Sevgili dünlük, zamanın akış hızı sizi de sarsıyor mu zaman zaman? Açıkçası ben, çoğu zaman kendimi, çılgınlar gibi akan bir nehrin içinde oradan oraya savrulan bir ıhlamur yaprağı gibi hissediyorum. Sanki, saat kaçta nereye varacağını bilmediğimiz bir gemiye binmişiz. Bütün o uzun kış mevsimi boyunca hayalini kurduğumuz yaz, avuçlarımızın arasından kayıp gidiyor gibi. Haziranı serin geçirdik, kapıdan bir selam verip gitti. Temmuzda bayram seyran derken bitti gitti. Önümüz ağustos ve yapılacak onlarca rota var kendi adıma. Yetişmeyecek diye de çok korkuyorum çünkü bir bakmışsınız hooopp gelmiş sarı sonbahar. Önceki mevsimlerden tecrübeliyim, kapıyı çalmadan girer oturur bunlar. Yani diyeceğim o ki, elinizi çabuk tutun. Bizim buralarda eylül de yaza dahil deriz, yani tam ortasındayız yazın, neşenin, sıcağın. Bu hafta neredeyiz bakalım?
KÖSEDERE
Karaburun, her gittiğimde beni ayrı heyecanlandıran, doğası, yemekleri, suyunun rengi ayrı güzel bir yer. Bu defa yine daha önce hiç görmediğim bir yerindeyim, Kösedere’de! Karaburun’un en büyük köylerinden biri. Eski adı Ağalarseki. Bütün Karaburun köyleri gibi denize uzak kurulmuş. Sahile 3 kilometre uzaklıkta. Eğlenhoca ve İnecik köylerine yakın. İskele olarak Kaynarpınar İskelesi’ni kullanıyor.
Boyabağı, Aşağı Boyabağı ve İçmekıyısı koylarında yerleşim var. Şu anda tarım yapılmayan Ovacık Yaylası. 1970’li yıllardan önce köy nüfusunun yarıdan fazlasını yaz aylarında göçtüğü, 1000 dekar tarım arazisi olan bir yermiş.
Karaburun’un güzelller güzeli köylerinden biri Kösedere; bozulmamış, naif, köy hayatını merak edenlerin mutlaka görmesi gereken bir yer. 1299’a ait mimarisiyle köyün camisi sizi karşılıyor. Diğer yandan nesillerdir süren köy esnaflığı ile sizi Ege insanın samimiyetiyle bir kez daha karşı karşıya getiriyor.
YEREL MUTFAK
Buraların mutfağı çok geniş; Kösedere mantısı, masır böreği, çullama, zıngata, bazına, cizlembe, kabak çiçeği dolması, çiğ sarma, etli sıra, pirinçli mantar böreği, öküz köftesi, peynirli pide, katmer, puf böreği, körmen köftesi, fırın böreği bu çeşitlerden bazılarıdır. Ancak en meşhur yemeği; öküz köftesi (dana mücver).
Geldiğinizde bu muazzam lezzetin tadına mutlaka bakmanızı öneririm. Hiçbir yerde göremeyeceğiniz bir usülde pişirilen köfteyi, Karaburun ve çevresinde hemen her lokanta ve işletmede bulabilirsiniz. Köy çevresinde yöre halkının yemek ve çay olarak yararlandığı birçok ot ve maki türü var. Bunlar arasında gelincik, turp otu, hardal, radika, sinirli, sıra (arapsaçı), labada, dilfincan, sarmaşık, görek, daladiken (ısırgan otu), ebegümeci, şevket-i bostan, semizotu, tarhana otu, körmen, deniz koruğu, deniz börülcesi, kapari sayılabilir.
Itırlı bitkilerden kekik, geyik elması (boş yaprağı), adaçayı, defne, mersin ve yaban çileği bölgede yaygın. Kopanisti ve hurma zeytinin de anavatanı olduğunu söylemek lazım. Diğer yandan her yıl ağustosta Karaburun Kösedere Üzüm Şenliği yapılıyor. Bu yıl 14-15 Ağustos tarihlerinde yapılması planlanan şenliklerin detayını, belediyenin sosyal medya hesaplarından takip etmenizi öneririm.