Giriş
Dolar kuru şu an 5.5 TL civarında ki 7’den geldi buralara... Fakat günlerdir gündemde bir dolar dedikodusu yürüyor. Efendim 2019 sonu için IMF tahmini 10.21 TL imiş.
Türkiye’deki ekonomistlere soruyorsun 5 diyen de var 7 diyen de. Dün Merkez Bankası beklenti anketini açıkladı: 6.18 TL...
Yahu bu ekonomi dediğin şey at yarışı değil ki birader. Ekonomide son yıllarda beklenti diye bir kavram var. Bu kavramın içi de olağanüstü gelişmeler olmadıkça son derece bilimsel-mantıklı verilerle dolduruluyor.
Allah rızası için biri bize izah edebilir mi, bu “beklenti” söz konusu Türk Lirası olunca nasıl 5 ila 10 lira gibi aralarında 2 kat fark olan rakamlar arasında gidip geliyor?
Filanca kurumun tahmini 5 küsur olur diğerininki 6 küsur olur anlarım da birinin 5 ötekinin 10 nasıl oluyor?!
HERKES BİLİYOR AMA ÇOK AZ İNSAN YAPABİLİYOR
Bir dostum geçenlerde nefis bir tespit yaptı: Gençler internet/sosyal medya sayesinde her şeyi biliyor. Menemen diye sor, sana hemen “En güzel menemen nasıl yapılır?” tarif ediyor. Belli ki Instagram’da ya da YouTube’da seyretmiş, Twitter’da okumuş... Gel gör ki “Otur yap” deyince yapabilen bulmak çok zor. Biri yumurta kıramıyor, öteki domates kesemiyor. Ama sorsan şahane tarif ediyor. Enteresan bir devirde yaşıyoruz: Herkesin “bilgisi”, fikri var ama icraat sıfır!
ADANA SIFIR BİR NASIL MUNDAR EDİLİR?
‘Adana Sıfır Bir’ kısa sürede çok geniş kitlelere yayılan ve çok beğenilen bir dizi oldu. Kahramanları Savaş (Savaş Satış) Ciyo (Cihangir Ceyhan) ve Özgür (Özgür Meriç) birer fenomen haline geldi.
Gel gör ki dizinin gizemli senaristi Sıfır1’i var eden bu 3 ana karakterden ikisini öldürdü. Dizilerin nadiren tuttuğu bu dönemde başarıyı yakalamış bir iş ancak böyle katledilebilir.
İki sezon yapar bitirirsin anlarım da bir yandan diziye devam edip diğer yandan dizinin en ilgi gören karakterlerini öldürmek nasıl bir kafa anlamak mümkün değil.
YILLARDIR ÇAY İÇTİĞİMİ SANIYORMUŞUM!
Karadenizli filan değilim ama bayılırım çay içmeye. Yıllardır bir sürü ülkeden, bölgeden çaylar tattım ama Rizeli ağabeyim Ahmet Kavalcı sağ olsun bana geçenlerde bir çay gönderdi ki o gün bugündür başka çay içemiyorum.
Çayın adı yok, markası da yok. Çayın başkenti Rize’de “Mayıs Filizi” diye biliniyor. Mayısta kar kalkınca en yüksek rakımlı tepelerde yetişen çay filizlerinden yapılıyor. Toprağında asla gübre kullanılmıyor.
Rize’de sadece devlet büyükleri ve sevilen kişilere gönderiliyor, ikram ediliyor. Satın almak isterseniz öyle bir şansınız da yok. Çünkü satılmıyor.
Parlak bir pakete sarılı. Fakat nasıl bir çay anlatamam size. Rengi, tadı, kıvamı tek kelime ile muhteşem. Çaya meraklıysanız, Rizeli eşiniz dostunuz varsa mutlaka isteyin, hayatta bir bardak da olsa bu çayı içmeden ölmeyin.
