İkidir markette kasiyerle müşteri arasında sigara paketi tartışmasına denk geliyordum. Müşteri sigara paketini beğenmiyor, değiştirilmesini istiyor, kasiyer duruma isyan ediyor. Önceki gün bizim mahalledeki büfede benzer bir tartışma yaşandı. Müşteri kadın kasadaki dükkan sahibine “Beni kan tutuyor,” diyerek başka pakette sigara istedi.
Adamcağız değişti, bu seferde kangrenli ayak fotoğraflı pakete denk gelince kadın “Bu ne ya? Bu da olmasın, iğrenç!” deyip paketi elinden attı. Büfeci haklı olarak delirdi tabii: “Kardeşim siz içtiğiniz şeyin ne yaptığını bilmeden mi içiyorsunuz? İçince başınıza ne geleceğini biliyorsunuz.
İşim var gücüm var size fotoğraf beğendirmekle mi uğraşıcam?” Sigara paketlerinde bu yeni uygulama kimin fikriyse Allah bin kere razı olsun. Millete bundan daha büyük bir hizmet yok.
'Kader diyemezsin sen kendin ettin'
YSK Başkanı Sadi Güven “Türkiye’nin yarısını bana düşman ettiler,” demiş. Sayın Başkan hiç kusura bakmasın, anayasanın hiç kimseye sormadan-korkmadan kendi bilgisi ve vicdanıyla karar verme yetkisi verdiği makamlardan birinde oturuyor.
Ülkeyi anlamsız yere ikinci kez seçime götürüp, Türkiye’nin çok değerli zamanını ve parasını çarçur etme kararının altında başkasının değil YSK Başkanı olarak kendisinin imzası var. Şarkıda dediği gibi "Kader diyemezsin sen kendin ettin!" Bazı şeyler durduk yere olmuyor, hiçbir şey olmuyorsa bile muhakkak bir şeyler oluyor.
'Dans ederek gitmediğiniz işi bırakın'mı?
Tıpkı sosyal medya uzmanı gibi yaşam koçu diye bir meslek uydurdular. Kendisine faydası olmayan tipler başkasına akıl veriyor. Bakın bu arkadaşlardan biri geçenlerde bir alıntı yapmış: “İşe dans ederek gitmiyorsanız, o işi bırakın.” Türkiye’de işsizlik oranı yüzde 14’e dayandı.
Bu rakam genç nüfusta yüzde 26. Milyonlarca insanın sokakta açlık sınırının altında yaşadığı, sadece karnını doyurmak için iş aradığı, her dört gençten birinin işsiz olduğu bu ülkede “Dans ederek gitmiyorsanız o işi bırakın” demek tavsiye değil, bir nev’i küfürdür. İŞKUR’un önünde söylesene mesela bunu! Bak bakalım nasıl dans ederek yolluyorlar seni geri!
İstifa müessesinde çıta hiç bu kadar yükselmemişti!
İstifa bizim memlekette yanlış anlaşılmış konulardan biridir. İstifayı bir kaybetme, yenilgi, yıkılma olarak görür insanımız. Oysa dünyanın en onurlu en erdemli davranışlarından biridir. Kendinize olan saygınızın oturduğunuz koltuğa olan saygınızdan daha fazla olduğunu gösterir.
Bizde böyle anlaşılmadığı için kolay kolay istifa edene rastlamazsınız. Kaldı ki İngiltere’de geçenlerde gündeme düşen bir istifa artık istifa müessesinde de çıtayı öyle bir yere koydu ki yakalamak imkânsız. İngiltere Prensi Harry, Kraliyet Ailesi’nden istifa etti! Prenslikten istifa nedir arkadaş?! Bakan, başbakan, devlet başkanı vs… Bundan böyle kim nereden istifa ederse etsin nafile! İngilizler çıtayı çok fena yere koydu!