Sevgili dünlük, her mevsimin ayrı güzelliği var ama baharlar daha bir sevilesi bence. Bir bahçede, balkonda, deniz kenarında oturup bir bardak çay içerken, terletmeyen, üşütmeyen ama hafif serin havasıyla mutlu ediyor. İki günde güvenip, başını omzuna yasladığın sevgili gibi, kış gelince ayrılması da zor oluyor. Keşke her şey baharlar kadar zarif olsa diye geçiriyor insan içinden. Rahmetli anneannem, yaz biterken, “Bahçeler döker şimdi her şeyin BOL ZAMANI!” derdi. Gerçekten de şimdi bahçeler, dalında ne varsa döküyor çünkü pek zamanı kalmadı. Bizim de o bahçelerden, bağlardan, tarlalardan alacaklarımızı alıp, değerlendirip, kışa keyifle geçiverme zamanımız. Bu mevsim, günlerden Cuma olunca hemen plan yapmaya başlarım ben. Hangi pazara gidilecek, neler alınacak, hangisinden turşu, hangisinden konserve, hangisinden reçel yapılacak diye.
Eminim siz de anne tarifleriyle bir dünya güzellik yapıp atacaksınız kenara. O zaman bakalım nerede ne pazar vardı…
DAĞTEKKE
Dağtekke ya da Dağteke! Torbalı’ya bağlı bu köyün ismi tüm kaynaklarda iki şekilde de yer alıyor. Tabelasında Dağtekke yazdığından öyle söylemek gerekiyor sanırım. Aslen şifalı suyuyla meşhur. Köyde bulunan çeşmeden akan şifalı su, metal çürütücü özelliğe sahipmiş. Sindirim yolu, böbrek taşları, taş, kireçlenme, kum, çamur, üre gibi hastalıklara iyi geldiği bilinen suyun pek çok kişiyi sağlığına kavuşturduğu söyleniyor. Ancak benim bu köye aşık olma sebebim başka! Köy meydanında kurulan küçük pazar yerinde, bahçelerden yeni toplanmış ürünlere ulaşmak mümkün. Teyzelerle amcalarla muhabbet de bedava. Köy kahvesinin dibinde kurulan pazardan alışveriş yapıp, çınar gölgesinde gözleme ve ayran yiyip mutlulukla dönebilirsiniz.
ÖDEMİŞ CUMARTESİ PAZARI
Domatesin en etli, ince kabuklusu, biberin en çıtırı, patlıcanın pijamalısı, topanı, hep bu güzel pazarda. Otlarına hiç doyamıyorum zaten. Ayrıca tığ işleri, iğne oyaları renk renk. Köylerden gelen, tereyağ, yumurta, bal. Ödemiş ekmeği, bakliyat, un. Nasıl anlatsam, her biri bir enstrüman ama Ödemiş Cumartesi pazarı bir senfoni, dinlemekten hiç sıkılmazsınız. Üstelik bütün alışverişi yaptıktan sonra bir de Ödemiş köftesi yersiniz, tereyağlı kırmızı toz biberli sosa batırılmış ekmeği yanına köz domates ve biberiyle. Dönmeden belediye parkında güzel bir kahve içersiniz. Eve mutlu dönersiniz.
FOÇA YERYÜZÜ PAZARI
Foça yerel pazarı, dünya çapında 8 ülkede 28 üyesi bulunan yeryüzü pazarı (earth market) ağının Türkiye’deki tek üyesi. En büyük özelliği de, tezgahlarda gördüğünüz hiç bir ürünün halden alınmıyor olması. Her bir ürünü, tezgahın başında satan kişi üretiyor. Ürünün tüm özelliklerine hakim. Ürünün nasıl pişirileceği, nasıl muhafaza edileceğini, zevkle anlatıyorlar. Örneğin zeytinyağı satın almak istediniz, zeytinin cinsi, nasıl sıkıldığı ve ürünün standartı ile ilgili tüm detayları öğrenebiliyorsunuz. Mutlaka tadım yapmanızı istiyorlar. Gerçek bir üretici, tüketici deneyimi. Tarımın, üreticiliğin ve sürdürülebilirliğin günden güne kıymetlendiği bu zamanda, mutlaka desteklenmesi gerekir diye düşünüyorum.