Giriş
Ucunu göremediğimiz bir ip gibi orgazm konusu. Çeşit çeşit sorunu, çeşit çeşit sorusu. Tasası, kaygısı, korkusu ve neyse ki heyecanı, sevinci var. Kimin payına ne düşerse ve kim çalışır didinir payını yükseltirse...
İLAÇLA İLGİSİ OLABİLİR Mİ?
SORU: Hocam, işten çıkarıldıktan sonrası depresyona girdim, ilaç kullanıyorum. Önceden cinsel hayatımızdan yana çok şanslı hissediyordum. Birçok kadının aksine bir gecede birden fazla kez orgazm olabiliyordum. Ancak şu an olamıyorum, odaklanamıyorum, ilişkide bir şey hissetmiyorum. İlaçla ilgisi var mı, ne yapmamı önerirsiniz?
CEVAP: Depresyon tedavisinde kullanılan bazı antidepresanların cinselliği olumsuz etkilediği bir gerçek. Özellikle “SSRI” dediğimiz ve geçici serotonin geri alım önleyici diye çevrilen gruptaki ilaçlar, ruhsal olarak soruna yönelik çözüm sunuyor ancak cinsel isteksizlik ve orgazm bozuklukları yapabiliyorlar. Doktorunuzla konuşarak ilacınızın değişmesini talep edebilirsiniz. Bir diğer sebep depresyonun kendisi de olabilir. Bu ayrımı yapabilmenin ilk yolu ilacı değiştirmek sonrasında yol haritası çizmek. İlaç kullanımından önceki yaşantınız için sevindim ve devamı mümkün, merak etmeyin.
SORUN YAŞAMIYORUM AMA...
SORU: Hocam, klitoral orgazm konusunda sorun yaşamıyorum ve kendim yapmak zorunda da kalmıyorum. Ama vajinal orgazmı hiç yaşamadım. 42 yaşındayım, merak ediyorum. Neden cinsel hayatında mutlu biri olarak bunu yaşayamadım acaba?
CEVAP: Vajinal ve klitoral orgazm ayrımını bile çok anlamlı bulmuyorum. Orgazm orgazmdır. Vajinal orgazm da klitoralin devamı gibi aslında, bölgenin farklı yerlerinde yoğunlaşan duyarlılığın bir sonucu. Her kadın kendine göre bedensel bir alışkanlık oluşturuyor. Partnerinin davranışlarına, ön sevişme rutinine de bağlı olan bir alışkanlık. Ve hatta pozisyona. Orgazm olmak için denemeler yapabilirsiniz, bu da öğrenilebilir bir şeydir. Pozisyon değişikliğiyle başlamanızı önerebilirim. Ama inanın orgazma ulaşmanız yeterli. Siz sadece çeşitlendireceksiniz. Yani bunu gözünüzde büyütüp orgazmınızı da küçümsemeyin.
BAŞKASINI DÜŞÜNDÜĞÜME İNANIYOR
SORU: Hocam, ilişki sürerken en az iki, bazen üç kere bile orgazm oluyorum. Eşimse sadece bir kez oluyor ve benim 2-3 kez olabildiğime inanmıyor. İlkinden sonra başkasını düşünerek olabileceğimi savunuyor. Ona orgazmımı nasıl açıklayabilirim?
CEVAP: Orgazmımızın hesabını da mı veriyoruz artık? Her gün biraz daha şaşırıyorum ama açıklayalım madem. Erkekler, uyarılır, sertleşir ve doyuma ulaştıklarında gözle görülür bir boşalma yaşarlar. Meni boşalır. Bu, içinde sperm bulunduran beyaz, yoğun bir sıvıdır. Yeniden orgazm olabilmeleri içinse yeniden uyarılıp sertleşmeleri ve/veya ilişkiye girmeleri gerekir. Oysa kadınlarda fizyolojik olarak böyle bir gereklilik yoktur. Gözle görülür bir boşalma sıvısı olmayabilir ve cinsel uyarılma sürdüğü sürece birden fazla defa yüksek doyuma ulaşıp orgazm olabilirler. Multiorgazmiktir. Aman ha, eşinizi mutlu edeceksiniz, kaygısını gidereceksiniz diye orgazm esnasında yaşadığınız duyguyu saklamaya, bastırmaya çalışmayın. Bu sizin doğanızda var olan bir özelliğin sonucu. Ve herkesin aradığı şeyi, eşinizin saçma kıskançlığı yüzünden kaybetmenizi istemem. Başkasını düşünerek orgazm olmak için ikinciye, üçüncüye gerek yok; eşiniz de bir kez olurken başkasını düşünüyor olabilir. Bu düşüncelerden uzaklaşması için daha fazla bilimsel veriyle buluşmasını öneririm.
EŞİM ARTIK BOŞALMIYOR
SORU: Hocam, eşim geçirdiği kaza yüzünden omuriliğinden ciddi bir ameliyat geçirdi. Doktorumuz bu yönde bir şey söylemedi yani bağlantısı var mı bilmiyorum ama eşim artık boşalmıyor. Fakat orgazm oluyor, yani olduğunu söylüyor eğer beni kandırmıyorsa. Bu mümkün olabilir mi ve geçirdiği ameliyatla ilgisi var mıdır?
CEVAP: Maalesef özellikle omurilik yaralanmalarından, travmalarından cinsel olarak etkilenebiliriz. Çünkü cinsellik, beynin uyarılmasıyla yaşanıyor. Hem kadın hem erkek, eğer böyle bir sağlık sorunu yaşadıysa uyarılma bozuklukları yaşıyor. Uyarılmadan ıslanmaya ereksiyondan orgazma dek pek çok sorundan söz ediyorum. Ve eşinizin söylediği gibi doyum hissetmek ama görülür bir boşalma yaşamamak da mümkün. Hatta böyle hastalar şanslı olanlar diyebilirim.
