Çekici bir yüzdeki karakteristik özellikler düz, yuvarlak bir çevre, çıkık elmacık kemikleri, eğik, çukurlu bir alt çene ve ince, kesin hatlarla belirlenmiş alt çene hattı olarak sıralanır. Bu özellikler birlikte ‘güzellik üçgeni’ ya da bir diğer deyişle ‘yüzün kalbi’ni oluşturur; çünkü taban yukarıda ve tepe aşağıdadır. Bu ‘güzellik üçgeni’ ya da ‘yüzün kalbi’ arzu ve çekicilik gibi duygular uyandırırken, tam tersine yaşlı ya da çekici olmayanlarda bu üçgen ya da kalp, tepe kısmı yukarıda, taban kısmı aşağıda olacak şekilde ters bir şekilde durur.
Yaşlanma süreci, pek çok etkenin bir araya gelmesiyle oluşur ve hem dinamik hem de hacimsel değişikliklerin oluşmasıyla sonuçlanır. Yüzün orta kısmının iyileştirilmesi işleminin amacı, elmacık kemiklerinin volümünü tekrar oluşturmak, burun ve dudak kıvrımlarını düzleştirmek, göz köşesinin yanlarını yeniden yerleştirmek, alt gözkapağı çukurlarını doldurmak, kazayağı bölgesini düzeltmek ve kaşları kaldırarak yenilenmiş bir yüz kası dengesi sağlayıp doğal sonuç elde etmektir.
Başarılı bir yüz iyileştirme işleminde önemli olan yüzün anatomik yapısını iyi bilmek ve hem dinamik hem de hacimsel anatomik değişiklikleri iyi anlamaktır. Dinamik değişiklikler, yüz kas sistemini oluşturan kasların kasılmasıyla ortaya çıkar ve bir ifadenin oluşmasını sağlayan kasların hareketinin değiştirilmesi botoks uygulaması ile gerçekleştirilir. Bunun sonucunda kas kasılması ve gevşemesinde rahatlama görülmekte ve düzgün bir ifade oluşmaktadır. Hacimsel değişiklikler doku sarkmasından veya zayıflamasından kaynaklanmaktadır ve büyük çoğunlukla orta ve alt yüz kısımlarında gözlemlenmektedir.
Hacimsel değişiklikler, konacak teşhise bağlı olarak cerrahi müdahaleyle ya da cerrahi olmayan işlemlerle tedavi edilebilmektedir. Volüm yeterliyse fakat yeniden şekillendirme isteniyorsa, yüzün yeniden biçimlendirilmesinde yüz kaldırma ya da blepharoplasti (Göz kapağı üzerinde herhangi bir şekil bozukluğunu düzeltmek amacıyla yapılan estetik ameliyat) gibi yöntemler kullanılabilir. Yumuşak doku kaybının, yetersiz volümün ya da kırışıklıkların olduğu durumlarda, yağ dokusu nakletmek gibi cerrahi bir yöntem ya da deri altına dolgu enjekte etmek gibi cerrahi olmayan işlemler günümüzde çok popülerdir. Bütün tıbbi işlemler risk taşır ve genel olarak, yapılan işlem ne kadar invaziv (cerrahi) ise, risk de o kadar artmaktadır. Yüz iyileştirmesi işlemini yaptıran bazı hastalarda hafif kızarıklık, şişlik, ödem, çürük ve hafif rahatsızlık gibi geçici ters etkiler gözlenirken daha invazif uygulamalarda yara izi, kalıcı kızarıklık ya da kalıcı pigment değişikliği oluşabilmektedir. Cerrahi olmayan tedaviler, örneğin dolgu maddesi enjeksiyonu, cerrahi alternatiflerine göre ciltte yaşlanmayla birlikte ortaya çıkan görünen etkileri tersine çevirerek cildin gençleştirilmesini sağlarken cerrahi ve daha invazif müdahalelerde bu işlem, cildin şu an içinde bulunduğu yaş durumunu değiştirmektedir. Yüz güzelliği ve gençliği sağlamak aynı zamanda yağ veya kas bozulması sonucu ortaya çıkan volüm kaybını yerine koyacak tüm içerikleri yeniden yerleştirmekte ya da yeniden yaratmaktadır. Cilt yenileme işlemi, elastin ve kolajen üretimini çoğaltarak cildin kalitesini arttırır ve cilt yapısındaki nemin geri kazanılmasını sağlar.
Araştırmalar göstermiştir ki, yüz dolgusu tedavileriyle çekici bir orta yüz bölgesi elde edilerek net estetik gelişmeler sağlanır. Bu etkili sonuçların alınmasında, dolgunun içeriğindeki maddelerin akışkanlığı ve yüksek yapışkanlık özelliği büyük önem taşımaktadır. Dolgu, özellikle elmacık kemiği, yanak bölgesi ve gözaltı çukurları için uygundur. Aynı zamanda çene bölgesi ve yara izi tedavisinde de başarıyla uygulanmaktadır. Yumuşak doku takviyesinde kullanılan dolgu maddeleri 20 yıldan fazladır kullanılmaktadır; fakat botoksun bulunmasıyla bu maddelere olan ilgi artmıştır. Çünkü kombine uygulamalarla alınacak sonuçların mükemmelliği ve kalitesi de artırılabilir. Sonuç olarak, detaylı bir yüz anatomisi bilgisi, tecrübe ve kullanılan en son teknikler hacimsel ve dinamik yüz şekillendirmesi işlemlerinde önemlidir ve doğal, uyumlu sonuçların yaratılmasında büyük önem taşımaktadır...
Kolajen haplarıyla gençliğe içerden destek
Günümüzde, cilt sağlığını korumayı amaçlayan pek çok şirketin olmasıyla, sağlığımızı korumaya yardımcı besin maddelerinin geleceği de ümit verici. Teknolojinin gelişmesiyle bulunan yeni formüller, bu besinleri de içeriklerine katarak kolajen üretimini harekete geçirmekte ve cilt sağlığını olumlu yönde etkilemekte. Bunların en bilineni ve şu sıralar gündemde olanı, serbest radikallerin emilimini sağlayan ve hayvansal besinlerden ya da kavun-karpuz gibi besinlerden üretilen GliSODin’dir. GliSODin, yüzde 100 meyvedir ve jöle şeklindeki kapsüllerde buğday proteini içine konmuştur. Bu kapsülden sabahları iki tane alınması pek çok doktor tarafından önerilir. C-Estamin besinsel cilt sağlığı koruma ilaveleri, patentli teknoloji BioCell Kolajen II içermektedir. Bu içerik, kolajenin yeniden oluşturulmasına yardımcı olur. Özellikle göz altı torbalarında, kırışıklıkların açılmasında ve cilt tonlarının iyileşmesinde etkili olduğu gözlenmiştir. 5 küçük hap günlük olarak alınabiliyor... Topikal Pro, diğer tedavi kürleriyle birlikte kullanılabildiğinden cilt bozulmalarında, akne ve aşırı pigmentleşme gibi sorunlarda yararlanılan bir başka yardımcı. Topikal Pro, cilt için gerekli 3 temel vitamini A, C ve E’yi bünyesinde bulunduruyor. Akne tedavisi gören hastalarda E vitamini iltihaplanmayı azalttığı için iyileşmeyi olumlu yönde etkilerken vitamin C, aşırı pigmentleşme üzerinde olumlu etkiler yaratıyor.