Zorunlu trafik sigortalarında geçtiğimiz günlerde yeni bir düzenleme yürürlüğe girdi. Geçmişte ikinci el bir araç alındığında yeni bir trafik sigortası yaptırmak için 15 günlük bir süreniz vardı. O sırada aracınızı satın aldığınız kişinin yaptırdığı trafik sigortası geçerliliğini koruyordu. Bu iyi niyet yaklaşımı gün geçtikçe suiistimal edildiği ya da unutulması nedeniyle sigorta yaptırmamaya kadar gitti. Ve durum yollarda trafik sigortasız araç sayısının artmasına sebep oldu. Şöyle açıklamak daha doğru; Trafik sigortası bir mesuliyet sigortası. Yani bir kaza anında kendisinin değil, karşı tarafın mağduriyetini önleyen bir sigorta. Yani size bir araç çarpsa ve trafik sigortası yoksa yandınız.
Sektörün iş yükü arttı ama...
Şimdi ise araçların sigortasız kalmasını önlemek için yeni bir düzenleme yürürlüğe girdi. Bir araç alacaksanız önce sigorta acentenizi arayacaksınız trafik sigortanızı yaptıracaksınız sonra gidip noterden üzerinize satış işlemini yaptıracaksınız. Düzenleme yürürlüğe girdiği gün, vatandaş durumu bilmediği için acilen sigortacılarını arayıp sigorta yaptırmak istedi. Sigorta acenteleri ise işi gücü bıraktı ve acele trafik sigortası poliçesi hazırlama paniğine girdi. Zaten trafik sigortası arzında sıkıntı var. Sigorta şirketlerinden 3-4’ünün üzerine bu iş yıkıldı, diğerleri ise kulağının üstüne yattı. Bir şirketin bir ayda kestiği poliçeyi bir günde kestiği iddia ediliyor. Trafik sigortası zarar eden branş, kestiğin anda yüzde 30-40 zarar ediyorsun. Sonuçta vatandaş, acente, sigorta şirketi hiç biri durumdan memnun değil. İlk gün paniği normale döner, bu konuda umudumuzu koruyoruz.
Palandöken “5 yılda fiyatlar çok arttı”
Diğer taraftan TESK Başkanı Sayın Bendevi Palandöken bir açıklama yapmış. Esnaf ve sanatkârları savunduğunu düşünerek okudum, bu sefer konuyu genelleştirmiş. Aslında genelin böyle bir sıkıntısı yokken... Trafik sigortalarının fiyatlarının çok arttığını söylemiş ve eklemiş: “5 yıl önceki fiyatlarla bugünün fiyatları arasında uçurum var.” 5 yıl önceki hangi fiyatlarla bugünün fiyatları arasında uçurum yok ki diye sorarım Sayın Palandöken’e. Kaldı ki fiyatları devlet belirliyor ve hep enflasyonun altında bir oranda artışa izin veriyor. Palandöken ayrıca, fiyat farklılıkları var, hem de yüzde 100 demiş. O konuda da haklı. Temsil ettiği esnaf kesimi için bu farklılıklar oluşuyor. Çünkü aracını gündüz işinden evine kullanıp yılda bir kaza veya yapmayan ile yılda dokuz kaza yapan esnaf kardeşimin fiyatları arasında bir fiyat farkı olsun değil mi? Nasıl olsa patron öder diye çok dikkatsiz araç kullanılıyor. Bu poliçeler kişilere yazıldığında herkes rahat edecek.
Günümüzde özellikle dijital dünyada dolandırılmak çok kolay. İnternet üzerinden, telefon ile bankalar üzerinden değişik yollardan dolandırıcılar cirit atıyor. Polisim, savcıyım diyerek yapılan dolandırıcılık ne kadar çok deşifre olmuşsa da hala bu yolu kullananlar çok fazla. Dolandırıcılık yöntemlerinde genellikle emekli kesimini hedef alıyorlar. Ben bile yakın bir zamanda kargo takibi yaparken nerdeyse dolandırılıyordum.
