Demiryollarımızda güvenlik 3 sistemle sağlanıyor.
1- TKM (Trafik Kontrol Merkezi): Kameralarla ray hatları izlenir, 7/24 haberleşme sağlanarak merkezden hareket memuruna oradan makiniste, makasçıya bilgi akışı sağlanır. Hareket memuru TKM’den gelen bilgiye göre trene “hareket” izni verir ya da bekletir.
2- Sinyalizasyon: Raydaki en ufak taşa bile duyarlıdır. Elektronik olarak hattaki çakışmaları, sorunları görür, tehlike anında sistemi, hattı tamamen bloke eder.
3- Trenin kendi içindeki akıllı setler: Trenler içinde “akıllı” elektronik setler belirli bir mesafeye kadar her türlü tehlikeyi görür. Makinisti uyarır. Makasçıyı uyarır. Sincan-Konya hattında sinyalizasyon da dahil 3 sistem de var.
Kazanın yaşandığı Ankara-Sincan bölümü yeni tamamlandı. İddia o ki, o bölümde “sinyalizasyon” yok. Kaza da bu yüzden oldu. Sinyalizasyon güvenlik anlamında son derece önemli bir sistem. Olmalı. Ancak Ankara-Konya seferi yapan trenin hareket ettiği yer ile diğer trene çarptığı yer arası sadece 10 dakikalık mesafe!
Burada esas sorulması gereken soru şu: Diyelim ki sahiden sinyalizasyon yoktu, bu kadar yakın mesafede diğer iki sistem nasıl devre dışı kalabiliyor?
SALGIN VAR: GERGEDAN VİRÜSÜ!
10 gündür hastayım. Geçen hafta İran seyahati öncesi toparlanamayınca Prof. Dr. Selçuk Ünalmışer’e gittim. Hoca serum verdi. Biraz toparladım, seyahatten döndüm hâlâ tam iyileşemeyince önceki gün yine Selçuk Hoca’da aldım soluğu.
Bir de ne göreyim. Hastanede izdiham var. Herkes benim gibi! Bitmek bilmeyen bir nezle, boğaz yanması, boğaz ağrısı hapşırma, tıkanma, boğuk ses...
Selçuk Hoca’nın yanına girdim. Hoca da benden farksız. O da aynı salgına yakalanmış. Gergedan Virüsü’ymüş adı. Hastalık 2-3 gün içinde artarak devam ediyormuş. 15-20 gün sürüyormuş. Bol su, istirahat, vitamin desteği tavsiye ediyorlar.
TÜRK FİLMLERİ SİNEMA İZLEYİCİSİYLE BARIŞTI
Gişe rakamları, yapılan filmlerin gerek senaryo gerekse prodüksiyon kalitesi gösteriyor ki, Türk sineması Yeşilçam’ın o altın döneminin ardından ikinci bir yükselme dönemini yaşıyor.
Geçmişte sadece “komedi” filmleri iş yaparken bugün bakıyoruz nitelikli dramlar, özgün hikayeler de gişede son derece önemli rakamlara ulaşıyor. “Müslüm” filmi 5 milyondan fazla seyirciye ulaştı.
Bunun yanında sinemaseverin Recep İvedik mizahından ziyade “Arif v 216” gibi gerek senaryo gerek “casting” gerekse prodüksiyon anlamında çok daha fazla “emek” verilmiş işlere yönelmesi de taktire şayan.
Fetih, Aile Arasında, Yol Arkadaşım, Ayla... Şu çok açık: Geçmişte Türk filmlerine burun kıvıran sinema izleyicisi nitelikli bir “iş” yakaladığında artık hakkını veriyor.
TASARRUF DÖNEMİ NE ÇABUK BİTTİ!
BirGün’den Hüseyin Şimşek’in haberine göre, TBMM Başkanlığı’nda İsmail Kahraman’ın görevinin son bulmasından önce 64, Binali Yıldırım’ın göreve başlamasından sonra ise 66 yeni araç kiralamak için ihale açan ancak bu ihaleleri tasarruf tedbirlerinin ardından iptal eden TBMM, aynı ilanı üçüncü kes yayımladı.
Meclis Başkanlığı bir önceki ihale ilamında telafuz edilen 66 aracın yanı sıra beş tane de yedek araç bulundurulmasını istedi. E hani tasarruf yapıyorduk? Ayağımızı yorganımıza göre uzatıyorduk?