Tanımak isterdim onu, görerek dokunarak. Gün geldi kitaplar, gün geldi fotoğraflar yetmedi işte. Yetim Mustafa’yı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk yapan şeye yakından bakmak isterdim.
Küçük bir çocuktum ben. Bayram sabahları mutlu, bayram sabahları heyecanlı. Özenle ütülenmiş önlüğümdeki bembeyaz yakam gibiydi Cumhuriyet. Elimi sımsıkı tutan annem gibiydi. İçimden ezberlemeyi sürdürdüğüm şiirle düşerdim yola. Her yeri kırmızıya boyayan bayrak gibi uçuşurdu eteklerim, Cumhuriyet yolunu koşmayı severdim. Bir hekimim bugün. Bir anneyim. Büyüdüm, yavrumun elini tutuyor ellerim. Hâlâ ve daima en çok Cumhuriyet yolunu severim. Bayrağını hiç indirmeyeceğim bu memleketin, kararmamış kalplerle atan varlığını severim; kanla yazılmış destanını, yoklukla savaşını, kimseye eğmediği başını severim. Bu Cumhuriyet’in kadını olmayı severim. Çalışıp üretmekten, düşünüp söylemekten, seçip de yaşamaktan bir an bile vazgeçmem. Kaderimi kimsenin eline terk etmem.
CUMHURİYET’İN ÖZÜ BİZİ GÜÇLÜ KILMAK
Dilimden, dinimden, benim olan bir şeyden, hakkımdan, hukukumdan asla feragat etmem. Cumhuriyet’in özü, benim asıl kalmamdır. Cumhuriyet’in özü, bizi güçlü kılmaktır. Tanımak isterdim onu, görerek dokunarak. Gün geldi kitaplar, gün geldi fotoğraflar yetmedi işte. Yetim Mustafa’yı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk yapan şeye yakından bakmak isterdim. O büyük kararlılık, o benzersiz düşünce, o durdurulamaz hayal nasıl duruyordu kim bilir gözlerinde?.. Meydan okumanın cesareti ve en zor anlarda bir olmanın tutkusunu nasıl görürdüm, görsem ne yapardım?.. Sarılsam ayakta durabilir miydim? Yoksul ve çaresiz bir memleketi, çarıksız, katıksız bir orduya dönüştüren, nice silahta bulunmayan yürekler biriktiren, halkını düşüne, düşünü önüne katan Atama uzunca bakabilir miydim? Mavi gözlerinde kader, kederden güçlü müydü; Mustafa’nın duruşu dünyaya yeter miydi?.. Ahh Mustafamız; düşün bile ne güzel!
TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE
Tam 100 yıl önce; yetim bir askerin düşman postalından kurtarmak ve bağımsız kılmak için canını feda etme pahasına savunduğu, cehennemin kenarından aldığı bu vatan; kardeşleri, bacıları, anaları, evlatlarıyla, nesillerdir minnettar. Atalarımızın kanlarıyla sulanan bu cefakar, güçlü, bu güzel topraklar; nesillerdir bereketli. Tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar! Bizler Avrupa’dan çok önce seçme ve seçilme hakkı tanınmış kadınlar, bizler dünyanın ilk ve tek çocuk bayramının armağan edildiği çocuklar, bizler memlekete dair bütün ümidin bağlandığı gençler, çiftçiler, işçiler, öğretmenler, hekimler, analar, babalar; bu vatanı vatan yapan herkes, hepimiz; Cumhuriyet’in nasıl mühim bir emanet olduğunun farkında ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün izindeyiz. Biriz, eşitiz, güçlüyüz. Gelişecek, dönüşeceğiz; aynı yerde saymayacak, başkaları gibi olmayacağız. Özgürlük, bizim vazgeçilmezimiz. Atam; açtığın yol, gösterdiğin hedef ne güzel... Mavi gözlerin, sarı saçların, ışıklı bakışların ve olmazları olur edişin ne güzel... İyiyiz ve daha iyi olacağız ama çok çok özledik. Sonsuz saygı, minnet ve özlemle...