Taşeron cinayet örgütleri

PKK dün de Cizre’de kan döktü. Teröristlerin hafriyat kamyonunu bomba doldurup polis merkezi önünde patlatmaları sonucu 11 şehit, 78 yaralımız var.

*

Şunu anladık ki, Cizre’deki hain saldırı ilk değil, muhtemelen de son olmayacak. PKK, FETÖ ve IŞİD... Türkiye bu üçlü terör konsorsiyumu tarafından kuşatma altına alındı.

Birileri hedef belirliyor; ne zaman, nasıl saldıracağına ve bunu hangi örgütün yapacağına karar veriyor. Siparişi hangi örgüt aldıysa, saldırıyı o yapıyor.

*

Sineklerden kurtulmak istiyorsanız bataklığı kurutacaksınız. Bataklık durduğu sürece istediğiniz kadar sinek öldürün, nafile. Hal böyleyken bu taşeron cinayet örgütleriyle mücadelenin en önemli unsuru, onları besleyen damarı bulup, kurutmaktır. Tedavide ilk şart teşhisi doğru koymaktır. Doğru teşhis içinse doğru soruları sormak gerekir.

Soru 1: PKK terör örgütü müttefikimiz Amerika’nın hâkimiyetindeki Kuzey Irak sahasında 20 yıldır nasıl barınmakta, terörist yetiştirmektedir?

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet’inde bir El Kaide kampı olsaydı bu durum Amerika-Türkiye ilişkilerini nasıl etkilerdi?

Soru 2: 2016 yılında Türkiye’de kanlı bir askeri darbe girişiminde bulunan FETÖ elebaşı yıllardır Amerika’da kim tarafından hangi maksatla himaye edilmektedir?

15 Temmuz sonrası bütün FETÖ militanlarının Amerika’ya kaçmış olması bir tesadüf müdür?

Soru 3: Saddam’ı Amerika’ya satan Irak ordusunun eski komutanları tarafından kurulan IŞİD ile Amerikan devleti arasındaki bu “alım-satım” işleri hâlâ devam etmekte midir?

*

Türkiye bir terör kuşatması altındayken hiç kimsenin karnından konuşma lüksü yok. Bugün üzerimize salınan ve insanımızın canına kasteden bu terör örgütlerinin sonu ancak onları besleyen damar kesilirse getirilebilir.

Amerika PKK’yı Kuzey Irak’tan çıkarsın, FETÖ elebaşını teslim etsin, IŞİD’le tüm bağını koparsın bak bakalım terör filan kalıyor mu? Yeter ki Amerikalı “dostlarımız” istesin... Türkiye’nin 40 yıldır bitiremediği terör, 40 günde biter kardeşim. Bu, bu kadar net.