Şanslıymışım kurtuldum. Ama hala bu yolları deneyerek kişilerin mağdur edilmeye devam edildiğini görüyorum. Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada sigortacılık sektörünü ilgilendiren bir dolandırıcılık olayının videosu dolaşıyordu. Olay, 2023 yılında olmuş. Eskişehir’de savcılık bu organize dolandırıcılık ekibini yakalamışlar. 50 tane sigorta şirketinin internet sitelerinin aynısını kopyalayarak trafik sigortası satma bahanesi ile vatandaşları dolandırmışlar. Sonunda yakalandılar ama... Bu nedenle sigorta yaptırmak istediğinizde, acente, broker, banka ve internet sitelerinden sigorta yaptırmak çok daha güvenli olacaktır.
Acenteler en güvenli olanı
Bir danışmanlığa ihtiyacınız varsa acenteler size çok yakın, “sigorta acenteden alınır” diye sloganları bile var. Sigorta ihtiyacınızın en uygun şekilde belirlenmesine acenteler size yardımcı olacaklardır. Hasar oluştuğunda da sizin mağduriyetinizin engellenmesine aracı olacaklardır. İş insanıysanız da brokerleri tercih edebilirsiniz. Banka ile yoğun işleriniz varda sigortanızı buradan da yaptırabilirsiniz. Özellikle yeni nesil ise sigortayı internet sitelerinden satın almayı seviyor. Bir acenteye gitmeye vakti olmayan özellikle genç beyaz yakalılar karşılaştırmalı sigorta ürünü satan siteleri tercih ediyorlar. En çok dolandırıcılığın da bu siteler kullanılarak yapıldığını duyuyoruz. Siz siz olun sigortanızı internetten yapacaksanız çok dikkatli olun. Özellikle girdiğiniz sitenizin fake bir site olmadığından emin olmadan işlemlerinizi yapmayın.
Yılın son dönemi özellikle işyeri poliçelerinde yenileme dönemi olarak bilinir. İşyeri poliçeleri bir acente veya broker uzmanlığında satın alınan poliçelerdir. Bu noktada sigortayla ilgili danışmanlık aldığınız aracı kurumlar size poliçenizin bittiğini mutlaka hatırlatacaktır. Bu konunun atlanmaması için şirketlerden de uyarı gelebilir ama sizin yine de bir kenara not etmenizde fayda var. Yenileme günü geldiğinde şayet geçen süreçte hizmet aldığınız sigorta şirketinden memnunsanız orada devam etmenizde fayda var.
Bu süreçte şöyle bir gelişme yaşanıyor. Yeni poliçe fiyatı önümüze gelip artışı görünce önce hop oturup hop kalkıyoruz. “Yahu geçen sene poliçemizi hiç kullanmadık, neden bu kadar arttı” deniliyor genellikle. Bu artış aslında şu anki ekonomik konjonktür ve enflasyon rakamları dikkate alınarak yapılıyor. Diğer taraftan “hiç kullanmadık ne kadar çok artmış” söylemleri ise çok da geçerli değil. Çünkü şayet poliçe kullanıldıysa bir miktar daha da fazla artacağını söylemeliyim. Bu arada iş yerinize yeni bir makine parkı veya cihaz yatırımı yaptıysanız bunu sigorta acenteniz ile mutlaka paylaşmalısınız. Ve tabii ki tüm makine parkınız için yeniden bir değerleme yapmanız da gerekiyor. Bu tesisi sıfırdan kurmanız gerektiğinde sizin ne kadar bir yatırıma ihtiyacınız olur bunu düşünmeniz, bu değerlemeyi uzman birine yaptırmanız ve sigortacınızla paylaşmanız en doğru olanıdır. Poliçe yapılırken sizin tasarruf etmeye çalışmanız Allah korusun risk hasara dönüştüğünde size maliyetinin çok daha fazla olacağını unutmayın.
Sigorta denildiği zaman aklımıza hep trafik kazası geliyor. Ama her geçen zaman riskler günün koşullarına göre değişiyor, farklılaşıyor. Yeni yeni riskler oluşuyor. Trafik sigortası ve Kasko’ya sıkışmış sigorta bilincimizin artık yetersiz kaldığı bir gerçek. Yeni risklere geçmeden öncelikle sağlığımızın sigortasına değinmeden edemeyeceğim. Son günlerde özellikle Tamamlayıcı Sağlık Sigortası (TSS) çok konuşulmaya başlandı. Bir sosyal güvenceniz varsa TSS yaptırabiliyorsunuz ve belirlenmiş özel sağlık kuruluşlarından hizmet alabiliyorsunuz. Bu sigortayı yaptırmak artık çok da maliyetli değil.
