Nisan. Ne çok severdim. Hep. Haberci nisan. Her seferinde bir şeyler getirdi bana ama geçen yıl mutluluğun doruk noktasını…
Baharı herkes sever. Neden sevmesin ki! Kasvetli, durgun, soğuk kışın gittiğinin habercisi, canım bahar, ruhları aydınlattı, insanları huzura ulaştırdı. Ne güzel her bahar…
Yine öyle bir nisan ayı, çok değil yalnızca bir sene önce, ittirsen de ittirmesen de gidiyordu zaman, solgun kışın etkisinde, az biraz kasvetli, güneşe hasret ruhum, ‘hadi oradan’ derken bana, aniden, 19 Nisan’da, kalbime baharı getirdi, bir daha hiç gitmedi…
Yaz çocuğuyum derdim, baharı başka severdim, bilirmişim ki, geçen yılın baharında, bir daha doğdum ben, tertemiz, pırıl pırıl aşka, mutluluğa…
Kışa özenenler oldu, soğuk getirmeye çalıştılar hayatımıza, dikenleriyle bezemeye çalışıp, hani aynaya bakmadan, öyle konuşan, kalbi kötü, ruhu çamur insanlar, ah yahu, baharın huzurlu ısısı onları da bitirdi, kuytu köşelerinin hiçliklerinde yok oldular.
Sonra ne çok şey, hızla renklenen bir hayat, dünyanın en güzel renklerine bezenmiş, huzurlu bir aşk, sorgusuz bir gelecek, eğlenceli bir evlilik… ‘Çok şükür’ hep dilimizde olan, geleceğimize duamız ‘hep birlikte’. İlk gün gibi, son gün gibi, özenle, hiç incitmeden, bir gün bile, aşk sevgili, dünyamızın her köşesinde bize hınzırca gülümseyen, ne mutlu bize! Çok mutlu…
Benim baharım, ışığım, günüm, gecem, nisanım, hayatımın farkındalığı, nefesimin şükrü, dualarım, gerçeklerim, düşlerim, çiçeklerim, renklerim… Canım adam. Geçen yıl, bugün bana, ne hoş geldin, iyi ki geldin!
>> BAHARIMIN ŞARKISI!