1995’te Bosna’nın doğusundaki Srebrenista’da 8 bin 372 Boşnak sivili katletti. Hollanda’nın Lahey kentindeki Uluslararası Adalet Divanı, 2007’deki kararında kanıtlar doğrultusunda Srebrenitsa ve civarında yaşananları “soykırım” olarak nitelendirdi.
Sırpların eski lideri Radovan Karadzic Srebrenitsa, soykırımı dahil 10 ayrı suçtan 40 yıl hapis cezası yedi. Sırpların bu katliamı, bu soykırımı 20’nci yüzyılın utanç sayfalarından biri olarak geçti tarihe. Bu utanç yetmezmiş gibi dün bir başka utanç sayfası daha eklendi o tarihe.
Nobel Edebiyat Ödülü, Srebrenitsa Soykırımı’nı inkar eden, bizzat Miloseviç’in cenazesine katılmış, “Sırpları destekliyorsanız ayağa kalkın” diye yazmış, Müslüman Boşnakların kendi kendilerini öldürüp suçu Sırplara attığını iddia edecek kadar tozutmuş Avusturyalı yazar Handke’ye verildi.
Nobel Edebiyat Ödülü bundan böyle “kirli” bir ödüldür. Şayet o ödül Handke’den geri alınmazsa, başta Orhan Pamuk olmak üzere geçmişte Nobel Edebiyat Ödülü almış azıcık insani onur, şeref sahibi herkes o ödülü iade etmelidir.
Özür dilemek bu kadar zor mu?
Belediye şoförüne ayağa kalkmadığı için tuvaletin önünde bekleme cezası veren Güngören Belediye Başkan Yardımcısı Veysel İpekçi’nin kendini savunmak için çektiği videoyu seyrettiniz mi? Hani battıkça batmak diye bir tabir vardır ya tam da öyle! İpekçi, imza attığı rezalete kılıf bulmak için kendisinden başka –ki muhtemelen kendisinin de- inanmayacağı fantastik senaryolar üretmiş.
Kapitalizmle, komünizmi harmanlayıp Cumhurbaşkanı’na yalakalık yaptıktan sonra mevzunun esasen AK Parti’ye açılmış bir savaş olduğunu anlatmış. Yerseniz! Oysa çıkıp “Ben bir halt ettim, özür dilerim” demesi yeterliydi. Ne oldu şimdi? Artık bir özür de yetmez. Önce tuvalet cezası için sonra da bu videoyla hepimizi salak yerine koyduğu için iki kez özür dilemesi gerek.
Cumhurbaşkanı vekillere kıyağı veto eder mi?
Pazar akşamı Cumhurbaşkanlığı’ndaki etkili ve yetkili bir kaynakla alakasız bir konu konuşurken birden, “Bu arada Beyefendi şu vekillere çakar kıyağı yasasını da veto edebilir” dedi. “Kesin mi?” diye sordum “Böyle bir konuşma olmadı. Benim tahminim sadece... Tanıdığım kadarıyla bu kendisinin de hoşlanmayacağı bir iş” dedi. Tam ilk yazı günümde (bugün) bunu yazmaya hazırlanıyordum ki dün Ahmet Hakan köşesinde böyle bir çağrı yaptı Erdoğan’a... Ne dersiniz, sizce Erdoğan bu yasayı da veto edecek mi?