İnsanın kalbi başka birinde atar mı?
Atar elbette, siz attığını hissetmezsiniz kalbinizin. Ne duyarsınız kalp atışınızı ne de hissedersiniz. Dünya durmuş, çevrenizdeki insanları görmez olursunuz bir anda. Her yer kapkaranlık olur, eliniz ayağınız titremeye başlar. Dünya ile birlikte kalbiniz de durmuştur. Ben “Kuzey’in Influenza testi pozitif çıktı” cümlesini duyduğum zaman işte bunları hissettim.
Yıllardır domuz gribiyle ilgili haberleri okuyor, izliyoruz. Başımıza gelmez sanıyoruz ama beklemediğimiz anda tam kalbimizden gelip vurabiliyor bizi beklenmedik şeyler.
Oğlumu önceki gün burun tıkanıklığı nedeniyle doktora götürdüm. 2 aydır devam eden burun tıkanıklığına eşlik eden öksürük de vardı. Tabii ki öncesinde de gitmiştik doktora. Alerjik bir bünyesi olduğunu biliyorduk. Alerji ilacı kullandığımız halde tıkanıklık artınca bir göstereyim istedim. Evet, burun tıkanıklığı artmış alerjiden dolayı. Almamız gereken önlemleri tekrar anlattı doktor ve biz de gönül rahatlığıyla çıktık hastaneden.
“Influenza testi yaptıralım”
Neyse gelelim o günün akşamına...
Hastaneden ayrıldıktan birkaç saat sonra oğlum biraz ateşlendi, ateş düşürücü verdim, düştü. Sonraki süreçte sabaha kadar 2-3 defa tekrarladı bu ateş durumu. İnatçı bir ateş değildi, şurup verdikten sonra düşüyordu. Sesi de kısılınca yine enfeksiyon vardır endişesiyle düştük hastane yoluna. Kulak burun boğaz doktorumuzda muayenemizi olduk. “Boğazı hafif kızarmış. Bir de ateşini ölçelim” dedi doktor. Ateşi 39 çıktı. “Influenza testi yaptıralım hemen” dedi. O an net cevabı duymak istedim “Yani” dedim “Nedir o test?”. “Domuz gribi olabilir” cevabını verdi doktor. O an o odadan montumu, çantamı ve çocuğumu nasıl toparladım, nasıl çıktım hatırlamıyorum.
“10 çocuktan 9’unda domuz gribi görülüyor”
Kulak burun boğaz doktorunun odasından çıkıp pediatri bölümünde, kendi doktorumuzun odasında aldık soluğu. “Ateşini düşürmek için öncesinde bir serum verelim” dediler.
Elinin üzerinden damar yolu açmak zaten büyük dert. Minicik elleri var, kıyamıyorum. İçim gitse de o eli tutan yine ben oldum. O minicik eli bırakmadım hiç. Oğlum ağladıkça ben onu öptüm, o ağladıkça ben öptüm.
Bağıra çağıra o serum takıldı. O arada influenza ve beta için hem ağızdan hem burundan kulak çubuğuna benzer bir aparatla akıntı örneği alındı. Sonuç beklemek de bir o kadar zor bilirsiniz. “1 saate çıkar” dediler ama o 1 saat bana 10 saat kadar uzun geldi. Bir yandan hemen sonuç çıksın isterken, diğer yandan sonucu duymak istememek… Hissizim, duygularım yok. Sanki o an orada tek başına kaldım da bütün duvarlar üzerime üzerime gelir gibi. Oğluma sarıldım sadece; sıkı sıkı, koklaya koklaya… Gözyaşlarım istemsizce akıyordu.
Pediatri servisine ve acile gelen-giden hasta çocukların haddi hesabı yok bu arada.
Serum bittikten yaklaşık 10 dakika sonra sonuçlar çıktı. Doktorumuz Elida hanım "Pozitif” dedi. Olduğum yerde bakakaldım nefes almadan. “Domuz gribi mi olmuş Kuzey?” dedim. Benim suratımdaki endişeyi görmüş olacak ki “Evet ama hiç endişe etme, gelen 10 çocuktan 9’unda domuz gribi görüyoruz, bu aralar çok yaygın” dedi.
“Ne yapacağız?” dedim. “İlaç vereceğim. 72 saat çok önemli. Bu sürede özellikle bu akşam ateşi 40 derecenin üzerine çıkabilir, eğer düşüremezseniz hastaneye gidersiniz” dedi. “Yatıralım” dedim hemen. "Yatıralım hastanede, kontrol altında olsun”. Ve inanır mısınız, hastanede boş oda yoktu. Başka bir hastane ayarladık, oradan aratıp yer olup olmadığını sordurduk ve yine düştük bir hastane yoluna. Yatışımız yapıldı, 24 saat serum desteğiyle ateş kontrolü yapıldı. Korktuğumuz gibi 40 derece üzerine çıkmadı oğlumun ateşi. Ertesi günün akşamı çıktık hastaneden, ilaçla tedaviye evde devam etmek üzere.
