Fransa’da bir süredir devam eden sokak hareketleri Cumhurbaşkanı Macron’u koltuğundan edecek noktaya geldi. Öyle ki Macron’un protestoların esas nedeni olarak gösterilen vergi zammını geri çekme kararı alması bile sokağın ateşini söndürmeye yetmeyecek.
Çünkü başlangıçta hayat pahalılığı, aşırı vergiler ve benzine zammı protesto etmek için sokaklara dökülen öfkenin hedefinde artık Macron’un ta kendisi var. Parlamentoyu ve kanunları devre dışı bırakıp kararnamelerle ülkeyi yönetmesi, servet vergisini kaldırıp, çalışanların işten çıkarılmasını kolaylaştıran iş yasasını çıkarması, bir başka deyişle zengini daha zengin, fakiri daha fakirleştiren politikalar uygulaması ve tabii ki alt sınıflara karşı küstah, aşağılayıcı tavırları...
Fransa’da 2005’te çıkan “Getto İsyanı”nda göçmen gençler işsizlik ve ayrımcılık gibi birikmiş çok yönlü sorunlara tepki gösterip ayaklanmışlardı. Aradan 13 yıl geçtikten sonra az çok benzer gerekçelerle bu sefer göçmenlerden çok daha yaygın ve geniş bir kitlenin Paris sokaklarına döküldüğünü görüyoruz. Tabii burada herkesin aklına gelen soru ise şu: Her şeyin daha da kötüye gittiği ortadayken Fransızlar neden 13 yıl beklediler? Neden bugün? Paris sokaklarını kasıp kavuran bu yangının kıvılcımını kim ya da ne çaktı? Fransa’daki sokak olayları Trump ve Macron’un görüşmesinden hemen sonra başladı. Hani şu Fransa’nın NATO’ya karşı Avrupa Birliği bünyesinde yeni bir orduyu dillendirdiği toplantı! Bilmem anlatabildim mi!?
CHP ANKARA'DAN ADAY ÇIKARMAYACAK MI?
CHP ve İYİ Parti arasında devam eden ittifak görüşmelerinin merkezinde Ankara var. Her iki parti de Mansur Yavaş’ın adaylığına sıcak ancak İYİ Parti “Yavaş, bizim adayımız olsun, siz dışarıdan destekleyin” diye ısrar ediyor. Mansur Yavaş ise öncelikle “rozetsiz”, ille bir partiden aday olacaksa da CHP’den aday olmaktan yana... Tam da bu noktada iki partinin görüşmeleri tıkanmış durumda. Kılıçdaroğlu’nun işi zor. Çünkü CHP yönetimi ve teşkilatlar, partinin Ankara’dan aday göstermeyip İYİ Parti’nin adayının desteklenmesi fikrine şiddetle karşı çıkıyor. “Atatürk’ün kurduğu parti nasıl Ankara’dan aday çıkarmaz?” diyorlar. CHP ve İYİ Parti bir yandan Yavaş’ın adaylığına formül ararken diğer yandan üzerinde uzlaşacakları diğer isimleri tartışıyor. Orada da bir başka açmaz var. O da şu: Anketlerde hiçbir aday adayı Mansur Yavaş’ın yarısı kadar bile güçlü çıkmıyor.
ORTALAMA ZEKANIN ALTI LÜTFEN MAGAZİN KONUŞMASIN, YAZMASIN!
Magazin ahalisi şimdi de Sıla’nın Ahmet Kural’dan şiddet gördüğü günün ertesinde çekilen görüntülerini masaya yatırmış. Morlukları sayanlar mı istersin, şiş arayan mı? Zannedersin hepsi adli tıp uzmanı! Neymiş efendim o görüntülere bakılınca öyle çok ağır bir şiddet söz konusu değilmiş! Böyle bir geri zekalılık olabilir mi? Bir kadının şiddet mağduru olması için ille dayaktan komaya mı girmesi gerekiyor? Pes. Sahiden pes. Vekil olsam yarın sabah Meclis’e bir kanun teklifi verirdim: Ortalama zeka seviyesinin altındaki kişilerin magazin konuşması, yazması yasaklansın kardeşim.