Tabii ki hastaneye gidip bir muayene olup, küçük bir operasyon geçirdiğinizde bunu anlıyorsunuz. Ne yazık ki Devlet hastanelerinden hizmet almak önceliğimiz ama oradaki yoğunluğu yaşayınca özel sağlık sigortası alternatifi olmasının önemi daha da iyi ortaya çıkıyor. Bu yaz eşimi akrep soktu, en yakın diye Devlet Hastanesi’nin aciline gittik, doktor hanım; “Hemen serum bağlamamız lazım, boş yatak bulun ve yatın” dedi. Ne yazık ki yataklar dolu ve başında sıra bekleyenler vardı. Tabii ki çok acil bir durum olduğu için özele gittik. Ve eşim o şekilde tedavi olabildi. Bu belki de sağlık konusunda yaşanabilecek en basit bir olay olarak görülebilir. Sosyal güvencesi olan her birey bir sigorta acentesine başvurup TSS için kendisi ve ailesi için teklif alabilir. Rakamların çok da korktuğunuz gibi olmadığını göreceksiniz.
Riskler artıyor derken... trafik, kasko, konut, sağlık sigortaları dışında gelecekte, iklime bağlı risklerle çok daha fazla karşılaşabileceğimizi unutmamalıyız. Diğer taraftan dijital dünyanın tam göbeğindeyiz. Her şeyimiz bir cep telefonuna sıkıştırılmış durumda. Dijitalde dolandırılma olayların artacağı bir gerçek. Yaşanıyor da zaten. Tüm kimlik bilgilerimiz, banka bilgilerimiz de artık çok kolay ele geçirilebiliyor. Bir gecede bankadaki hesabınızdaki paraların uçup gittiğini görebileceğimiz günler geliyor. Sigortacılar bunlar için de sigortalılara güvence sunmak için çalışıyor elbet. Siz siz olun bütçeniz doğrultusunda sigortanızı yaptırın, riskleri sigorta şirketlerine devredin derim.
13 yıl önce toplumda sigorta bilincini artırıp, bireylerin, kurumların değerlerini risklerden korumak ve sigorta sistemine aktarmasını sağlamak için yola çıkılmıştı. İlk yıl Taksim’de toplanıp Tünel’e kadar pankartlarla yürüyüp topluma bir mesaj verilmeye çalışılmıştı. Aynı günün gecesinde ise Galatasaray Lisesi’nin önünde bir açık hava konseri verilmişti. O dönemde ilk olması sebebiyle sektör biraz acemiydi. Basında yansımaları olmuştu ama o çok organize olunamamıştı. Sonrasında Sigorta Haftası düzenlenen etkinliklerle ağırlıklı olarak sektör sorunlarının paydaşlarla tartışıldığı bir yere evrildi.
O günden bu yana böyle devam ediyor. Bu da gerekli elbette. Ama Sigorta Haftası ruhu toplumda sigorta bilinci oluşturacak etkinliklerle olmalı diye bıkmadan usanmadan 12 yıl boyunca eleştirdim. Bu sene de Sigorta Haftası kapsamında, İstanbul’da bir zirve, etkinlikler ve Antalya’da Fuar gerçekleşti. Bu etkinliklerin bir yerinde bile tüketici yani odak noktasına koymamız gereken “sigortalı” yoktu.
