Vücudunuzun ne kadar hızlı yaşlandığını anlamak için evde uygulanan bu basit testler, başlıca 3 bölgeyi kapsıyor; kuvvet, denge ve hafıza. İşte hızlı yaşlanma sürecini yavaşlatmanın yolları...
Kuvvet
Test: 10 saniyede 3 kavanoz kapağı açmayı deneyin. Neden yapıyoruz: Kapak açma eylemi, genel kas kuvveti ölçen basit bir testtir. Kavanoz açma gibi günlük işleri yapmak için yeterli kas gücüne sahip değilseniz bu, hızlı yaşlandığınızın bir göstergesi olabilir. Zamanı yavaşlatın:Kuvvetinizi artırın. Lastik bir topu, günde 3 kere, 90 saniye boyunca sıkın. Kaslarınızı biraz da olsa kuvvetlendirmek, yaşamınıza birkaç yıl katabilir.
Denge
Test: Oturun ve bağdaş kurun. Oturduğunuz pozisyondan, ellerinizi kullanmadan kalkmaya çalışın. Neden yapıyoruz: Alt vücut kuvvetiyle birlikte denge, düşme riskini azaltır. Düşme, yaşlanan kadınlarda travmaya bağlı ölümlerin başlıca nedenidir. Zamanı yavaşlatın: Dengenizi geliştirin. Tek bacak üzerinde 10 saniye boyunca ayakta durun. Alıştıkça, süreyi uzatın ve gözünüz kapalı yapmaya çalışın.
Hafıza
Test: Çekmeceden almanız gereken 10 eşya sayın. Sonra, çekmeceye doğru gidin ve saydığınız 10 eşyayı alın. Neden yapıyoruz: Normal bir insan kısa süreli bellekte, 5-9 birimlik sözcük kapasitesine sahiptir. Beynimizse ‘kullan ya da kaybet’ mantığıyla işler. Yaşlanmaya bağlı hafıza kayıpları en çok hareketsizlik ve zihin egzersizi eksikliğinden kaynaklanır. Zamanı yavaşlatın: Her gün, ağızdan veya dilaltı kapsül olarak 25 mikrogram B12 vitamin alabilirsiniz. Market alışverişi, kendinizi denetlemek ve beyin egzersizinde bulunmak için iyi bir günlük aktivitedir. Kafanızda alışveriş listenizi oluşturun ve neleri hatırladığınıza bakın.
Duygularımızı belirtmek için en çok kullandığımız 6 ifade
İşte sizi şaşkına çevirecek bir istatistik: İnsan vücudu 700.000’den fazla özgün hareket ve 10.000’den fazla farklı yüz şekli yapabilir (yüzümüz ve ellerimiz vücudumuzun en ifadeli bölümleridir). Ancak asıl ilginç olan şu ki; mutluluk, üzüntü, şaşkınlık, korku, kızgınlık ve tiksinme gibi temel duygularımızı ifade ederken kullandığımız yüz ifadelerinden en azından birkaçı aynıdır.
Bu ifadeler 60’lı yıllarda keşfedildi ve uzak ıssız Pasifik adalarında da, yoğun nüfuslu ülkelerde de aynıydı. Bu ifadeler dünyadaki her kültürde hemen hemen aynıdır ve bu temel ifadeleri kontrol etme yeteneğimiz yoktur. Ancak, yapmacık ve sahtekâr olanlarını ayırt etme yeteneği vardır. Gülümsemeyi ele alalım. Ağız kenarlarınızın yukarı doğru baktığı ve göz etrafınızın kırıştığı gerçek bir gülümseme, yalnızca gerçek bir duyguya verilen istemsiz bir tepki olarak oluşur. Samimiyetsiz bir gülümseme ise dudak kısmı ve ağız kenarlarının yan tarafa doğru gerilmesiyle olur.
Dua etmenin sağlığa faydaları nelerdir?
Rahatlatıyor: Bir meditasyon biçimi olarak ibadet (dini tercihleriniz ne olursa olsun) nefes almayı ve beyin faaliyetini yavaşlatır, kalp atış hızını ve tansiyonu azaltarak düzenler. Yani hepsi rahatlatıcı ve sağlığa yararlı etkilerdir.
Pozitif etkileri bulunuyor: İbadetiniz bittiğinde, birine vurma isteğiyle yanıp tutuşmazsınız. Huzur ve keyif gibi güzel duygularla dolup taşarsınız. Bu duyguların vücut genelinde pozitif fizyolojik etkilere sebep olduğuna dair bazı kanıtlar da bulunuyor. Stres hormonu seviyesi huzurlu bir yaşama hazırlanır. Daha da önemlisi, bağışıklık sistemimiz daha telaşsız hale gelir, böylece salgılanan olumsuz kimyasallar içimizdeki her biyolojik strese aşırı tepki vermek için eklem ve damarlarımıza yollanmazlar. Sonuç: Daha sakin, daha güzel bir yaşam.
