Regl olmak, adet görmek, ay hali gelmek, ay başı olmak tamam ama kirlenmek? Kimse kirlenmiyor, kimsenin kendini kötü, kirli hissedip utançla sinmesine gerek yok. Ama bu duygu ve düşünce, nesillerdir süregeliyor. Değiştireceğiz o ayrı ama yine de iç sızlatıyor. Bu ülkede bedeninin değişimine bilinçsizce tanıklık etmek zorunda kalan, kimsenin elinden tutmadığı, doğruyu anlatıp yanına katmadığı ne çok kadın yetişmiş... Anneler kendilerine reva görülen zalimlikleri nasıl da miras gibi taşımışlar kızlarının kalplerine... Ağlatır insanı.
OKKALI BİR TOKAT YEDİM
“İlk kez adet gördüğümde ölüyorum sanmış, tuvaletten çıkamamıştım. Annem böyle bir şeyden hiç bahsetmemişti. Ölmediğimi görüp de çıktığımda annemin yanına koştum. Korkudan titreyerek ‘Anne benden kan geliyor, bir şey olacak mı?’ diye sorduğumda okkalı bir tokat yedim. Sonra elime tutuşturulan iki bezi her ay yıkayıp kurutarak kullandım. İlk 4 ay hep ağladım. 13 yaşındaydım. Kanamam çok oluyordu ve dışa geçer diye evden çıkamıyordum. Karnım ağrıyordu ama ayıp olduğu için belli etmem, uzanmam yasaktı. Hep nefret ettim adet görmekten. İlk doğumumdan sonra barıştım. Kızıma 9 yaşında her şeyi tane tane anlattım. Adet gördüğünde onu alnından öpüp sarılacağım.” Gördüğünüz değil, hayal ettiğiniz anne olmaya çabalayın. Eksik kaldığınız ne varsa evladınızla tamamlayın. Kadın olmaktan, sağlıklı olmaktan nefret edilir mi hiç! Birbirimizi hep iyileştireceğiz.
BELA OKUYUP AĞIT YAKTI
“Adet gördüğümde tavukları yemliyordum köyde, 11 yaşım yeni bitmişti. Kimseye görünmeden anneme gittim. Başım öne eğik, ‘Anne içimden kan geliyor’ dedim. Bela okumaya başladı. ‘Senden büyük ablan görmedi, sen nasıl gördün’ diye. Hiçbir şeyin sırasını bilmezmişim, kocayı da ondan önce bulup gitmemeliymişim... Uzun uzun söylendi ve ne yapmam gerektiğini söylemedi. Ağıt yakarak işine koyuldu. Gidip iki üç külot üst üste giydim ama yetmedi. Girdim yatağıma uzun uzun ağladım. Nasıl korkup üzüldüğümü, kanı durdurmak için ne saçma şeyler düşündüğümü hâlâ hatırlarım. Ertesi gün evli olan ablam geldi de ne yapacağımı anlattı. Annem adetim bitene kadar yüzüme bile bakmadı.” Kız çocukları adet görür görmez evlenmek düşüyor akla. Ne acı... 11 yaşında bir kız çocuğu, hayatının ilk dönüm noktasında hem hazırlıksız hem sevgisiz çırpınıp duruyor. Keşke sarılabilsem benzer kaderler yaşamış bütün kadınlara...
BABAM İLGİLENDİ
“Şehirde memur bir babanın ve ev hanımı bir annenin kızıydım. 14’ümü bitiriyordum ilk adetimde ama annem o güne dek hiçbir şeyden bahsetmemişti. Ben okuldan, diğer kızlardan bir de biyoloji dersinden öğrenmiştim bir şeyler. Anneme söylediğimde ‘Ulu orta konuşulmaz’ diye paylayıp 3-4 parça bez uzatmıştı. ‘Yıkaması, kurutması senden’ diye de eklemişti. Ne zaman değiştirecektim, kaç gün sürecekti öğrenebileceğim kimse yoktu, soramazdım da. Odama girip yorganın altına girdim erkenden, babamla göz göze gelemezdim. Oysa gece odama geldi, saçlarımı okşadı ve ertesi sabah beni abla dediğim bir komşumuzla eczaneye yolladı, ped almam için. Annem babama sessizce, ‘Her ay baş edilecek masraf mı bu!’ diye epey çıkıştı. Babamın cevabı, ‘Bez mi kaldı artık, yeni şeyler çıktı. Çocuk o daha, senin çektiğin çileyi o da mı çeksin?’ diye kızdı. Babamın hatırı büyüktür bende.” Anneler, yenemedikleri kaderleri ve o dev kederlerini kızlarına da vermek istiyorlar bazen. Ben baş ettim, o da baş etsin diyorlar. Ama güzel şeyler de oluyor, böyle babalar da var. Dilerim hep artsınlar.
ANNEM YÜZÜME TÜKÜRDÜ AMA BEN KIZIMA PASTA ALDIM
“Adet gördüğümde 12 yaşındaydım ve annem evde yoktu. Ablalarımdan, kuzenlerimden gördüklerimden yola çıkıp kendime bezlerden ped yapmıştım. İlk üç gün kimseye söylemeden idare etmiştim ama üçüncü gün bezi yıkamayı unutmuştum ve annem öyle fark etmişti. Yüzüme tükürüp gitmişti, neye uğradığımı şaşırmıştım. Sonra da bunu benimle konuşmadı. Okulda bazı kızlar annelerinin kendilerini öptüğünü, sarıldığını söylediğinde dişim ağrıyor yalanıyla ağlamıştım. Bu yüzden kızım adet gördüğünde küçük bir pasta, hediye aldım ve ona ne kadar değerli olduğunu anlattım.” Canım anneler, bunlar birden olmadı elbette. Siz de beterlerini yaşadınız, ne gördüyseniz onu aktardınız çocuklarınıza, ne hissettiyseniz onu yaşattınız. Sizi de anlıyor, üzülüyorum. Ama her şey başka olabilir. Sizler kızlarınızla bir, güçlü, mutlu kadınlar olabilirsiniz. Büyüyen kızlarınıza sarılmanızdır en iyi ağrı kesici. Sarılın çünkü sonra yıllarca geçmiyor o ağrı.