Dün akşam temsilcilerimiz Galatasaray, Beşiktaş ve Alanyaspor Avrupa Ligi 3. eleme turunda rakipleriyle karşı karşıya geldiler.
Beşiktaş'ta bir şeyler yolunda gitmiyor
Beşiktaş, Portekiz ekibi Rio Ave'yi ağırladı. İki takımın da birçok gollük pozisyonu cömertçe harcadığı mücadelenin normal süresi 1-1 bitince maç uzatmalara gitti.
Beşiktaş karşılaşmaya iyi başladı ve golü de erkenden buldu.
Fakat golün ardından kaçan birkaç yüzde yüzlük gol ve Beşiktaş'ın bir türlü 2-0'ı bulamaması ilerleyen dakikalarda rakibin direncini arttırmasına sebep oldu.
İlk yarıda başka gol olmadı ve soyunma odasına temsilcimizin 1-0'lık üstünlüğüyle gidildi.
İkinci yarıya konuk Rio Ave daha etkili başladı.
Etkili oyununun karşılığında pek net pozisyon bulamasa da 85. dakikada Mane'nin sağ taraftan ters ayakla açtığı ortada Bruno Moreira yaptığı kafa vuruşuyla golü buldu.
Yenilen golden hemen sonra Beşiktaş Gökhan Töre ile girdiği net bir pozisyondan daha yararlanamadı ve maç uzatmalara gitti.
Uzatmalarda da kimse kimseye üstünlük sağlayamadı ve maç seri penaltı atışlarına gitti.
Seri penaltılarda Rio Ave siyah beyazlılara karşı 4-2 üstünlük sağlayarak bir üst tura çıkan taraf onlar oldu.
Beşiktaş'ın kadrosu S.O.S veriyor.
Kadronun darlığı ve kalitesizliği takımın Şampiyonlar Ligi'nden ve Avrupa Ligi'nden elenmesine sebep oldu.
Lige Galatasaray hariç hiçbir takımın iyi başlayamamış olması diğer takımlara olduğu kadar Beşiktaş'a da zaman kazandırsa da bu zaman her saniye daralıyor.
Yönetimin bir şekilde kaynak yaratıp en kısa zamanda eksik bölgelere transfer yapması gerekiyor.
Evet, hala zaman var belki ama beklenen transferlerin gelmesi halinde bile takıma adapte olmaları için gereken sürede Beşiktaş lig yarışına da psikolojik olarak havlu atabilecek duruma gelebilir.
Taraftarın da sabrı iyice taşmışken ligde alınacak bir iki beklenmedik sonuç camiayı kaosa sürükleyebilir.
Diğer yandan böyle mağlubiyetler geçmiş yıllarda Avrupa'da esip gürleyen Beşiktaş'ın imajını da kötü etkiledi.
Hatırlarsanız Beşiktaş geçtiğimiz sene Avrupa Ligi gruplarında sonuncu olarak taraftarını bu sene olduğu gibi hayal kırıklığına uğratmıştı.
Çok değil, daha 3-4 sene önce Şampiyonlar Ligi gruplarından namağlup lider olarak çıkan Beşiktaş'ın bugün şu durumda olması nereden bakarsanız bakın üzücü.
Anadolu takımları ligimizin kalitesizliğini yüzümüze vuruyor
Son senelerde 4 büyükler ve Başakşehir dışında Avrupa'da ilerleyebilen bir takımımız olmadı.
Ligimizde büyük takımlara kafa tutan ve Avrupa kupalarında boy göstermeye hak kazanan Anadolu temsilcilerimizin Avrupa maceraları her seferinde talihsiz bir biçimde sonlanıyor.
Gerçi dört büyükleri de son yıllarda görüyoruz. Geçen seneki Başakşehir haricinde son 2-3 senedir Avrupa arenasında yüzümüzü güldüren bir takım olmadı.
Bu durum ligimizdeki futbol seviyesinin ne kadar yerlerde süründüğünü bize gösteriyor.
Ligimizde uçup kaçan her takımın Avrupa'nın ortalama altı takımlarına bile elenmesi insanların Türkiye Ligi'ne bakışını da değiştiriyor.
Dünkü maça gelirsek Alanyaspor'u tebrik ederim. İyi mücadele ettiler. Umarım Alanyaspor ve diğer Anadolu takımlarımız günün birinde Avrupa kupalarında tur veya turlar atlamayı başarır.
Cavcav döneminin Gençlerbirliği'nden bu yana pek fazla böyle örnek yok elimizde.
