Öğrenciliğimin ilk yıllarında Çemberlitaş Kız Öğrenci Yurdu'nda kaldım bir süre. Okulla yurt arası 500 metre filandı. Okuldan çıkınca arkadaşlarımla birlikte o zaman İstanbul Bienali'nin en sık yapıldığı yer olan Sultanahmet'i karış karış gezer, bizi şaşırtan, büyüleyen ve bazen kafamızı karıştıran sanat eserlerini saatlerce gezerdik. Bazı günler en sevdiklerimiz için bir tur daha atardık. Bienallerle tanışmam işte o zaman başlamıştı. Mardin'de bu yıl 3. sü yapılan bienale katılma şansı yakaladığım için benden mutlusu olamaz sanırım. Hem Mardin'e olan sevgim, hem de bienallerin bende yarattığı nostaljik his olsa gerek, Mardin Bienali'nde kendimi kaybettim. Buranın büyülü atmosferinde konu mitolojiler olunca, her sokağın başında sizi bir mitolojik karakter karşılayacakmış hissi yaratıyor. Nitekim bazı performanslarda da birden bire karşınıza tavus kuşu kostümüyle biri çıkıveriyor. Size tüylerinden birini verip Mardin'in dar sokaklarında gözden kayboluyor.
Bu yıl yerli ve yabancı 63 sanatçı Mardin'in çeşitli alanlarında 10 farklı mekanda eserlerini sunuyor. Öyle bir emek var ki burada, her bir sokak, her bir manastır ve her bir tarihi alan bienal için özenle hazırlanmış. Bienal için çalışan herkesi özellikle, Döne Otyam ve Hakan Irmak'ı ayakta alkışlamak gerekir. Mardin sokaklarında açılışa saatler kala hala afiş yapıştırmak için koşturuyorlardı.
Konu mitolojiler olunca, türlü uygarlıkların ve mitolojilerin beşiği Mezopotamya'ya hakim Mardin'den daha eşsiz bir yer düşünülemezdi bana kalırsa. Mesela Aysel Alver'in 'Merhamet, Merhamet' adlı Şahmaran heykeli tüylerinizi diken diken etmeye yetiyor. Bir başka alanda Sait Tunç'un 'Kara Kefen' isimli çalışması ve bu çalışmanın hikayesi yüreğinize taş gibi düşüyor. Süryani bir kız evlendirilerek zorla müslüman yapılır. Yıllar sonra ölüm döşeğindeyken tek arzusunun kara bir kefenle gömülmek olduğunu söyler kadın fakat kara kefen müslümanlıkta olmadığı için bu son arzusu kabul edilmez. Sait Tunç, kadının son arzusunu yerine getiriyor bu çalışmasıyla. Kara bir kefene sarılmış tabut ve fonda duyduğunuz kürtçe ağıt, ağır geliyor görenlere.
Her bir çalışmayı ayrı ayrı anlatmam olanaksız. 15 Haziran'a kadar Mardin Bienali devam edecek. Ne yapın edin, mutlaka Mardin'i ve Mardin Bienali'ni görün. Büyülü şehrin içinde, masallara sanatla dokunun. Bir masalın anlatıldığı bakırcılar çarşısı duvarlarını okuyun. Masalın içinde kaybolun.
18 Mayıs 2015, Pazartesi 05:00
Haberin Devamı