Çocuklara nasıl hitap etmeli?
Çocuk gelişimine yön veren uzmanların yıllarca araştırdığı konulardan biri de dil ile düşünce arasındaki ilişki ve bunların insanın gelişimi üzerindeki etkileridir. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki kullanılan dilin sosyalleşme, kişilik gelişimi, duygusal gelişim, kişinin dünyayı algılama şekli üzerinde önemli etkileri var.
Dünyayı ilk tanıdığımız yer ailemizdir. Bizim için dünyayı temsil eder. Ebeveynin bebeğin ihtiyaçların vermiş olduğu tepkiler, bebekte güven, sevgi bağını geliştirir.
Çocuğun ihtiyaçları karşılanırken duyduğu söz ve cümlelerin bilinçaltına etki ettiğini biliyor musunuz?
Son zamanlarda dikkatimi çeken bir konu da yetişkinlerin çocuklara “Aşkım, sevgilim, paşam, prensesim, yakışıklı oğlum, nazlı kızım, yek…” gibi sıfat yada lakaplarla hitap etmeleri.
Çocuğa neden aşkım, sevgilim demeyelim?
Çocuğa söylediğimiz “Prensim, aşkım, sevgilim, sakar oğlum, nazlı kızım, kahramanım…” gibi ayrıcalık yada üstünlük belirtilen kelimelerle, kişiliğine adına özgü sıfatlarla çocuğa hitap etmeniz çocukta rol karmaşasına neden olur. Çünkü çocuk ona söylenilen bu kelimeleri yadırgamaz gerçek olarak algılar. Kendisiyle ilgili eleştirel düşünme şekli daha gelişmemiştir.
Çocuğa “aşkım” dediğinizde eşinize de “aşkım” diyerek hitap ettiğinizde çocuğun kafası karışır. Ve gelişimsel süreç olan fallik döneminde anne babasına karşı cephe almasına, yetersiz hissetmesine gibi birçok karmaşa yaşamasına yol açar. Çünkü çocuk daha soyut düşünemez. Her şeyi olduğu gibi algılar.
“Sen benim aşkımsın, güzeller güzelim, kahramanım benim…” ile başlayan cümleler çocuğun bilinçaltında narsistlik ve kendini üstün görme gibi bir algı geliştirecektir. Çocuk arkadaş grubunda yada okul hayatında farklı bir tepki gördüğünde bu durum çocuk için ciddi bir sorun, hayal kırıklığı olacaktır.
Çocuğa nasıl hitap etmeliyiz?
Çocuğa hitap şeklimiz onu ayrıştırmayan, rol karmaşasına yol açmayan net ve basit kelimeler olmalıdır. “Kızım, oğlum, çocuğum, evladım, kendi adını söyleme …” gibi onu sosyal ortamda tanımlayan kelimeler seçilmelidir.
Bazen aileler bu kelimeleri böyle kullanmanın çocuğa olan sevgisini anlatmaya yetmediğini, çocuğun sevilmediğini düşünmesine yol açacağını sanmaktadır. Bu düşünceler sizin kaygınızdır. Çocuğa sevgiyi hissettirmenin yolu sadece kullandığımız kelimeler değil, bunları kullanırken eşlik eden jest ve mimikler, beden dilimizdir. “Canım kızım” derken onu öpmeniz, “Sabırlı oğlum” diyerek ona sıkıca sarılmanız sevginizi güçlendirmenin bir yoludur.
Tabi ki yaptıklarından dolayı çocuğun başarısını övmeyi ihmal etmiyoruz. Ödevini tamamlamış bir çocuğa “Çalışkan kızım benim…” demenin hiçbir sakıncası yoktur.
Doğan Cüceloğlu’ nun da dediği gibi;
“Hepimizin içinde güzel söz ve gülümseme bekleyen bir çocuk var.”