Sevgili Okurlar,
Dünyadaki en ölümcül hastalıkları düşündüğümüzde aklımıza hemen domuz gribi, sıtma, ebola gibi hastalıklar gelebilir. Oysa Dünya Sağlık Örgütü’nün açıkladığı, en çok ölüme sebep olan 10 hastalık listesinde bunların hiç birisi yok. Dünya genelinde yılda 60 milyona yakın insan ölüyor ve bunların %70’i yavaş ilerleyen hastalıklardan kaynaklanıyor.
Asıl dikkat çeken nokta ise, bu ölümcül hastalıkların çoğunun önlenebilir olması. Gelin birlikte bu hastalıkların neler olduğuna, korunmak için nelere dikkat etmemiz gerektiğine ve önleyici olarak hangi destekleri kullanabileceğimize bakalım. Fakat bu hastalıkların herhangi birisine sahip olduğunuzu düşüyorsanız, en kısa zamanda doktora gitmeniz ve ilaç tedavisi almanız gerektiğini unutmayınız.
1. Koroner arter hastalığı
Kalbi besleyen damarlarda daralma olduğunda oluşan koroner arter hastalığı dünyadaki en ölümcül hastalık. Tedavi edilmediğinde, göğüs ağrısı, kalp yetmezliği ve aritmilere neden olabilir. Hâlâ ölüm nedeninin başında gelmekle birlikte, birçok gelişmiş ülkede ölüm oranları düşmüştür. Bu, daha iyi halk sağlığı eğitimi ve korunma yöntemlerinden kaynaklanıyor.Korunmak için; hareketli bir yaşam, fazla kilolardan kurtulmak, tuzu azaltıp sağlıklı ve dengeli bir beslenme programı uygulamak, sigaradan uzak durmak önemli.
- Co-enzyme Q10 kalp kasını kuvvetlendiren iyi bir antioksidandır.
- Omega 3, kolesterol seviyesini kontrol altına alıp sağlıklı bir dolaşım sistemine sahip olmayı destekleyebilir
2. İnme
İnme, beynimizdeki bir damarın tıkanmasıyla beyin hücrelerinin oksijensiz kalması sonucu oluşur. Yüksek tansiyon ve sigara en büyük sebeplerden. Yaşam tarzındaki değişikliklerle büyük ölçüde önlemek mümkün.- Omega 3 yağ asitleri sağlıklı bir damar yapısı ve dolaşım sisteminin oluşmasını destekleyebilir
3. Alt solunum yolu enfeksiyonları
Grip, zatürre, bronşit gibi solunum yolu enfeksiyonları, özellikle bağışıklık sistemi zayıf, kronik hastalığı olan, 65 yaş üstü kişilerde ciddi ölüm sebepleri arasında. Tedavi edilmediğinde solunum yetmezliği ve ölüme neden oluyor. Korunmanın en etkili yolu aşılanmak. Risk altındaki kişiler zatürre ve grip aşısını yaptırmalı. Bağışıklık sisteminin yeterince güçlü olması ise bu enfeksiyonlara yakalanılsa bile hafif atlatılmasını sağlamakta.- Afrika sardunyası (pelargonium), kara mürver (sambucus) ekstresi solunum yolları hastalıklarında iyileşme sürecine yardımcı olabilir
4. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı
KOAH ,solunumu zorlaştıran uzun süreli ilerleyici bir akciğer hastalığıdır. Dünyada yaklaşık 64 milyon insan KOAH'la yaşıyor.KOAH'ı önlemenin en iyi yolu sigara içmeyi bırakmak ve diğer akciğer tahriş edici maddeleri kullanmaktan kaçınmaktır.
5.Solunum yolu kanserleri
Solunum yolu kanserleri arasında trakea, larenks, bronş ve akciğer kanserleri bulunuyor. Yılda yaklaşık 4 milyon kişinin ölümüne neden olduğunu bildirilmektedir. Başlıca nedenler sigara ve çevresel toksinler.6. Diyabet
İnsülinin hiç üretilememesi veya üretilen insülinin etkisini kaybetmesiyle oluşan diyabette; yetersiz beslenme, egzersiz eksikliği ve kilolu olmak önemli sebeplerden.Düşük-orta gelirli ülkelerdeki insanlar diyabetin neden olduğu komplikasyonlar yüzünden hayatlarını kaybederler. Her ne kadar diyabet her zaman önlenemezse de düzenli olarak egzersiz yaparak ve iyi beslenerek semptomların şiddetini kontrol edebilirsiniz.
