"Birkaç yüzyıl geriye ışınlansam" ya da "Orta Çağ'da filan yaşasam nasıl olurdu?" şeklinde merak hissi veren sorular en az bir kez hepimizin aklına gelmiştir. Henüz ışınlanma hayalimizi gerçekleşmesi zor gibi gözükse de, bir Schengen vizeniz varsa Prag'a bilet alıp, oradan da Cesky Krumlov'a giderek bu merakınızı giderebilirsiniz.
Dipnot: Şehir Avusturya'nın da sınırında kalıyor.
Cesky Krumlov; Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’ın yaklaşık 180 km güneyinde yer alan, 1992 yılında UNESCO Dünya Mirası arasına girmiş, görsel şölen bir kasaba. Ortaçağ'dan izler görebileceğiniz Cesky Krumlov’da zamanda kısa ve masalsı bir yolculuk sizi bekliyor.
Şehrin adı, Almanca “Krumme Aue” kelimesinden geliyor; yani “Çarpık çayır.” Vltava Nehri’nin oluşturduğu kaleden bakınca neden bu ismi aldığını çok rahat anlayacaksınız.
Bazı dokümanlarda, 1253’lerde Crumlovia ismi ile anılan Cesky Krumlov, şimdiki adıyla 1309 yıllarında anılmaya başlanmış.
O yıllardan bu yana dokusunu korumuş bu şehir; Bohemya’nın incisi olarak da anılıyor.
Cesky Krumlov’a nasıl gidilir?
Eğer Prag'daysanız, ister otobüsle ister trenle şehre ulaşım sağlayabilirsiniz. "Na Knizeci" otobüs terminalinden saat başı hareket eden otobüsler, iki şehir arasında gün boyunca ulaşım sağlıyor. Biz şehre otobüs ile ulaşım sağladık.
Tren yolculuğu ile ulaşanlar da oldukça keyifli olduğunu söylüyor fakat önce Ceske Budejovic’e gidip, ardından Cesky Krumlov için aktarma yapmanız gerekiyor ve bana göre bu otobüsten biraz daha yorucu. Ama trenle seyahat keyfini de tatmak isteyenler için de alternatif olarak durabilir. Gotik ve Barok mimarisi ile sizi büyüleyecek bu şehri yürüyerek rahatlıkla gezebilirsiniz. Ayrıca Prag'dan sonra en çok turist ağırlayan ikinci Çek şehri olduğunu bilmeniz, belki gitme isteğinizi arttırabilir.
Şehirde mutlaka görülmesi gereken yerler
Çekya’nın ikinci en büyük kalesi olarak bilinen Cesky Krumlov Kalesi.
13. yüzyıldan günümüze gelmeyi başaran bu kale, Avrupa’nın en iyi korunmuş Ortaçağ kalelerinden biri. Böyle sapasağlam bir kaleyi görmek isteyeceğinize eminim.
Bir diğer önemli yapı ise; St. Vitus Kilisesi. 1317 yılında inşa edilmeye başlanan, dik çatılı bu yapı, yıllar içerisinde çok sayıda tadilat geçirmiştir.
Aslında şehri gezerken gördüğünüz her şeyin ne kadar da görülmeye değer olduğunu düşüneceğinize eminim.
Neler yapılır?
Cesky Krumlov’a yaz aylarında gitme niyetindeyseniz, Vltava Nehri’nde rafting ve kano yapan çok sayıda insan göreceksiniz. Biz bu tarz adrenalin işlerinden, yanımızda küçük bir çocuk olması etkisi ve belki de bahanesi ile biraz uzak kalıp, tepeden keyifle izlemeyi tercih ettik. Tepeden izlerken kulağınızda izlediğiniz dönem dizilerinin sesini hissetmeniz de mümkün.
Her yıl düzenlenen festivallere katılabilir, sevimli ve şirin, minik kafe ve restoranlara girip farklı tatlar deneyimleyebilirsiniz.
Çok özel, çok farklı, neden inci diye anıldığını gitmeden önce görsellerden bile hissedebileceğiniz bu şehri görmeye giderseniz bizden de selam söyleyin...
Keyifli tatiller.
Seyahat etmek yaşamaktır.
Hans Christian Andersen
Instagram : Cansu Bengü Kaya