Türkiye genelinde yöresel peynirciliği Avrupa Birliği standartlarında geliştirmeye yönelik girişimciler dikkat çekiyor. İzmir Seferihisar’ın Düzce köyünde 2009’da örnek bir keçi çiftliği kuran genç Funda Baltalı da bunlardan biri. Geçen yıl mandıracılığa başladıktan sonra geçtiğimiz aylarda da sadece keçi sütünden üretmeye başladığı ve piyasaya sunduğu çeşitli peynirlerinden tatma fırsatım oldu. Örneğin Fransız tarzı ‘Büş’ denilen taze krema keçi peyniri harika!
[[HAFTAYA]]
Geleneksel lezzet
Ayrıca, ‘Süt Uyuyunca-Türkiye Peynirleri’ kitabımı hazırlarken Seferihisar’ın Gödence köyünde tanıştığım geleneksel ‘Armola’ peynirini, Baltalı ‘labneh’ tarzı üretmiş, bence çok da başarılı olmuş. Ayrıca, bir de ‘Labneh’ etiketli sürmelik taze peyniri var. Hiç fena değil. Keçi sütünden yapılan beyaz peynirine gelince, üstündeki ‘tam yağlı’ etiketine karşın, bana tadı biraz yavan geldi; neredeyse diyet peyniri kıvamında. Ama günümüzde böyle peynirin tutkunları da çok. Özetle, henüz işe başlayalı çok olmayan ama daha şimdiden ürünleri kimi süpermarketlerde bulunabilen Baltalı, başta ‘Büş’ olmak üzere, keçili güzel lezzetlere imza atmış. Kutlarım.
İrtibat için: 0232 746 86 68
KARTAL
Zoraki meyhane havalı şık balık lokantaları vardır; nispeten gözden ırak ama hangar gibi geniş ve kişiliksiz içkili balıklı mekanlar da. Sokak arası, gösterişsiz ama buram buram ‘güzel insan’ kokan semt meyhaneleri ise pek kalmadı artık şehr-i İstanbul’da. Bunlardan biri Kartal’; ‘damardan’ bir meyhanedir. İnsan sarrafı Celil Aktaş’ın yerinin reklamı yoktur. Bilen bilir, gelen gelir. Söz gelimi, Bülent Ortaçgil ya da İlhan ve Burhan Şeşen biraderler gibi müzisyenler. Genelde, belli müdavimleri ve onların dostları ağırlıktadır. Erkek egemen bir mekan değildir Kartal. Kadın müşterileri de vardır bu hoş ve uygar meyhanenin. Celil hep ‘canım ciğerim’ diye seslendiği konuklarına sigara böreğinden kerevize, patlıcan tavadan Arnavut ciğerine yaklaşık 25-30 çeşit klasik meze sunar. Ama sadece dilimlenmiş portakal ve elma eşliğinde rakılarını yudumlayıp sohbet edenler de başının tacıdır. Balık dışında, dilerlerse onlara bir güzel fırında çömlek kebabı da yaptırır. Velhasıl, mahalle meyhanesi Kartal’ın ortamı sıcaktır. Adam başı 30-40 liraya da çıkılır, 80 liraya da; herkesin yiyip içtiği kendine göredir, değil mi?
Şehit Asım Cad. Şehit Dursun Bakan Sok. No:9 Beşiktaşİstanbul Tel: 0212 259 39 60
‘Yurdumun Yenilebilir Otları’
Son yıllarda otlara karşı ilginin arttığı açık. Mutfak Dostları Derneği’nden Ahmet Örs, Semih Somer, Turgut Kut ve Tijen İnaltong’un girişimi ve Metro Grup’un desteğiyle hazırlanan Yurdumun Yenilebilir Otları da bu yeşil hazinelerimizin daha çok bilincine varmamızı kolaylaştıracak güzel bir eser. Ada çayından yaban pancarına birçok otun özelliklerine ilişkin bigilerin dışında, her bir ottan bir yemek tarifi de var. Hasan Kale’nin de ayrıntılı bitki çizimleri, söz gelimi hardalotu ile turpotunu birbirinden daha kolay ayırt etmemizi sağlıyor. Dahası, kitaptaki ot çeşitlerinin sadece Latince ve Türkçe adlarını değil İngiliz, Fransız ve Alman dillerindeki karşılıklarını da öğrenebiliyoruz. Örs ve arkadaşlarına, Metro’ya teşekkürler. Güzel bir çalışma. Tek üzüntüm, Yurdumun Yenilebilir Otları bir dernek yayını olduğu için piyasada parayla satılamıyor, bu yüzden de kitapçılarda bulunmuyor.