Panik bir anne olmam ilk defa işe yaradı belki de. Eğer ateşlendiği anda doktora götürmeseydim geç fark edilecekti; çünkü öksürük ve hafif ateş dışında hiç belirtisi olmadı.
Grip ve domuz gribi arasında fark var mı?
Domuz gribi vakalarında en önemli belirti yüksek ateş. 39-40 dereceye varan ateş, kuru öksürük, vücutta kas ve eklem ağrısı, bazı kişilerde boğaz ağrısı ve burun akıntısı ile birlikte yorgunluk, domuz gribinin belirtileri arasında sayılabilir. Fakat bu belirtiler mevsimsel bir gripte de görülebiliyor.
Domuz gribi, tehlikeli olabilen bulaşıcı bir hastalık. H1N1 virüsü olarak da bilinen Pandemik Influenza A adlı virüsten kaynaklı olarak gelişen bu hastalık ilk kez Meksika'da ortaya çıkmış. 2009'da insanlarda teşhis edilen hastalığın hızlıca dünyaya yayılarak bir salgın haline gelmesi ile Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi alarmı verilmiş.
Domuz gribi şeklinde adlandırılmasının nedeni de, virüsün domuzlarda görülen grip hastalığına neden olan virüsler ile benzerlik göstermesiymiş.
Mevsimsel grip ile arasında belirgin bir fark olmayan bu hastalık, toplumda büyük bir kesimin daha önceden bu virüs ile karşılaşmamış ve bu hastalığa karşı bağışıklık kazanamamış olması nedeniyle mevsimsel gribe oranla hastalığın seyri daha ağır seyredebiliyor.
Doktorlar ne diyor?
Uzman Dr. Dicle Çelik’ten domuz gribi hakkında bilgi aldım.
“Son günlerde polikliniğime başvuran hasta çocuk sayısında belirgin bir artış var.
Kış hastalıkları en çok çocukları ve yaşlıları etkiliyor. Bu ara mevsimsel grip-Influenza (A+B tipi) çok görülüyor. Hasta çocukların okula gitmemeleri ve evde dinlenmeleri çok önemli. Hem hastalıklarını daha kolay atlatırlar hem de arkadaşlarına bulaştırmamış olurlar. Influenza’da belirtiler başlamadan 1 gün önce bulaştırıcılık başlar, şikayetler başladıktan sonraki 7 güne kadar da bulaştırıcılık devam edebilir. Genellikle yüksek ateş (40 dereceleri buluyor), boğaz ağrısı, halsizlik, yaygın vücut ağrısı (bebeklerde huzursuzluk), öksürük, burun akıntısı-tıkanıklık olur.
Bazen de bu saydığım belirtilere kusma, karın ağrısı ve ishal eşlik edebilir. Bu virüs ciddi derecede halsizlik, boğaz ağrısı ve yüksek ateşle birlikte çocuklarımızı çok zorluyor ve diğer aile bireylerine de bulaşabiliyor.
Bu hastalık döneminde çocukların dinlenmeleri, iyi beslenmeleri, bol sıvı almaları ve burunlarının açık tutulması çok önemlidir. Yaşlarına uygun ateş düşürücüler ve doktorunuz gerekli gördüğü takdirde bu virüs için özel ilaçlar verilebilir.
Bazen bu enfeksiyon sonrasında orta kulak iltihabı, bronşit, zatürre görülebiliyor.
Kış hastalıkları özellikle bebeklerde ve çocuklarda hızlı, agresif ve sinsi seyredebiliyor. Özellikle düşmeyen ateş halsizlik, giderek artan öksürük hızlı nefes alıp-verme, karın ağrısı, derin nefes veya öksürürken göğüste batma durumunda lütfen tekrar çocuk hekiminize başvurun.”
İnatçı öksürük ve yüksek ateşe dikkat!
Öksürük ve hapşırma yoluyla çevreye yayılan virüs, insanlara direkt bulaşabildiği gibi, virüsün bulaştığı eşyalara temas eden ellerin ağıza, buruna ve gözlere değmesiyle de kolaylıkla yayılıyor. Gripten korunmak için hasta kişilerle yakın temastan kaçınılması gerekiyor. Bol sıvı ve besleyici gıdalar almanın yanı sıra eller gün içerisinde sık sık bol su ile yıkanmalı.
Uzmanlar uyarıyor: İleri yaş grubunda olan kişilerde ve çocuklarda hastalık çok daha ağır seyrettiği için bu yaş grubundaki kişiler çok daha dikkatli olmalıdır.
Kronik hastalığı olan insanlar veya vücut direnci düşük olan insanlar, domuz gribini daha ağır bir şekilde geçiriyor.