Sigorta sektörü Zorunlu Trafik Sigortası’ndan çektiği kadar hiç bir şeyden çekmedi. Önce şunu belirteyim. Trafik sigortası zorunlu ve karşı araca verilecek zararı karşılayan bir sigorta. Özetle toplumsal bir çözüm aracı. Bunun yanında trafik sigortası kaza sırasında yaralanan ve ölen kişilere tazminat ödüyor. Bir de araç yeni ise “Değer kaybı” tazminatı ödüyor. Sigortalılar veya varisleri bir kaza sonrası sigorta şirketinden bu tazminatları alabiliyor. Sigorta sektörü Zorunlu Trafik Sigortası’nda 15 yılda toplam 9 milyar TL zarar etmiş.
Sigorta sektörünün yüzde 55’i yabancı, yüzde 45’i yerli sermayeli şirketlerden oluşuyor. Ve trafik sigortası primlerini kesen şirketlerin yüzde 60’ı yerli sermayeli şirketler. Yabancı sermaye oranı geçmişte çok daha yüksek olduğu için bu 9 milyar TL’lik zararın çoğunu yabancılar ödedi. Bu nedenle, “Bize ne yabancı şirketlerden. Onlar çok kar ediyorlar, biraz zarar etsinler” bakış açısını bu rakamlar yalanlıyor.
HESAPLAMA YÖNTEMİ DEĞİŞMELİ
Şirketler bedeni tazminatların hesaplanması için dünyada uygulanan bir yöntemi getirmeye çalışıyor. Hazırlanan metinlerde tartışılacak bölümler olduğu iddia edildiği için son anda kanun teklifinin o bölümü geri çekildi. Sigorta şirketlerinin asıl derdi bedeni hasar tazminatının farklı hesaplanmaması. Tazminatların matematik hesaplama yöntemi ile konunun uzmanı olan Aktüerler yerine mahkemelerin bilirkişilere hesaplatması sektörde sıkıntı yaratıyor. Yani aynı şartlarda iki kişi Denizli mahkemelerinde 10 TL alabilirken, Elazığ’da 7 TL tazminat alabiliyor.
ŞİMDİ NE OLACAK?
Son günlerde sigorta sektörünü ekmek kapısı gibi gören bazı aracılar bu işleri takip etmeye başladı. Ve böylece mağdurlar tazminatlarını aracılarla bölüştüğü için hem eksik hem de gecikerek alıyor. Bu aracılar mesela tamircilere kart bırakıp hasarlı araç sahiplerine ulaşıp “Değer kaybı” tazminatını sigortalıya peşin verip vekâlet alıyorlar. Böylece sigortalının alacağı tazminatın fazlasını da kendisi alabiliyor. Ortada dolaşan böyle çok iddia var. SEDDK bunlara düzen getirerek tüketicinin mağdur olmasına engel olmak istedi. Meclis’te kanun teklifi geri çekildi. Şimdi ne olacak?
Şirketler, fiyatını belirleyemediği, teminatına karar veremediği, ödeyeceği tazminatı öngöremediği ve sektörden nemalanmak isteyenlerin dadandığı bir poliçeyi kesmek istemeyecekler. Ya da kendilerine tanınan tavan primden satmak isteyecekler. Yani bu ekonomik sıkıntıların içinde bir de trafik sigortalarında prim artışına hazır olmalıyız. Serbest tarifeye geçmek isteyenler de seslerini yükseltecektir.