Son zamanlarımda biraz zamanım oldu ve uzun süredir ara verdiğim dizi ve filmlerimi izleyebildim.
Son bir ayda izlediğim dizi ve filmlerin haddi hesabı yok. Uzun zamandır beklettiğim canım dizilerimin başına oturduğum gibi bütün bölümlerini izledim. Onlardan biri de Family Guy’dı. Family Guy benim için gelmiş geçmiş en komik dizidir. Griffin ailesinin maceraları ve Quahog sakinlerinin başlarından geçenlerle beni çok kez gözümden yaşlar gelinceye kadar güldürmeyi başarmış ender dizilerdendir.
Diziye 13. sezonunda yoğunluğumdan dolayı ara vermiştim. Son 1 ay içinde hızlıca geri kalan 5 sezonu da izleyip diğer dizilerimde olduğu gibi güncele yetiştim.
Family Guy’ı izlerken kendinizi haliyle ofansif mizah şelalesinin altında yıkanırken buluyorsunuz.
Belki bu kadar dünyadan uzak, gerçeklikle uzaktan yakından alakası olmayan bir diziyi izlerken toplumsal çıkarımlar yapmak ne kadar doğru bilemiyorum fakat ben her izlediğimde bunu yapıyorum.
Nedenini bilmiyorum. Fakat aklıma direkt “Bu şakaları veya 3-4 seviye yumuşak versiyonlarını bizim ülkede yapılsa insanlar ayaklanır. O diziyi yayınlayan televizyon kanalını kundaklamaya kalkarlar” düşüncesi geliyor ister istemez.
Son zamanlarda acaba Hollywood’un yaptığı gibi “Her şey hakkında şaka yapılabilir” düşüncesi mi yoksa “Mizah etliye sütlüye karışmadan yapılmalı” düşüncesi mi daha doğru diye düşünüyorum ve Türk toplumu özelinde işin içinden çıkamıyorum.
Family Guy, South Park gibi dizilerde yapılan esprileri bizim ülkemizde 100 yıl sonra bile yapamayacak olmamız toplumumuzun ne kadar baskıcı olduğunu mu yoksa batı dünyasının ne kadar yozlaşmış olduğunu mu gösteriyor?
Düşündüğümüz zaman taksicilerle ilgili yapılan bir şakadan sonra “Bilmem ne Taksiciler Birliği Başkanı”, nalburlarla ilgili şaka yapılınca “Kağıthane Nalburlar Derneği”, Erzurumlular mizah malzemesi yapılınca “Küçükçekmece Dadaşlar Derneği” zehir zemberek açıklamalar yapıp kitleleri yönlendiriyor.
Biz eskiden böyle değildik. Tamam hiçbir zaman ofansif mizah kültürümüz olmadı ama zamanında toplumsal konular hakkında da mizah yapıldı bu ülkede.
Zamanında “Devekuşu Kabare”, “Olacak O Kadar” ve “Nejat Uygur Tiyatrosu” ile büyümüş nesiller ne oldu da şimdi karizmalarının çizilmesini geçtim, okşanmasına bile izin vermez oldu?
Yoksa bu bir 80’ler, 90’lar illüzyonuydu ve biz hep bu kadar alıngan ve değerlerimize karşı bu kadar korumacı mıydık?
Peki batı dünyası esprisini yaptığı değerlere önem vermiyor mu? Bu dünyada sadece biz mi her şeye önem veriyoruz?
Söylemeliyim ki mizah konusunda aynı zamanda riyakarız da. Bahsettiğim dizileri izleyip kahkahalarla gülerken Müslümanlar veya Türkler ile ilgili bir şaka yapıldığında hemen korumacı duygularımız kabarıyor ve “Biz böyle değiliz” diyerek kendimizi savunmaya geçiyoruz. Ya tamam biz öyle değiliz de köpeğin, bebeğin konuştuğu, “bütün” dini figürlerle dalga geçilen, pedofili, ırkçılık gibi insanların bahsetmeye bile korktuğu konuların suyu çıkana kadar mizah unsuru olarak kullanıldığı bir dizide konu edinilen şeyler için de savunmaya geçerek kendimizi komik duruma düşürmeyelim lütfen. Çünkü bilinmesi gerekiyor ki, genelleme komedide en çok başvurulan yöntemlerden biri. Yoksa tabii ki de Yahudilerin hepsi para para diye ölmüyor. Hintlilerin hepsi ineğe tapmıyor. Müslümanların hepsi terörist değil. Bunu bahsetmeye gerek bile yok. Bunu en cahil insan bile biliyor. Herkesin bunu anlaması gerek.
Nihayetinde; evet, belki batı kültürlerinde olduğu gibi maddi manevi her şeyle dalga geçmek, kırmızı çizgileri buldozerle ezip geçmek bizim için hayalden de öte bir şey. Ama en azından birazcık gevşesek de hayata karşı daha eğlenceli bir bakış açışına sahip olmaya çabalasak daha iyi olmaz mı?
Çünkü ortam çok gergin Fuat. Evet, çok gergin.