Sevgili Okurlar;
Cildimiz, vücudumuzu bir örtü gibi kaplayarak koruyan ve bu korumanın yanında kozmetikgörüntümüzü oluşturan en büyük organımız. Genç yaşlı, erkek kadın hepimiz daha sağlıklı, daha güzel, daha sıkı bir cilde sahip olmak isteriz.
Cildimizin en derin tabakası, kolajen ve elastin de dahil olmak üzere proteinlerden oluşur. Cilt yapısının % 80'ini oluşturan kolajen, sağlamlık ve kuvvet sağlar. Elastin ise esneklik sağlar ve cildimizin sıkı kalmasına yardımcı olur. Yaşlandıkça, cildimizde ve vücudumuzda kolajen azalır. Daha sağlıklı ve iyi görünümlü, kırışık ve çizgilerden uzak, sıkı, canlı ve ışıltılı bir cilt; yeterli miktarda kolajene sahip olmaktan ve cilt elastikiyetinin iyi olmasından geçiyor.
Ciltteki çatlaklar ve sıkılık kaybı ise hamileler başta olmak üzere aslında herkesin kabusu. Hamilelik, ergenlik ve kilo değişimleri ciltteki kolajeni üreten hücrelerin zarar görmesine yol açıyor. Dolayısıyla elastin-kolajen liflerinin kalite ve sayılarının azalıp işlevsiz kalması sonucu ciltte çatlaklar meydana geliyor.
HAMİLELİK ÇATLAKLARI
Kilo artışı sırasında cilt, karın ve vücudun diğer bölümlerinde artan büyümeye yer açmak için genişler. Gebelik bu genişlemenin bir örneğidir. Gebelik sırasında deri genişlemesi birkaç ay içinde gerçekleşir ve genişleyen cilt genellikle bebeğin doğumundan birkaç ay sonra geri çekilir. Nem ve kolajence zengin olan cildin esneme kabiliyeti yüksektir ve bu dönemi hasarsız atlatır. Buna karşın, kilolu kişilerin çoğu, genellikle çocukluk veya ergenlik döneminde başlayarak, yıllarca ekstra ağırlık taşırlar. Cilt önemli miktarda esnetildiğinde ve uzun süre bu şekilde kalındığında, kolajen ve elastin lifleri hasar görebilir. Kilo alma esnasında gerilen cilt elastikiyetten sorumlu bileşenlere zarar verdiği için kilo kaybından sonra geri çekilme kabiliyetini genellikle kaybeder. Kilo kaybı ne kadar büyükse, gevşek cilt etkisi daha belirginleşir.
KOLAJEN VE NEM
Çatlak izleri belki de gebeliğin en bilinen cilt değişimidir. Bunlara cildin fiziksel gerilimi ve hormon değişikliklerinin cildin elastikiyeti üzerindeki etkilerinin bir kombinasyonu neden olur. Kadınların %90 kadarı gebeliğin üçüncü trimesterinde, genellikle göğüslerde ve karında gerginlik izleri geliştirir. Bu dönemde cilde ihtiyacı olan nemi ve kolajeni verecek olan ürünlerle cildi nemlendirip iz bırakmamak için gereken elastinin korunmasına yardımcı olabilirsiniz. Bununla birlikte gebelikte çatlak izlerini önlemenin en iyi yolu, yavaş yavaş ve istikrarlı bir şekilde hamilelik ağırlığı elde etmektir. Hamileyken bebeğinizin kilo alması sağlıklıysa da hamilelikte ne kadar kilo almanın sizin için doğru olduğunu doktorunuza sorun.
Buna karşın çatlak izleri için en iyi tedavi, önleme olarak görülüyor.
Kilonuzu kontrol edin
Hamilelik olsun veya olmasın çatlak izlerini önlemek için yapabileceğiniz en iyi şeylerden biri sağlıklı kilo alıp vermektir. Sağlıklı bir diyet ve egzersiz yapın. Gebelik ağırlığının kademeli olarak kaybedilmesi cildinize elastikiyet kazanmak için daha fazla zaman tanır. Çok hızlı kaybedersiniz cildin tepki vereceği zaman daralır.
Yeterli su alın
Su, cildi nemlendirir ve daha esnek hale getirir.
C , E vitamini ve çinko destekleri alın
Çinko ve C vitamini kolajen üretimini destekler. Çinko inflamasyonun azaltılmasına yardımcı olur ve yara iyileştirme sürecinde rol oynar.
Sigarayı Bırakın
Sigara içmek, kolajen üretiminde bir düşüşe ve mevcut kolajenin hasar görmesine neden olur, bu da gevşek, sarkmış bir cilt ile sonuçlanır
Kolajeni dikkate alın
Kolajen içerikli destekler ve kremler ile cildinizi kolajene doyurun.
3 YENİ MESAJINIZ VAR
BİYONİK GÖZ DEVRİMİ
İlk defa bu yıl Avustralya’da bir kişi biyonik gözlere sahip olacak. Yeni geliştirilen sistemde görüntüler bir gözlükten beslenmek yerine, doğrudan beyinden beslenecek.
BİYOTEKNOLOJİ İLE ÖLÜLER DİRİLECEK
ABD merkezli biyoteknoloji şirketi gerekli izinleri almayı başardı. Beyin ölümü gerçekleşmiş 20 insanın beyni yeniden canlandırılacak! Gerçekleştirilecek olan testlerde beyin ölümü gerçekleşmiş olan ancak hala yaşam destek ünitesine bağlı olan insanlar kullanılacak.
KANSERLE MÜCADELEDE TÜRK KEŞFİ
İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Elif Apohan, akciğer kanseri ve lösemi üzerine yürüttüğü çalışmasında kanser hücrelerini yok eden 3 yeni bileşik keşfetti. Şu anki verilerle bu 3 bileşiğin ilaç olabilme potansiyeli oldukça kuvvetli.
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
- Cildimizin geceleri onarım moduna geçip, kendini yenilemeye başladığını ve gece kremlerini daha kolay kabul ettiğini,
- Hyaluronik asitin sadece cilt ve eklemleri değil, gözleri de nemlendiren bir kolajen olduğunu
- E vitamininin cildi besleyip, cilt bariyerini kuvvetlendirdiğini
- Omega-3’ün damarların elastikiyetinin yanı sıra cildin de elastikiyetini desteklediğini
- L-Arginin’in kaslardaki enerji üretimine katkıda bulun bir aminoasit olduğunu biliyor muydunuz?
27 Kasım 2017, Pazartesi 05:00
Haberin Devamı