Elimizde ‘kredi kartı var ve limiti de bulunuyor’ diye hesapsızca harcıyoruz. Sadece ihtiyaçtan değil artık işin psikolojik tarafı daha ağır basıyor. Bazen çılgınca alışveriş yapmanın bizi mutlu ettiğini düşünüyoruz. Bazen de ‘kadınlar bunu sever’, ‘erkekler böyle iyi görünür’ gibi çizilmiş mutluluk portrelerinin büyüsüne kapılıyoruz. Tüm bunlara ek olarak kredi kartıyla harcamanın beyinde uyuşturucu madde etkisi yarattığı kanıtlandı...
1.1 trilyona ulaştı
Tüketiciler, nakit yerine kredi kartıyla alışveriş yaparken daha fazla para harcama eğiliminde. Pandemi döneminde hem banka kartı hem de kredi kartı sayısında inanılmaz artışlar oldu. Sadece sayıda değil harcamalar da adeta patladı. Bunda online alışverişin bu dönemde öne çıkması etkili. Bankalararası Kart Merkezi (BKM) verilerine göre; Şubat 2020'de 70.5 milyon kredi kartı varken Şubat 2021 itibarıyla sayı 77.3 milyona çıktı. Banka kartlarının (ATM kartı) sayısı da 133 milyondan 141.3 milyona yükseldi. Bu 1 yıllık dönemde kredi kartıyla 1.1 trilyon liralık harcama yapıldı.
Fiziki para frenliyor
Harcamanın temelinde elbette ihtiyaçlar var. Ancak yapılan araştırmalar işin farklı bir boyutunu da ortaya koydu: 'Bağımlılık'. Yani harcamalarda psikoloji de en az temel ihtiyaçlar kadar etkili. ABD'de Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde (MIT) yapılan bir çalışma kredi kartı harcamalarının beyinde, bağımlılık yapan uyuşturucu maddelerle aynı kimyasal reaksiyonu tetiklediğini ortaya çıkardı. Bilim insanları kredi kartı kullanımında masraf ne olursa olsun kişinin maliyetleri yeteri kadar düşünemediğini, bunun da daha fazla harcamaya neden olduğunu keşfetti. Fiziki parada ise beyindeki ödül merkezi uyarılmadığından harcamada daha dikkatli olunuyor.
Haz yoksunluğu etkisi
Araştırmalar kartla daha fazla para harcama eğiliminde olduğumuzu gösterdiğine göre, işin psikolojisine odaklanmak en az bütçe hesabı yapmak kadar önemli hale geliyor. Bireyi yöneten 'haz' güdüsünün alışverişi de şekillendirdiğini vurgulayan Psikolojik Danışman Dr. Feyza Çelen, "Harcama bahanelerinin sevgi, onay, güven veya kimlik arayışı içinde değerlendirilmesi gerekiyor. Pandemi döneminde 'evde kal' ilkesi gereğince sevdiklerimizi görememek ve dahası onlarla eğlenebileceğimiz ortamlarda olamamak uzun süreli bir 'haz yoksunluğu' ile karşı karşıya kalmamamıza neden oldu. Bu psikolojiyle, plansız eğlence bütçelerini birdenbire anlamlı, akla yatkın ve planlıymış gibi görünür bir hale getirdik. Ev içinde değişik hobiler için para ayırmaya ve harcama stilimizi değiştirmeye ya da internet alışverişleri ile gerekli gereksiz her şeyi satın almaya başladık" diyor.
Duygusal bir tüketim
"Bu dönemde 'çocuğum da okula gitmiyor, evden çıkamıyoruz, ailemi mutlu edeyim istediklerini alayım yüzlerini güldüreyim' gibi sıcak duyguların da etkisi altında kaldık" diyen Feyza Çelen, özetle pandemi sürecinde değişen haz anlayışıyla tüketim iştahının tavan yaptığını ifade ediyor. Çelen'e göre; ilk dönemlerde üretkenlik dürtümüz tetiklenmişti, hatta evde ekmeklerimizi yaptık, fotolar paylaştık, sevdiklerimizle oyunlar oynadık. Fakat süre uzadıkça içimize çöken umutsuzluk, bezginlik ve bıkkınlık halleri dengemizi bozmaya başladı ve üretmekten yeniden uzaklaştık. Belki de çoğumuz çılgın bir tüketiciye dönüştük.
Bağımlı ya da 'PSİKOkart' mısınız?
