Biz magazin sayfalarının aşktaki yaş farkını vurgulamasına alışkınız. “Kendisinden 10 yaş büyük eşiyle, kendisinden 20 yaş küçük sevgilisiyle” diye başlayan cümleler, yaşla ilgisi olmayan bir konudan söz ederek devam eder. Bilhassa kadınlar kendilerinden genç sevgili ya da eşe sahiplerse, değmeyin magazincilerin keyfine. Her bilginin arasına sıkıştırıp kadının büyük olduğunu kimseye unutturmazlar. Peki yaş farkı önemli ve ben bu konuya neden değindim? Yaş farkı, hayatın her döneminde farklıdır. Ve bu farkın önemli de bir boyutu vardır.
CİNSEL DENKLİK YAKALANMALI
Cinsel olgunluğa erişmemiz elbette yıllar alıyor ama ergenliğe girişimiz ve onu yaşayışımız ele alındığında, kızla erkek arasında bazı temel farklar var. Toplumsal farklar bunlar bir yanıyla da. Örneğin bizim ülkemizde “milli olsun” diye para karşılığı seks için bizzat babalar, ağabeyler tarafından yönlendiriliyor erkekler. Kadınların dünyasındaysa böyle bir şey yok; kendini sakınmak ergenlikle birlikte daha büyük bir hassasiyet haline geliyor ve aileler tarafından daha da kısıtlanıyor kız çocuklarının davranışları, arkadaşlıkları bile. Erkeğin bir an önce tecrübe edinmesi, kadının ise kendini kocasına saklaması gerektiği düşüncesi maalesef fazlaca yaygın. Erkeklerin daha aktif bir cinsel yaşamı ve bastırmak zorunda hissetmediği yüksek arzuları oluyor. Kadınlarsa ergenliğin başlangıcı itibarıyla arzularını bastırmayı öğrenmeye zorlanıyorlar. Dolayısıyla ergenlik çağındaki bir sevgililik ilişkisinde bile tarafların durumu farklı oluyor. Deli bir çağ ve hissedilenler normal. Ancak yaşanış biçimleri adil ve eşit değil. Dolayısıyla bu dönemde erkeğin kendinden küçük biriyle birlikte olması, cinsel arzuların tatmin edilmesine yönelik düşüncelerin çokluğu ve erkeğin beklentilerinin farklı olması açısından sağlıksız bir durum ortaya koyabiliyor. O yüzden 18 yaşında bir erkeğin 14 yaşında biriyle olması doğru değil. Bu erkeğin cinselliğe bakışı, 14 yaşındaki kız çocuğunun üzerinde baskı yaratır. İkisi henüz eşitlenmemiştir ve cinsel olarak kız çocuğu açısından mağduriyet yaratabilecek bir ilişki olur. Tam tersini düşünelim; 18 yaşında bir kadının 14 yaşındaki bir erkek çocuğuyla ilişki yaşaması demek, ergenlik çağının henüz başındaki birinin uyanan arzularının, o daha muhakeme yeteneği kazanmadan sömürülmesi gibi bir sonuç yaratabilir; tıpkı büyük erkek, küçük kız örneğinde olduğu gibi. Cinsel denklik diyorum ben buna; cinsel denklik yakalandıktan sonra yaş farkının önemi azalır.
SORUNLAR AZALARAK BİTER
Cinsel denklik oluştuğunda yaş farkının yarattığı sorunlar da azalarak biter genelde. Yani 30 yaşında bir erkekle 40 yaşında bir kadın ya da tam tersi 40 yaşında bir erkekle 30 yaşında bir kadın sağlıklı bir ilişki yaşayabilirler. Beklentiler, bilgi ve tecrübe birbirine yaklaşmıştır, irade ve muhakeme yeteneği gelişmiştir. Herkes yaşananların sorumluluğunu alabilecek yaşa gelmiştir. Bu noktada 10 yaş fark da bir sorun olmaz, 15 yaş fark da. Elbette kişisel olarak yaşanabilecek sorunlar vardır; yani bu insanların yaşamlarında yaşlarıyla bağlantılı sayılabilecek farklılıklar (hayata, evliliğe bakış gibi) olabilir ancak bunlar irade sahibi insanlarda, cinsel eşiği atlamış insanlarda sağlıksız bir duruma yol açmaz.
YAŞ İLERLEDİKÇE DENKLİK BOZULUR
Peki cinsel denklik nerede yeniden bozulur? Yaş ilerleyip de cinsel fonksiyonlar bozulmaya başladığında, kadın ve erkeğin cinsel yaşamdaki performansı ve beklentileri yaştan etkilenir olduğunda sorunlar başlayabilir. 75 yaşındaki bir erkeğin kendisinden küçük bir kadınla yaşadığı ilişkide cinsel arzular tam karşılanamadığı için ilişkinin sağlıklı olması zordur. Keza 75 yaşındaki bir kadının kendisinden çok genç bir erkekle birlikte olması halinde de dengeyi kurmak, eskisinden zordur. Ancak yine de ileri yaşlarda, bunun daha kolay tolere edilebildiğini ve kadının da erkeğin de cinselliğin bitişi için daha kişisel sınırları olduğundan bunun genç yaşlardaki gibi sorunlara yol açmadığını söyleyebiliriz. Önemli olan cinsel denklik. Ergenlik çağının tamamlanmış olması ve cinsel olgunluğa erişene dek, gençlerin kendilerine denk kişilerle yakınlık kurmaları çok daha sağlıklı. Çünkü hiç kimse başka birinin cinsel arzularının baskısıyla, normalden erken bir öğrenmeye zorlanamaz. Cinsel suçların çok önemli bir kısmında bu baskının yıkıcı etkilerini görüyoruz. Bence biraz haber okuyan herkes ne dediğimi çok iyi anladı. Bir konuyu daha kendimce aydınlığa ulaştırmış olduğuma inanıyorum. Üzerine düşünün, olur mu?