13 yıl önce toplumda sigorta bilincini artırıp, bireylerin, kurumların değerlerini risklerden korumak ve sigorta sistemine aktarmasını sağlamak için yola çıkılmıştı. İlk yıl Taksim’de toplanıp Tünel’e kadar pankartlarla yürüyüp topluma bir mesaj verilmeye çalışılmıştı. Aynı günün gecesinde ise Galatasaray Lisesi’nin önünde bir açık hava konseri verilmişti. O dönemde ilk olması sebebiyle sektör biraz acemiydi. Basında yansımaları olmuştu ama o çok organize olunamamıştı. Sonrasında Sigorta Haftası düzenlenen etkinliklerle ağırlıklı olarak sektör sorunlarının paydaşlarla tartışıldığı bir yere evrildi.
O günden bu yana böyle devam ediyor. Bu da gerekli elbette. Ama Sigorta Haftası ruhu toplumda sigorta bilinci oluşturacak etkinliklerle olmalı diye bıkmadan usanmadan 12 yıl boyunca eleştirdim. Bu sene de Sigorta Haftası kapsamında, İstanbul’da bir zirve, etkinlikler ve Antalya’da Fuar gerçekleşti. Bu etkinliklerin bir yerinde bile tüketici yani odak noktasına koymamız gereken “sigortalı” yoktu.
Bu toplantılarda gerekli hiç itirazım yok. Ama bunun Sigorta Haftası amacını karşıladığına inanmıyorum. Çocuklara yönelik bir etkinlik düzenlendi. O gerçekten güzeldi. Ama diğer etkinlikleri biz her zaman yapardık ve yapıyoruz. Antalya’da bir Fuar gerçekleşti. Bütün sektör paydaşları oradaydı. İşbirlikleri konuşuldu, dostlar ile hasret giderildi, iyi paneller düzenlendi. Bunlara da itirazım yok. Fuar etkinliğinin İstanbul’da, İzmir’de, Ankara’da da yapılmasını isterim. Ama konsepti farklı. Bu fuara katılacak sigorta endüstrisi temsilcileri açtıkları stantları tüketiciye mesaj verecek unsurlarla donatmalı mesela. O haftaya özel ilk kez sigorta yaptıracak kişilere özel indirimler yapılabilir. Özel promosyonlar ile tüketicilere ulaşılması daha doğru olur. Mesela bir panel yapılacaksa “eğitim sigortası, kasko, cep telefonu sigortası, BES ve Hayat sigortası”nın faydalarını yaşamış kişilerin katıldığı kişilerden oluşmalı. Bu fikirler daha da geliştirilebilir. Ben sabırla yazmaya devam edeceğim ::))