Sivasspor lige de kötü başlamış ve yıldız iki ismini İstanbul büyüklerine kaptırmışken Avrupa'da kendilerinden pek umudum yok.
Başakşehir'in de direkt olarak katılacağı Şampiyonlar Ligi'nin grup aşamasında başarılı olması kuraya bağlı.
Herhangi bir Türk kulübünün Şampiyonlar Ligi'nde gruplardan çıkabilmesi şu ekonomik şartlar altında kura şansı olmadan çok zor. İyi kura gelse de zor çünkü karşımıza çıkan rakipler de o seviyenin takımları. Sadece Bayern yerine Leipzig, Barcelona yerine Sevilla geliyor. Sen de seviniyorsun.
Bu yüzden Başakşehir eğer grubu üçüncü bitirirse Okan Buruk ve öğrencilerini başarılı olarak göreceğim.
İlk ikiye girmeleri halinde ise ilk defa bu turnuvada yer almalarından mütevellit tarihte eşine az rastlanılır bir başarıya imza atmış olacaklar.
Son senelerde Avrupa'da gelen başarısız sonuçların ardından ülke puanı olarak çok gerilere düştük ve bu yılki elde edeceğimiz olumlu veya olumsuz her sonuç ligimizin gelecek sezonlarda kaç takım ile Avrupa'da temsil edileceğini doğrudan etkileyecek.
Rotasyonlu Galatasaray turladı
Maalesef ki dün tur atlayan tek takımımız Galatasaray'dı.
Fatih Terim haftasonu oynanacak derbiyi de düşünerek kadroda büyük ölçekli bir rotasyona gitti.
Daha önce antrenmanda bile bir arada çok fazla oynama fırsatı bulamamış birçok isim ilk 11'deydi.
Bu elbette bir riskti ama alınmaya değerdi.
Bu riskin sonucunda da kazanan Fatih Terim oldu.
Çünkü hem Terim derbi öncesinde çoğu 11 oyuncusunu dinlendirmiş hem de Galatasaray olabilecek en kazasız şekilde turu atlamış oldu.
Galatasaray maça iyi başlayamayan taraftı.
Hajduk birbirine alışık olmayan Galatasaray takımına maçın ilk dakikalarında kolayca üstünlük kurdu fakat bu üstünlük her saniye Galatasaray lehine değişti.
İkinci yarıda rakibini boğan bir Galatasaray izledik.
Belhanda'nın girmesi Galatasaray'ın hücumuna efektiflik kattı.
Kurulan baskı dakikalar ilerledikçe üçüncü bölgede meyvelerini vermeye başladı.
Sarı kırmızılılar dakikalar ilerledikçe Hajduk kalesini daha da ciddi ataklarla tehdit etti.
Sonunda ilginçtir ki Galatasaray adına en etkisiz futbolculardan birisi olan Emre Taşdemir'in Belhanda'ya yaptığı güzel asist ile birlikte temsilcimiz Hajduk Split karşısında öne geçti.
Ardından geçen senenin büyük bölümünde yaptığının aksine bir refleks göstererek bu yılın başından beri yaptığı gibi öne geçtikten sonra geri çekilmeyen ve ataklarını sürdüren bir Galatasaray izledik.
Bu devam eden baskının sonucunda Galatasaray Ryan Babel ile 2. golü buldu ve rahatladı.
Gol Babel'e yazılsa da goldeki aslan payının Marcao'nun olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Brezilyalı stoperin sol köşeden ceza sahasına yönelerek altı pasa çıkardığı yerden pas sonucunda Hollandalı'ya sadece dokunmak kaldı.
Marcao ve Belhanda maçın yıldızıydı.
Fatih kalesinde yine güven verdi.
Babel ise attığı gole rağmen Galatasaray'ın Diagne ile birlikte en kötülerindendi.
Galatasaray'da dün vasatı tutturamayan futbolcular olsa da as oyuncularının birçoğunun yedek olduğu bir Avrupa maçını rahat kazanmak takıma güven kazandırmıştır.
Hem de Fatih Hoca derbi öncesinde birçok as futbolcusunu dinlendirme şansı yakalamış oldu.
Galatasaray'ın play-off turundaki rakibi de Hollanda ekibi Willem II'yi 4-0'lık bir skorlar eleyen İskoç devi Glasgow Rangers oldu.
1 Ekim'de İskoçya'da oynanacak mücadele de en az Fenerbahçe derbisi kadar önemli.
Derbinin keyifli geçmesini diliyorum. Umarım futbol seviyesi üst düzeyde bir karşılaşma izleriz.
Her iki takıma da şimdiden başarılar.