- Alfa lipoik asit, antioksidan olarak diyabete bağlı hücre hasarının oluşmasını engellemeye yardımcı olabilir
7. Alzheimer
Alzheimer hastalığı, hafızayı yok eden ve normal zihinsel işlevleri kesintiye uğratan ilerleyici bir hastalıktır. Hafif bellek problemleri ile başlayıp, zaman içinde hastalık ilerlemeye başlar ve büyük zaman aralıklı belleğiniz olmayabilir.- Omega-3, hindistan cevizi yağı, gingko biloba sağlıklı beyin aktivitelerini destekleyebilir
8. Diyareye bağlı su kaybı
İshaliniz birkaç günden fazla sürerse vücudunuz çok fazla su ve tuz kaybeder. Bu, ölümle sonuçlanabilecek dehidrasyona neden olur. İshal genellikle bağırsak virüsü veya gıda yoluyla bulaşan bakterilerden kaynaklanır. Korunmanın en iyi yöntemi hijyene önem vermek ve güçlü bir bağırsak florasına sahip olmak.- Probiyotikler bağırsak florasını desteklerek enfeksiyon riskini azaltabilir
9. Tüberküloz
Tüberküloz (verem), Mycobacterium tuberculosis denilen mikobakterilerin neden olduğu bir akciğer hastalığıdır. Büyük ölçüde tedavi edilebilir olması ve birçok ülkede çocukluk dönemi aşılanma takvimine girmesine rağmen halen ciddiyetini korumaktadır. En iyi korunma yöntemi ise aşılanmaktır.10. Siroz
Siroz karaciğerin uzun süreli hasarının bir sonucudur. Hepatit enfeksiyonları, karaciğer yağlanması ve uzun süreli alkol kullanımı sirozun temel sebeplerinden.- Milk thistle (deve dikeni), Enginar, Zerdeçal, Krill yağı destekleri karaciğer sağlığının korunmasına yardımcı olabilir
3 YENİ MESAJINIZ VAR
KÖRLÜĞE KARŞI GEN TEDAVİSİ
Bir Amerikan şirket, körlüğe yol açan kalıtsal bir göz hastalığına karşı geliştirdiği gen tedavisi için ABD Ilaç ve Gıda Dairesi’nden (FDA) olumlu rapor aldı. Yeni yöntem, hastaların düşük ışıkta göz hareketlerini artırarak retina bozulmasının önüne geçiyor.
NEFES ALMADAN YAŞAM MÜMKÜN
Bilim adamları, kişinin kan akışına enjekte edilebilen ve kana çok hızlı bir biçimde oksijen verebilen bir mikro-partikül geliştirdiler. Mikro-partiküller, nefes alma durduktan 30 dakika sonrasına kadar bir objeyi canlı tutabiliyor.
MİNYATÜR ORGANLAR
DNA analizlerinin iyileşmesi ve kök hücre araştırmalarındaki gelişmelerin bir sonucu olarak araştırmacılar hastanın DNA’sına uygun minyatür organlar yaratmaya başladı. Bu minyatür organlara yerleştirilen elektronik sensörler sayesinde tedaviler uygulanmadan önce alınabilecek sonuçlar hücresel veriler ile öngörülebiliyor.
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
- Lutein’in gözün en önemli antioksidanı olup, diyabet ve yaşa bağlı göz hasarını engellediğini
- Aserola (barbados kirazı) bitkisinin kuvvetli bir C vitamini, polifenol ve mineral kaynağı olarak bağışıklık sistemini güçlendirdiğini
- Likopen’in kuvvetli bir antioksidan olmanın yanı sıra kalp ve damar sağlığını desteklediğini
- Cilt bariyerini onaran kremlerle, egzamada kortizona ihtiyaç olmadan kaşıntı ve kızarıklığın giderilebileceğini biliyor muydunuz?