Geçtiğimiz hafta astral seyahat konusu gündemi epeyce meşgul etti. Önce Nihat Hatipoğlu'na izleyiciden gelen astral seyahat sorusu şaşırttı, ardından Yusuf Güney'in açıklamaları tartışma konusu oldu.
"Astral seyahatle uzaya gittim, geldim. Uzayla ilgili birçok bilgiyi NASA benden sonra açıkladı” sözleriyle gündem olan Yusuf Güney'in bu sözleri üzerine hayli yorum yapıldı sosyal medyada. Vardır elbet bir bildiği kendisinin, gitmişse de helal! Biraz araştırınca astral seyahatğin herkesin harcı olmadığı kanısına vardım. Ben yapar mıydım bu denemeyi? Doğrusunu söylemek gerekirse cevabım "Hayır."
İşin içine inanç, ruh, bilin, beden girince bana müsaade, hiç almayayım.
Nihat Hatipoğlu'nu şaşırtan soruyu hatırlayacak olursak... Bir izleyici 'Astral seyahatle Kabe'ye gidersek haccımız kabul olur mu?' diye sorusunu soruyor. Hatipoğlu'nun cevabı ise "Dua ile Kabe'ye gidilir. Astral seyahatle Kabe'ye gidemezsiniz. Astral seyahat denemeleri çok doğru denemeler değildir" oluyor.
Öncelikle bir baktım internetten doğru açıklamayı bulmak için. Şöyle yazıyor: Astral seyahatin kökeni spiritualist (ruhçu) inanışlara dayanıyor. Ruh bedenden kısa süreliğine ayrılarak farklı bir boyuta taşınıyormuş. Astral seyahat ile, ülkeler arası, gezegenler arası yolculuk yapıldığına inanılıyormuş. Ama bu iş "Hadi ben astral seyahate çıkıyorum, bir süre buralarda olmayacağım" demekle olmuyor tabii.
Sınır yok!
Bazı telkinlerle bilinç, bedenin dışına çıkıp ve 'astral boyuta' geçiyormuş. Kişinin ruhsal gelişimine göre astral beden, kilometrelerce uzaklığa ulaşabiliyormuş. Astral beden için herhangi bir engel söz konusu değilmiş yani fiziksel nesneler ve uzaklık bir engel teşkil etmiyormuş. Sınır yok, kişi astral bedeni izin verirse ve ruhsal olarak kendini ne kadar geliştirmişse o kadar sınırsız seyahat edebiliyor anladığım kadarıyla.
Bana fazlasıyla korkunç gelen bu kavram diğer yandan da ilginç geldi. Fakat sağlıklı kalabilmek için konuyu daha fazla irdelememeye karar verdim. Yine de "Astral seyahate çıktım" diyenlerin takipçisi olacağım.
Neyse, deli damgası yiyen Yusuf Güney'den sonra bir de ben çıkmayayım astral seyahate. Ben demiyorum kendisi dedi bunu.
Eleştiriler karşısında kendisinin açıklaması şöyle oldu: Söylediklerimin arkasındayım. Bu tarz işlerle ilgilenen birçok kişiden mesaj da aldım. Bunları dillendirmek büyük cesaret. Kimse konuşamıyor, çünkü direkt deli damgası yiyorsun. Ne deliyim ne veliyim. Ben ruhani benliği ile özleşmiş, kendini bulmaya çalışan, kafasındaki soruların yanıtlarını arayan biriyim.
Bu arada Yusuf Güney, astral seyahat için 3 yıl boyunca Şamanlardan eğitim almış ve ileride konferanslar verecekmiş.
Büyük bir merakla bekliyor olacağım. Pandemide "Seyahat" kelimesi bile kulağa hoş geliyor.