İstanbul’da 1995’de sel oldu. Dönemin valisi, “Son 80 yılın en büyük yağışı” dedi, kapadı mevzuyu.
★
16 yıl sonra 2009’da İstanbul’da yine sel oldu.
Dönemin belediye başkanı “Bir yılda yağacak yağışın neredeyse üçte biri 48 saatte gerçekleşti.
100 yıldır böylesi yağmadı. Bu hakikaten bir tufan belirtisidir” dedi ve uzaklaştı olay yerinden.
★
İstanbul’da Ankara’da değil sadece...
Artvin’de 3 yıl önce sel 9 kişinin canını aldı.
Edirne’de artık sel olmayınca insanlara garip geliyor.
Yetkililere göre ya Bulgaristan’daki “baraj kapakları” sorumlu oluyor ya da kimine göre 50 kimine göre 500 yılda bir yaşanabilecek bir afet gelmiş oluyor ve fatura doğaya kesiliyor.
★
Ankara’ya dün 12 dakika yağmur yağdı. Mamak’ta sel oldu.
6 kişi yaralandı, 20’yi aşkın işyeri ve 150’nin üzerinde araç hasar gördü.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı dedi ki, “500 yılda bir olacak afeti yaşadık.”
★
Ne bekliyordunuz ki? Ankara Belediye Başkanı çıkıp “Plansız şehirleşmeyle betona gömülen kentlerde suyu emecek toprak kalmadı” mı diyecek sanıyordunuz?
“Bu felaketler alt yapısız ‘yapılaşmanın’ bedeli” mi diyecekti Ankara Valisi. Alıştık artık.
Doğa da dahil herkeste sorumluluk, kabahat olabilir ama asla bu şehirleri planlayanlarda, yönetenlerde olamaz.
★
Hiç düşündünüz mü bu 100 yıllık, 500 yıllık afetler niye hep bizi buluyor?
06 Mayıs 2018, Pazar 05:00
Haberin Devamı