Bu toplantılarda gerekli hiç itirazım yok. Ama bunun Sigorta Haftası amacını karşıladığına inanmıyorum. Çocuklara yönelik bir etkinlik düzenlendi. O gerçekten güzeldi. Ama diğer etkinlikleri biz her zaman yapardık ve yapıyoruz. Antalya’da bir Fuar gerçekleşti. Bütün sektör paydaşları oradaydı. İşbirlikleri konuşuldu, dostlar ile hasret giderildi, iyi paneller düzenlendi. Bunlara da itirazım yok. Fuar etkinliğinin İstanbul’da, İzmir’de, Ankara’da da yapılmasını isterim. Ama konsepti farklı. Bu fuara katılacak sigorta endüstrisi temsilcileri açtıkları stantları tüketiciye mesaj verecek unsurlarla donatmalı mesela. O haftaya özel ilk kez sigorta yaptıracak kişilere özel indirimler yapılabilir. Özel promosyonlar ile tüketicilere ulaşılması daha doğru olur. Mesela bir panel yapılacaksa “eğitim sigortası, kasko, cep telefonu sigortası, BES ve Hayat sigortası”nın faydalarını yaşamış kişilerin katıldığı kişilerden oluşmalı. Bu fikirler daha da geliştirilebilir. Ben sabırla yazmaya devam edeceğim ::))
Sigorta bir güvencedir. Bunun yanında sigorta ile ilgili en sevdiğim söz ise “ihtiyacın olduğunda satın alamayacağın tek şey sigortadır.” Yani bu şu demek; yangın oldu, sel oldu, hastalandın, ekinlerine dolu vurdu, aracınla kaza yaptın... Tüm bunlar olduğunda sigorta yaptırmak istesen bile satın alman mümkün değil. Tabii ki satın alabilirsin ama o yaşamış olduğun mağduriyetini engellemez. Özetle sağlıklıyken, aracın çalınmamışken, kaza yapmamışken, yangın olmadan, sel basmadan, evin yıkılmadan sigortanızı yaptırırsanız bu riskleri sigorta şirketlerine bütçeniz oranında devredersiniz. Bu olayları yaşadığınızda ise bırakın sizin yerinize sigorta şirketi düşünsün. Sigorta bilinci daha ilkokul müfredatlarından itibaren çocuklarımıza aşılanmalı. Ehliyet sınavında sigorta ile ilgili birkaç soru konulmalı. Zaman zaman sigortanın önemine vurgu yapacak bilgiler, haberler toplumla paylaşılmalı.
SİGORTA BİR YARDIMLAŞMADIR
Sigorta şirketleri her gün milyarlarca TL tazminat ödemeyip vatandaşların mağduriyetini engelliyor. Sigorta bir yardımlaşmadır, bugün prim ödersiniz başınıza bir şey gelmez, komşunuzun arabası kaza yapar onun mağduriyetini engellemiş olursun, ama gelecek yıl sizin aracınız kaza yapar bu sefer komşunuzun ödediği primlerden sizin aracınız tamir edilir. Sigorta sistemi böyle bir şeydir. Sigorta yaptıran kişi sayısı arttıkça primler de ucuzlayacaktır. Evet bütçelerimizin zorlandığı bir dönemdeyiz. Ama kaybettiğimiz bir değeri tekrar satın alıp yerine koymanın daha zor olduğu bir zamanda yaşıyoruz. Bu nedenle bütçemiz elverdiği kadarıyla değerlerimizi sigorta ile güvence altına almalıyız. Sigorta sektörünün tüm paydaşları Sigorta Haftası’nda sektörün önemini düzenlenecek çeşitli etkinliklerle kamuoyuyla paylaşacaktır. Sigortasız kalmak en büyük risk. Kaldı ki risklerin de çok arttığı bir dönemdeyiz. Sigortasız kalmayın!
Sigorta şirketlerinin toplum üzerindeki algısı her geçen gün artarak devam ediyor. “Poliçeyi satana kadar, hasar olduğunda ara ki bulasın” sözü artık çok geride kaldı. Artık sigortacılar hasar olduğunda neredeyse olayın olduğu anda hasar ödemeye başladılar. İstisnalar elbet oluyordur. Karşılıklı güvene dayalı bir sistem. Sigortacılar mağduriyetleri hızla önlemek konusunda hevesli olsalar da bazen karşılarında haksız kazanç sağlamak için sigorta şirketlerini dolandırmaya çalışanlarda olduğu için zaman zaman yoğurdu üfleyerek yemeyi tercih ediyorlar. Fakat sigortacılar bu hasar anı ve mağduriyetler dışında kamuoyunu yakından ilgilendiren sosyal, sportif, genel sağlık sorunları sırasında yurttaşlarımızın hep yanında olmaya çalıştılar.
Pandemide şartnamede olmamasına karşın bu tedavi masraflarını ödemelere dâhil ettiler. Son yıllarda sigorta şirketleri profesyonel ve amatör birçok kulüp ve sporcuya destek oluyor. Deprem ve sonrasında her konuda depremzedelerin yardımına koşan da yine sigortacılardı. Hasarları hızlıca ödediler bölgede. Sigorta şirketleri deprem bölgelerinde kalıcı yardımlar da yaptılar. Okullar, konutlar ve birçok projeye imza attılar. Geçtiğimiz günlerde AXA Türkiye deprem bölgesinde bir okul yaptırdı. Ve okulda eğitim başladı. AXA Sigorta CEO’su Yavuz Ölken ile konuyla ilgili konuştum.
