Doç. Dr. Gökçen ErdoğanYargılananlar adına

HABERİ PAYLAŞ

Yargılananlar adına

Size önemli ya da önemsiz gelebilecek yüzlerce konuda mesaj alıyorum. Bu mesajlarda; sorular, yakınmalar, iç dökmeler oluyor. Anlatacak kimsesi olmayanların anlattıkları oluyor. Ama en çok ‘yargılanmaktan korkanlar’ın anlattıkları oluyor. Yargılama hakkımıBelli bir yaşa ve yaşam deneyimine erişene kadar ben de insanların yaşamlarında, kendime dair kırıntılar bulmadığımda ve benimle aynı pencereden bakmadıklarını fark ettiğimde ‘ben olsam’lı cümleler kuruyordum hep. Çoğu zaman başka türlü davranacağımı düşünüyor ve yanlış düşünüp yanlış davrandıklarına inanıyordum. Herkesi, kendi yaşam dinamiğim içinde değerlendiriyordum ama. Bütün olayları, benim koşullarım içinde birinin başına gelmiş gibi okuyordum.

Haberin Devamı

Aynı ailede büyümüş, aynı okullarda okumuş, aynı dostlukları kurmuş, aynı çevreye sahip ve aynı öğretilerle büyümüşler gibi geliyordu. Böyle bile gelmiyordu aslında. Bunun üstüne düşünmüyor, direkt olarak böyle kabul ediyordum. Böyle bakınca da çoğu kişi haksızdı tabii. Hakka, haksıza ben karar verebilirmişim gibi! Çektikleri çileye rağmen boşanmayan kadınları, kendilerini okutmayan ailelerine bayrak açmayan kız çocuklarını, kocalarını elde tutmak için çırpınan ve başka kadınlarla mücadele eden kadınları, çalışma yasağını kabul eden kadınları, çocuklarının gördüğü her şeye özeneceği düşüncesiyle onları kafeste büyüten anne babaları, kadının varlığını evin işini görmekle sınırlı tutan kocaları, kendi bedenini tanımayan ve erkeğin bedenine hizmet için yaşadığını sanan kadınları, sevilmek için yanıp tutuşan ve buna hizmet etmeye çabalayan insanları... Kimleri, neleri yadırgıyordum. Sonra bir şey oldu.z varmış gibi!

TOPLUM, BİR PARÇASI OLDUĞUNA İNANDIĞI HERKESİ TORNADAN GEÇİRMEK İSTİYOR

Bir kırılma anı değildi o. Nasıldı, neden oldu; anımsamakta çok zorlanıyorum başlangıcını. Ama hayatın hepimize aynı biçimde gelmediğini, kimimizin yükünün başka olduğunu, yalnızlığı, kimsesizliği, anlamsız kalabalıkları, yargılanmaktan çekinip kendisi olamayanları fark ettim. Toplum, bir parçası olduğuna inandığı herkesi tornadan geçirmek istiyordu. Peki aynı olmanın, aynı bakmanın, aynı düşünmenin bir faydası var mıydı? Doğru tek miydi? Bu kadar insan haksız ve aptal olabilir miydi? Asla. Yalnızca kabul görmek isteyen kalpler ve akıllardı.

Haberin Devamı

Zaman zaman desteğimizle kendileri için doğru olanı görmeye de ihtiyaç duyabilecek ama üzerlerinde baskı kurma hakkımızın bulunmadığı kalpler ve akıllar...

Dayanışma göstermenin sahip olmakla karıştırılmasının ceremesini çeken milyonlar...

Sizinle bambaşka yollardan ve yıllardan geçmiş, yalnızca anlaşılmaya ihtiyaç duyan bunca insan...

Yargılanmadan anlatmaya, sorgulanmadan ağlamaya, konuşunca dinlenmeye ve danışınca anlaşılmaya ihtiyaç duyan insanlar. Siz olmayan ve sizin gibi olmasını beklediğiniz insanlar...

Bunu düşünün, olmaz mı? Biliyorum ki yanlışın bir yerinden dönecek ve gerçekten yoldaşlık edebileceğiz birbirimize. Kırmadan, dökmeden, yargılamadan.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder