Geçen hafta sosyal medyadaki paylaşımımla bu haftanın konusunu siz belirleyin istedim. Gelen onlarca muazzam öneriden ilkiyle başlayalım:
“Denge, dengeli olmak ne demek? Ruh, zihin ve beden nasıl daha senkronize olabilir?”
Buddha’nın hikayesinden yola çıkalım. Kraliyet ailesinden gelen babası tarafından hastalık, yaşlanma, ölüm gibi hayatın acı veren kısımlarından izole yetiştirilir. Bir nevi Truman Show içinde geçen yıllar sonunda kraliyet bahçesinden çıkar ve dünyanın gerçek yüzüyle karşılaşır. Derin bir yıkım yaşayarak kendini din yoluna adar; saatler süren meditasyon, aylarca süren açlık, dünyevi zevklerden tamamen feragat ettiği uzun yıllar sürer. Gel gelelim aradığı cevaplar bu yolda da değildir. Nihayet yoksunluktan da, şaşaalı varlıktan da çekilip, orta halli bir yaşamı seçmesinin ardından bir gün altında oturduğu Bodhi ağacı altında aradığı tüm cevaplara nail olur.
Mevlana’nın Şems ile tanışma hikayesinde ise, Şems Mevlana’nın kütüphanesine gelir ve en önem verdiği 5 kitabını elinin tersiyle havuza iter. “Kır kaleminin ucunu.. seni bu noktaya getiren bilgiler, senin buradan sonra ilerlemeni engeller” der. Okuyarak öğreneceksin belki ama ancak aşkla anlayacaksın, sözleri Mevlana’nın hayat yolunu belirler.
Biyolojide denge hali, yani homeostaz etrafında değişen koşullar karşısında hücrelerin iç dinamiklerini koruyabilmesidir.
Fizikte, yüklerin bir merkez etrafında eşit dağılımı.
Kimyada, etki ve tepkilerin, genel denklemin yapısını bozmayacak şekilde gerçekleşmesi.
Yani,
insan olmayı deneyimlemeye geldiğimiz bu dünyada
insan olmanın hakkını verirken, sonsuz varlık olduğumuzu da unutmadan,
kalbin ışığı doğrultusunda aklı kullanarak,
bizi yolumuzdan saptıran tüm unsurları merkezimizde kalabildiğimiz mesafede tutarak,
hayatımızın başımıza gelenler tarafından değil, bizim olanlara verdiğimiz tepkiler tarafından şekillendiğinin farkında olarak
denge mümkün.
Araştırmacı yazar Dr. Joe Dispenza’ya göre ise fiziksel, kimyasal ve duygusal boyutlarda dengeye ulaşmak zihin, beden, ruh üçgenindeki dengeyi mümkün kılar. Kimyasal ve duygusal denge, fiziksel dengeyi de sağlar.
Bu da negatif düşünce paternlerini kırıp yerine sağlıklı olanları kurmakla başlar. Negatif düşünceyi fark et, izini takip et, kökenini keşfet. Ve yerine pozitif bir düşünce ek.
Zihindeki düşüncelerin belirleyicisi büyük oranda bedendeki kimyasal dengedir. Sağlıklı beslen, egzersiz yap, yeteri kadar dinlen.
Mutluluk mutluluğu getirir. Şükret, hayal et, kendini motive et.