Bir bıçakla ortadan ikiye bölünmüş elma misali ayrışmış-kutuplaşmış Türkiye’de siyasi görüşü, ideolojisi, yaşam tarzı birbirinden tamamen farklı, topluma mal olmuş Tayyip Erdoğan ve Fazıl Say’ın önceki akşam konserde verdikleri resmin her bir detayı övülecek hatta emsal gösterilecek bir hadisedir. Fazıl Say’ın işleri kesatmış da seçim varmış da Erdoğan’ın oya ihtiyacı olacakmış da falan da filan da... Geçin bunları kardeşim. Erdoğan, Fazıl Say konserine gitti diye AK Parti İzmir’de oy patlaması mı yapacak?! Komik olmayın. Biri 17 yıldır girdiği her seçimden zaferle ayrılmış bir lider, öteki ise sadece kendi ülkesinde değil tüm dünyada adı geçince herkesin ceketini iliklediği dev bir sanatçı. Velhasıl Erdoğan’ın da Say’ın da buna ihtiyacı yok. Ama Türkiye’nin var. Biz her türlü farklılıklarımıza rağmen bu topraklarda bin yıldır bir arada yaşayabilmiş bir halkız. Kardeşliğimizin, birliğimizin, beraberliğimizin kıymetini bilelim.
SAY NE YAPTI?
✔ Fazıl Say’ın Erdoğan’ı konserine daveti güzeldi.
✔ Fazıl Say’ın, Cumhurbaşkanı sahnede konuşurken mikrofonu eline alıp siyasi mesaj vermek yerine büyük bir saygı ve ev sahibi tevazusu ile davranması, sonrasında Erdoğan ve eşini kulisinde ağırlaması ayakta alkışlanacak bir tavırdı.
ERDOĞAN NE YAPTI?
✔ Tayyip Erdoğan’ın eşiyle birlikte Fazıl Say dinlemeye gitmesi güzeldi.
✔ Tayyip Erdoğan’ın Fazıl Say dinlemeye beraberinde bakanları ve eşlerini de götürmesi hem güzeldi hem de anlamlıydı.
✔ Tayyip Erdoğan’ın Fazıl Say’ı konser bitiminde ayakta alkışlaması, bununla yetinmeyip alkışlayarak sahneye çıkması ve Külliye’ye davet etmesi de ayakta alkışlanacak bir tavırdı.
BU ÜLKEYE BU KADAR NEFRET FAZLA ARKADAŞ!
Ne yaparsan yap karalamaya, başka maksat aramaya, komplo teorisi üretmeye hazır bir kalabalık var. Cumhurbaşkanı, Fazıl Say’ın konserine gitti diye Fazıl Say’ı hain, dönek, omurgasız ilan edenler... Ayıp yahu, ayıp! Kimsenin iyi bir şey yapmasına tahammülleri yok. Sürekli geçmişten örnekler verip insanları linç etme eğilimindeler. Sosyal medya sayesinde her biri kendince birer “kanaat önderi”(!) de oldu. Yahu bir düşün şu ülkenin yakasından.
Selçuk Orhan “Bir kuşağa bu kadar tarih fazla” demişti vakti zamanında. Şimdi bu nefis tespiti biraz değiştirip ben de diyorum ki; bir ülkeye bu kadar nefret fazla arkadaş.