Yanınıza kar kalır (plasebo etkisi gibi): Dua etmenin faydalarından bazıları fizyolojik olsa da bazı durumlarda plasebo (fiziksel, kimyasal ya da farmakolojik bir etkisi olmayan, ancak verildiği ya da uygulandığı kişiye böyle bir etkisi olduğu söylenen madde) etkisinin çok güçlü olduğu görülür. Hatta bu olumlu etkilerin yüzde 70 gibi yüksek bir oranda olduğu gözlenmiştir. Burada demek istediğim şu ki, kendiniz için iyi bir şeyler yaptığınızı düşünmek de zaten duanın önemli bir parçasıdır.
Emzirme döneminde neler yemeliyim?
Bütün vücudunuzu baharatlı naçoslarla tıka basa doldurmanın en sağlıklı anne sütüne katkıda bulunmadığını bilmek için bir biyokimyacı olmaya gerek yok. Bebeğinizin doğru besin maddelerini alıp almadığına emin olmak için aynısını yapmanız gerekiyor. Doğum öncesi vitaminlerinizi almaya devam edin ve anne sütü kalitesini artırmaya yardımcı olarak gösterilen aşağıdaki besin maddelerini almaya özen gösterin:
1. Protein: Günde 2 veya 3 porsiyon organik kümes hayvanı eti veya deniz ürünü (dipte beslenen balıklar olmamalı, küçük balıklar, konserve de dahil; somon, alabalık, levrek, dil balığı), yağsız et, yumurta, az yağlı süt ürünleri ve soya.
2. Kalsiyum: Günde 1300 mg (az yağlı süt ürünleri, kalsiyum takviyeli portakal suyu, soya sütü, tofu, brokoli). Gün boyu, iki saatlik süre içinde 600 mg’dan fazla tüketmeyin çünkü vücudunuz ister gıdadan ister kalsiyum sitrat magnezyum takviyesinden olsun, bir seferde sadece 600 mg emebilir.
3. Demir: Günde 20 mg (kümes hayvanları, deniz ürünleri, kuru bakliyat ve meyve, yumurta sarısı) Multivitamininiz genelde bundan daha fazla içerir.
4. DHA: Günde 600 mg (Su yosunu idealdir çünkü toksin içermez ve kapsül şeklinde de alınabilir; vitamin satan dükkânlardan alabilirsiniz.)
5. C Vitamini: Günde 800 mg (turunçgiller, kırmızıbiber, brokoli) En önemlisi, sağlıklı ve dengeli bir beslenme programı uygulayın ve bol bol sıvı tüketin. Sadece 3 ana öğün yemektense, gün boyunca 5 veya 6 ara öğün yemeye çalışın. Baharatlı veya gaza neden olan yiyeceklerden, kafein içeren içecekler ve alkolden uzak durun.
Hamilelikte hangi vitaminler kullanılmalı?
Aşağıdaki vitaminleri günlük olarak kullanabilirsiniz:
1. A Vitamini günde iki kere 2.500 IU’dan fazlası aşırıya kaçar. (Ekstra A Vitamini için, protein barları, kahvaltılık barlar veya öğün yerine geçen tozlar gibi zengin içerikli ürünleri deneyebilirsiniz).
2. B1 (Tiamin) 25 mg
3. B2 (riboflavin) 25 mg
4. B3 (Niyasin) en az 30 mg
5. B5 (Pantotenik asit) en az 30 mg
6. B6 (Piridoksin) günde iki kere 3 mg
7. B9 (Folik Asit) 400 mikrogram
8. B12 günde iki kere 400 mikrogram
9. Biyotin 300 mikrogram
10. C Vitamini günde iki kere 400 mg (unutmayın C vitamini suda çözünen bir vitamindir yani gün içinde iki doza ihtiyacınız vardır)
11. D Vitamini günde iki kere 600 IU (Ulusal Birim) 12. E Vitamini günde iki kere 200 IU (Ulusal Birim) (veya tercihen 400 IU karışık tokoferol)
Stres kaynağı olarak gösterilen başlıca 10 etken
Başlıca stres etkenleri:
1. Aileden birinin ciddi bir hastalığı olması
2. Aileden biri hakkında ciddi endişelere sahip olmak
3. Aileden birinin ölümü
4. Boşanma veya ayrılık
5. Ev değiştirmeye mecbur bırakılmak
6. Dava edilmek
7. İş değiştirmeye mecbur bırakılmak
8. İşten çıkarılmak
9. İş yerinde güvensizlik duygusu
10. Ciddi maddi problemler
(25.12.2011 tarihli Pazar Postası'ndan alınmıştır.)