Yavuz bey “Sevgili Can hatırlarsın, depremin 10’uncu günü Sigorta Ekranı’ndaki yayında bir söz vermiştik. Acenteler adına bölgede bir okul yaptıracağız. Acentelerimize bu yıl seyahat kampanyası düzenlemeyeceğiz onun yerine okul yapacağız demiştik. Acentelerimizde buna çok sıcak bakmışlardı. Sevgili Can okulumuz bitti. Eğitime başlandı. Çok mutluyum. Mutluluğumu tarif etmem mümkün değil. Biz sigortacılar mağduriyetleri engelleyerek zaten manevi bir tatmin yaşıyoruz. Ama okul işi bunun çok ötesinde. Bu mutluluk kariyerimde yaşadığım birçok başarının da üzerinde. Bunu seninle paylaşmak istedim” dedi. Ben de sizlerle paylaştım. Geçtiğimiz günlerde Ray Sigorta da İskenderun›da bir okul yaptırdı. Ray Sigorta CEO’su Koray Erdoğan bizzat okul açılışına katıldı. Bunlar sektörün tüketici nezdinde ki algısını ve güvenini pekiştiren şeyler. Sektörü bu konulardaki duyarlılığından dolayı yürekten kutluyorum.
Evet çocuklarınızın eğitim sürecini garanti altına alacak bir sigorta ürünü var. Var ama ne yazık ki ihtiyaç duyulan kesimde bu sigorta ürünü pek bilinmiyor. Kime anlatsam “ya gerçekten böyle bir sigorta var ama biz neden bilmiyoruz“ diyorlar. Çocuklarımız bizim her şeyimiz. Onlar için yapamayacağımız bir şey yok. Eğitimleri gelecekleri için elbette çok önemli. İstiyoruz ki iyi bir eğitim alsın ve geleceğini bu eğitimin temelleri üzerinde kurarak mutlu bir yaşam sürsün. Türkiye’de eğitim devlet okulları ve özel okullarda veriliyor. Çocuklarının eğitimini özel okulda devam ettirmek isteyen ve mali durumu iyi olan bir kesim var. Birde dişinden tırnağından artırıp birçok şeyden feragat eden çocuklarını özel okullara gönderen ebeveynler var.
ÇOCUKLARIMIZ BİZİM HER ŞEYİMİZ!
Bu sürecin sürdürülebilir olması gerekiyor. 3 sene vereyim sonra Devlet okuluna geçiririm düşüncesi pek doğru değil. Ekonomik şartlar zorlarsa yapacak bir şey yok elbet. Tabii ki çocuklarımızın eğitimi bir şekilde nerede olsa devam edecektir. Bu sektör ile ilgilendiğim yılların başında yaşanmış bir hikâye beni çok etkilemişti. Bir mühendis iki çocuğuna da eğitim güvence sigortası yaptırmış. Ve bundan kimsenin haberi yok. Birkaç yıl sonra şantiyede yüksek gerilim nedeniyle vefat ediyor. Eve eşyaları getirildiğinde dosyaların arasında bu poliçeye rastlıyor eşi. Birine danışıyor ve sonra anlıyor ki çocuklarının eğitim süreci sigorta güvencesine alınmış. Ve bundan sonraki tüm okul masrafları sigorta şirketi tarafından karşılanmış. Özetle çocuğunuza bir eğitim güvence sigortası yaptırmak istiyorsanız bir acenteye başvurabilir detayları öğrenebilirsiniz. 8 sene boyunca yıllık okul ücretleri yaklaşık olarak belirleniyor (enflasyon farkıyla) ve bunun için bir prim belirleniyor. Toplam rakamın binde bilmem kaç oranında buna ilişkin belirlenen primi bir seferde ya da taksitle ödeyip çocuğunuz için 8 yıllık bir güvence edinebiliyorsunuz. Çalışan anne ve baba gelir elde edemez duruma düştüğünde (vefat maluliyet vb.) sigorta şirketi çocuğun eğitim hayatının geri kalan tüm masraflarını karşılıyor.