalışan ana akım okul öğretmenlerinden, engelli olmayan öğrencilerin rekabetçi ailelerinden ve şimdi yalnızca sınırlı fon artışlarıyla daha sıkı çalışma yapmaları istenen yerel düzeydeki engelli bürokratlardan” diyor.
Algı yavaş yavaş değişebilir
Bu zorluklara rağmen Di Wu, Çin’in daha iyi erişilebilirlik ve kapsayıcı eğitime yönelik adımlar attığını söylüyor. Paralimpik sporcuların artan görünürlüğü ve engelli olmayan insanlarla birlikte yaşayan ve çalışan daha fazla engelli birey, genel nüfus arasındaki algıları yavaş yavaş değiştirebilir. Wu, “Erişim, engelliliği üstesinden gelinmesi gereken bir eksiklik olarak görmekten, engellileri toplumun her yönüne katılma hakkı ve seçeneğine sahip eşit üyeleri olarak kabul eden bir zihniyete geçişi gerektiriyor” diyor.”
Not: Bu yazı Aowen Cao araştırmasından alıntılanmıştır.