Dr. Feyza Çelen, alışveriş bağımlılığını şöyle tanımlıyor:
* Sürekli alacağınız şeyleri düşünüyorsanız,
* Sorumluluklarınızı bir kenara bırakıp, devamlı isteklerinizi internetten veya çevreden araştırıyorsanız,
* Sanki o olmadan yaşayamayacağınızı düşünüyorsanız,
* Durup dururken ihtiyaç yaratan mantıklı sebepler bulmaya çalışıyorsanız,
* Kendinizi haftada üçten fazla bu takıntılı düşünceler ve durumlarda buluyorsanız, siz de alışveriş ve kartla harcama bağımlısı olma potansiyeli var demektir.
İnternet teşvik edici
Firmalar son dönemde psikolojiyi çok iyi bir veri bilimi olarak kullanmaya başladı. Mizaç tiplerimize uygun sunulan ürünler, koku duyumuzun satın alma davranışımızı etkileyen araştırmalar ve hikayesi olan her şeye anlık çekilen ilgimizin farkındalar. Kendimizi yormamızı, üzmemizi, zorluk çekmemizi istemeyen alışveriş siteleri hepimiz için oldukça cazip. Her şeyin emrimize sunulması, kendinizi fazlasıyla güçlü hissettiriyor. Hijyenik tedbirlere olan düşkünlüğümüz evden çıkmamak adına biraz daha fazla ödeme yapmayı bile görünmez hale getirebiliyor. Kart ve internetten alışveriş size parayı unutturur. Her alışverişte bütçenizi düşünün ve parayı gözünüzün önüne getirin.
Harcama anında şu soruları kendimize soralım
Olan oldu, içinden geçtiğimiz sıkıntılı dönem bize daha çok harcattı. Peki ya şimdi ne yapmalıyız, tüketimde ve kartlı harcamada nasıl mantıklı davranabiliriz? Feyza Çelen, bu konuda kendimize şu soruları sormamızı öneriyor:
* Bu harcamayı çevreme hangi mesajı vermek için yapıyorum? Daha güzel görünmek için mi?
* Bu markaya sahip olmak beni onların içinde daha mı etkin kılar?
* Bu harcamayla birlikte nelerden taviz vermiş olurum?
* Hedeflediğim ürünü almadığımda hayatımın konforunda ne gibi değişiklikler olur?
* Yapacağım harcama fizyolojik ihtiyaçlarımdan vazgeçmemi gerektiriyor mu?
* Bu ürünü almasam yerine elimde var olan neyi koyabilirim?
* Aldığım ürün benim hayatıma nasıl bir katkı getirir ve benim ne yönde gelişmemi sağlar?
Bu saatten sonra kartı kullanırken bunlara dikkat edin!
* Düşük taksitlerin cazibesine kapılmayın.
* Kart borcunu zamanında ödeyin faiz işlemesin, yasal takibe girmeyin.
* Devamlı asgari ödeme tutarını kapatmak borcun daha da büyümesine neden olur.
* Sadece asgari tutarı ödeyen, kalan borcu için faiz işlediğini unutmamalı. Bu, borcu olduğundan daha yükseğe çeker.
* Kart borcunuzu kapatamaz hale geldiyseniz, faizi uygunsa kredi çekerek tek seferde ödeyebilirsiniz.
* Kredi de çekemiyorsanız mutlaka bankadan yapılandırma talep edin.
* Kart kontrolünü sağlayamıyorsanız kartın kullanım limitini düşürün. Bankalar bu talebi uygulamak zorunda.
* Türkiye'de her cepte ortalama 2 kredi kartı var. Borcu yönetmek ve kontrollü olmak için tek kart kullanın.
* Alışverişi hesap kesim tarihine kısa süre kala yapmak yerine, hesap kesim tarihinden sonra yapmak size son ödeme tarihiyle birlikte 1 aydan fazla zaman kazandırır.
* Hesap ekstresini aylık düzenli kontrol edin. Nereye ne kadar harcadığınızı, kaç taksit kaldığını bilmezseniz borç yükü artar.
* Acil, küçük tutarlar ve kısa süreli olanlar dışında nakit ihtiyacınızı kredi kartından karşılamayın.
* İdari takipteyseniz bankanızdan kaçmayın irtibata geçin ve mağduriyetinizi samimi olarak anlatın.
* Her bankanın aidatsız kredi kartı ürünü çıkarma zorunluluğu var. Aidat canınızı sıkıyorsa kartınızı aidatsız olanla değiştirin.