Sevgili dünlük, Şehirden çok iyi haberlerim var. Bütün hafta boyunca, İzmir’in en eski semtlerinden birinde Bornova’da uzun uzun vakit geçirdim. Bir sağanak yağmurlu, bir yakan güneşli ama tamamında çok mutlu olmalı, gurur duymalı anlar yaşadım. İçinde yaşadığımız kentin mirasını koruyabilmeyi, gelecek nesillere doğru aktarılmasını ve “kendi şehrinin turisti” olabilmeyi ne kadar önemsediğimi defalarca anlattım size. Bu aşamada yapılan her çalışmanın, verilen emeğin, çabanın gönüllü takipçisiyim. Şimdi öğrendiklerimi kağıda dökmenin ve sizinle paylaşmanın heyecanı var her hücremde. Bornova’da neler oluyor, neler olacak, bizi neler bekliyor? Hemen başlıyorum, umarım yazının son cümlesine geldiğinizde, eşi dostu arayıp “Derhal Bornova’ya gitmek için plan yapalım” dersiniz.
ÜÇ ANA BAŞLIK
Bornova Kültür Adası Projesinin üç ana ayağı var. Homeros, Yeşilova Höyüğü ve Levantenler. Bu proje sürdürülebilir ve kapsayıcı turizm odağında olan bir kültürel miras destinasyonu olmayı hedefliyor. Amaçları; Kültürel miras değerleri korunarak, keşfedilerek ve geliştirilerek sürdürülebilir turizmin geliştirilmesi, alanın kültürel mirası ve doğal kaynaklarının korunması, dünyanın kültürel ve doğal mirasının korunması ve gözetilmesi çabalarının artırılması, sosyal sorumluluk projelerinin bu yönde ilerlemesinin sağlaması ve bilincinin artırılması.
Yerel ve küresel kültürel sorunların (kültürler arası etkileşim/ yakınlaşma, hoşgörü, cinsiyet eşitliği, fırsat eşitliği ifadelerin çeşitliliği, vs.) çözümleri için katkı sunulmasının sağlanması. Her düzeyde etkili, hesap verebilir ve şeffaf kurumlar, kuruluşlar ve derneklerle iş birliği içerisinde olunması. Doğal yaşam alanları korunarak, alanda ulusal ve uluslararası etkinliklerin düzenlenmesi. Uluslararası şehir festivalleri, kültür-sanat festivalleri, gençlik festivalleri yapmak için etkinlik alanı oluşturulması, turizmde nitelikli çalışan sayısının arttırılması, vizyonun genişletilmesi.
Özgün ve çeşitli kültürel mirası bulunan bu değerlerimiz Batı medeniyetleriyle doğrudan ilişki kurmak. 2030’a kadar istihdam yaratan, yerel kültür ve ürünlerini teşvik eden Bornova’nın, elverişli coğrafi konumu sayesinde ve cazibe merkezlerine yakın olması sebebiyle İzmir’e ve Bornova’ya değer katması.
NELER GÖRECEĞİZ?
Bornova’da uzun yıllardır işletmecilik yapan ve aynı zamanda Hizmet Sektörü Çalışanları Derneği Başkanı olan değerli dostum Gülper Ergün’den dinledim projeyi. Levanten köşklerinin yoğunlukta olduğu 83 sokaktaki olumlu dönüşümü görmekten ziyadesiyle mutlu oldum. İlk olarak, Fernand Paggy evi olarak bilinen şimdilerde “Bir Arada Yaşarız Vakfı” olarak hizmet veren bina aslen; Bayan Marie France ve eşi Claude Caporal’in 19. yüzyılda inşa edilmiş köşkü.
Kendileri ve aile üyeleri yakın zamana dek burada yaşamaya devam etmişler ancak sonrasında Kanada’ya göçmüşler.. Şu anda yıl boyu ücretsiz etkinliklere katılabileceğiniz etkinlikler yapılıyor. Örneğin güncel olarak; “Yeryüzüne Övgü” isimli bir sergi yer alıyor. Cafe hizmeti ve cennet gibi bir bahçesi var. Bir diğer komşu köşk ise; Arkas Mattheys Köş kü uzun yıllar Wood-Paterson evi olarak adlandırılmış. John Maltass 1780 yılında Patersonlar’dan satın aldığı ve yazlık olarak yeniden inşa ettirdiği evi, günümüzde Arkas Sanat Bornova olarak ziyaret etmeniz mümkün.
Köşk Salı günleri ücretsiz olarak ziyaret edilebilir. İçerisinde bir de şık Fransız Pastahanesi yer alıyor. Bornova Kültür Adası projesi içinde; sokakların yayalaştırılması ve sürekli olarak sokak etkinliklerinin yapılması, Homeros vadisinde kültür sanat etkinlikleri ve daha pek çok şahane gelişme olacak.