Herkes Ankara’yı konuşuyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu ile gerçekleştirdiği kritik toplantının ardından Ankara'daki vaka sayılarının İstanbul'un iki katına çıktığını söylemişti. Ardından Prof. Dr. Mustafa Cankurtaran da Ankara'nın, vaka sayılarındaki artış nedeniyle Çin'de virüsün yayıldığı Wuhan'a döndüğünü söyledi.
Ankara’da yaşamıyorum ama “Ankara Wuhan oldu” başlıkları fazlasıyla ürküttü beni. Turkiye’de ilk vaka açıklandığı günden itibaren elimi ayağımı çektim her şeyden. Ne düğün, ne AVM...
Ne bir kafeye gidip çay-kahve içmişliğim var ne de bir restorana gidip yemek yemişliğim... Bazen yeni normale geçer gibi olduysam da geri çektim kendimi. Zorunlu haller dışında aylarca dışarı bile çıkmadım.
Bu kadar cesur olmak da!
Yasaklar da caydırmadı maskesi kolunda gezenleri, cezalar da... Maskeler çene altından kola indi; koldan çıktı, cebe girdi. O da yetmedi maske takmadığı için uyaranları dövdüler, “Maskenizi takın” diyenlerle ölesiye kavgaya giriştiler.
Neyin güvencesi ki bu? Düğünler, halaylar, nişanlar... Varsa bildiğiniz bir şey, bize de söyleyin. Zira yaz boyunca dağın tepesinde bir yere hapsettik biz kendimizi.
Bir süre daha evlenmeyiverin! Ya da evlenin ama düğün yapmayın. Hadi düğün de yaptınız; oynamayın, halay çekmeyin, horon tepmeyin kardeşim!
“Ayıp olmasın” diye corona virüs olduğunu bile bile düğüne gidenleri de gördük, otobüse binip tatile gidenleri de... Gerçekten çoook cesursunuz!
Maskesiz ve kolonyasız asla!
Çantamda, arabamda, evimde... Her yerde maske ve kolonya var. Maskem olmadan asla dışarı çıkmam. Market alışverişinde, bir elimde kolonya ile gezerim. Kalabalık ve kapalı ortamlara girmem. Aldığım her şeyi havalandırıp dezenfekte ederim. Bunca tedbire rağmen korkuyorum. Çünkü düşmanın beni nerede vuracağını bilmiyorum. Çünkü düşman her yerde. Ya tedbirsiz biriyle karşılaşırsam!
Bir “Nebahat Çehre” olmak kolay değil
Eğer corona virüsten ölmezsem diğer ihtimalleri göz ardı edip ilerleyen yaşımı düşünürüm zaman zaman. Bazen “Yaşlanma takıntım mı var acaba” da diyorum. Belki de herkeste var bu korku. Hepimiz yaşlanacağız ama nasıl?
Mesela benim idolüm Nebahat Çehre. 76 yaşındaymış, eğer yaşını bilmesek inanır mıydık! Asil, zarif, naif, güzel, etkileyici... Hangi kelimeyle tanımlayabilirim bilemiyorum.
Yürüyüşü, gezişi, tavırları… Hele giyim tarzı muhteşem! Herkeste öyle durmaz o kıyafetler. O kadar güzel taşıyor ki üzerinde. Kesinlikle gençleri gölgede bırakan bir “Nebahat Çehre tarzı” gerçeği var.
Google’a bakarsanız “Nebahat Çehre stili, Nebahat Çehre’nin AVM kıyafetleri, Nebahat Çehre’nin davet şıklığı” gibi bir sürü başlık bulabilirsiniz.
Nebahat Çehre şimdilerde çok heyecanlı. Kendi kıyafet koleksiyonunu hazırlamış. 12 saat boyunca 10 kıyafet giyerek kendi koleksiyonunun modelliğini de kendisi yapmış. Eeee Firdevs Yöreoğlu olmak da bunu gerektirirdi. İki neslin hayran olduğu bir kadın Nebahat Çehre.
Ben nasıl yaşlanacağım acaba! Gün boyu battaniye altında oturup, yüksek sesle televizyonda kadın programlarını izleyen bir babaanne olmak istemiyorum.
Allah ömür verirse!