Doç. Dr. Gökçen ErdoğanYaradaki tuz

HABERİ PAYLAŞ

Narin... Hepimizin duyguları ortak, bundan eminim. O ne ilkti, ne de son olacak. Toplumsal ve siyasal olarak konuşulması gereken çok şey, değiştirilmesi gereken çokça söylem ve politika var. Ancak bugün bunlardan bahsetmek istemiyorum. Acı dolu sözlerle bir kez daha dağlamak da istemiyorum yüreğinizi. Bugün basit bir yol göstermek, bazı hatırlatmalar yapmak istiyorum sadece.

Güven duygumuz ve insan ilişkilerimiz temelinden sarsıldı, biliyorum. Ve bu acı verse de, köklü ve olumlu değişimler yaşanmadan bu şüphecilik ve tedbir odaklılık devam etmeli. Çünkü kayıp çocuklarla ilgili istatistikler kan donduruyor. Çünkü son yıllarda, depremle birlikte bu sayının çok arttığını biliyoruz. Öyleyse biz, aile olarak, eğitimciler olarak, iyi ve ahlaklı insanlar olarak neler yapabiliriz biraz bundan bahsetmek isterim. Her şeyden önce çocuklarımıza küçük yaşlardan itibaren güvenlik konusunda eğitim vermek çok önemli. Onlara yabancılarla konuşmamaları, bilmedikleri kişilerden yardım istememeleri gerektiğini açık biçimde anlatmalıyız. Ayrıca tanıdığımız insanlarla ilgili çizdiğimiz sınırları da çocuklarımızla paylaşmalıyız.

Haberin Devamı

Bunun yanı sıra, acil durumlarda ne yapacaklarını bilmeleri de büyük bir güvence sağlar. Telefon numaralarını ezberlemeleri ya da nasıl yardım isteyebileceklerini öğrenmeleri, olası tehlikelerde büyük bir fark yaratır. Çığlık atmak, bir çocuğun en faydalı gücüdür derim hep. İnanın öyle. Güvende hissetmediklerinde çığlık atabilmeliler. Şehirde yaşıyorsak, özellikle toplu taşıma, alışveriş merkezleri gibi kalabalık yerlerde çocukların nasıl hareket etmesi gerektiğini öğretmek gerekir. Köyde ise daha geniş alanlar ve doğa ile iç içe olmaları nedeniyle gözden kaçma riski artabilir. Çocuklarımıza, uzak alanlara tek başlarına gitmemeleri, özellikle tanımadıkları kişilerle temas kurmaktan kaçınmaları gerektiğini anlatmalıyız. Çünkü çocuklar kaybolmaz, kaybedilirler, kaçırılırlar. Ama ihmalden ama kötülükten. Ya da anlık kayıplar sonrası karşılaştıkları kötülerden... Çocuklar öyle birden ve öylesine yok olmazlar.

Haberin Devamı

TAKİP CİHAZLARI YA DA MOBİL UYGULAMALAR ETKİLİ BİRER YARDIMCI OLABİLİR

Teknoloji de bu konuda etkili bir yardımcımız olabilir. GPS özellikli akıllı saatler, takip cihazları ya da çocuklara uygun mobil uygulamalar sayesinde onları izleyebilir ve güvende olduklarından emin olabiliriz. Şehirde, çocuklarımız arkadaşlarıyla dışarıda vakit geçirirken ya da okula gidip gelirken bu cihazlar sayesinde onları takip edebiliriz. Köyde ise, doğa içinde vakit geçiren çocuklar için bu tür cihazlar, onların güvenliğini artırmanın pratik yollarından biridir. Çocuğu başkasına emanet etmenin güvenlik için yeterli olmadığını, sabah kuşağında Müge Anlı izleyen herkes bilir, öyle değil mi? Çocuğu öz anne ya da öz babasından dahi korumak gereken yaşamlar varken konu komşunun umuduna bırakmak, maalesef çok eski ve geçerliliğini yitirmiş bir davranış. Çocuklarımızla aramızdaki iletişim de çok değerli. Onlarla açık ve net bir iletişim kurmak, nereye gittiklerini, kiminle olduklarını bilmek, güvenlik açısından kritik önem taşır. Şehirde ya da köyde, çocuklarımızın ne zaman nereye gittiklerini bize söylemeleri gerektiğini, bir yere giderken mutlaka bir yetişkine haber vermeleri gerektiğini anlatmalıyız. Kendilerine, arzuları dışında yakınlık gösteren herkesi bizimle paylaşabileceklerini ya da ulaşabildikleri güvenlik güçlerine bildirebileceklerini, bu konuda yalnız kalmayacaklarını bilmeleri, hissetmeleri şart. Çevremizde de bazı güvenlik önlemleri alabiliriz. Evdeki kapı ve pencerelerin kilitli olduğundan emin olmak, çocuklarımızın yalnız başına dışarı çıkmalarına izin vermemek gibi basit adımlarla güvenliklerini sağlayabiliriz. Şehirde daha kalabalık ve karışık bir ortam olduğu için çocuklarımızın mutlaka bir yetişkinle beraber olması gerektiğini unutmamalıyız. Köyde ise, geniş alanlar çocuklar için cazip olabilir ancak onların gözden kaybolmalarını önlemek için belli sınırlar belirlemek gerekebilir.

Haberin Devamı

ADALET VE YETERLİ KORUMA TALEP EDİYORUZ

Söz çok ama özetlemek isterim; çocuklarımızın güvenliğini sağlamak için onlara doğru eğitimi vermek, teknolojiyle destek olmak, çevremizi güvenli hale getirmek ve güçlü bir iletişim ağı kurmak hepimizin sorumluluğu. Bu küçük adımlarla kayıp vakalarının önüne geçebileceğimizi ve bu karanlıktan aydınlığa yalnızca bununla çıkabileceğimizi söylemeyi çok isterdim. Yetmeyecek belki. Ama bir yerinden tutmak istedim. Çocuklarımız için adalet ve ondan da önemlisi yeterli koruma beklerken, bunu büyük bir kararlılıkla tüm mercilerden hakkımız olarak talep ederken, fayda getirecek bir şeyler de söylemek istedim. Yaramızdaki tuz hiç eksilmiyor. Güzel günler umuduyla...

Sıradaki haber yükleniyor...
holder