Yeni yıla geri saydığımız ve havaların da iyice soğuduğu şu günlerde Netflix orijinal yapımları evde vakit geçirmeyi sevenler için biçilmiş kaftan. O halde ilk sezonunu geride bırakıp, 26 Aralık'ta ikinci sezona merhaba diyen You dizisinden bahsedelim.
Netflix sıralamalarında popüler olan, ilk 10 bölümlük sezonu Caroline Kepnes’in aynı adlı romanından uyarlanan dizinin başrolünde ‘Joe’ karakterini canlandıran ve TV dizisi Gossip Girl’den de tanıdığımız Penn Badgley var. Elizabeth Lail ise Joe’nun aşık olduğu ‘Beck’e hayat veriyor.
Hikayenin aynı zamanda anlatıcısı da olan Joe, New York’ta bir kitapçı işletmektedir. Beck ile de ilk kez bu kitapçıda karşılaşır ve ilk görüşte aşık olur. Buradan itibaren Joe’nun kendi kendine kurduğu diyaloglar ve Beck ile olan içsel konuşmalarını izlediğimiz sahneler, diziye anlatım dili özelinde farklılık katıyor.
Edebiyat öğrencisi olan ve New York’un ortasında ailevi sorunları nedeniyle neredeyse tek başına denebilecek bir hayat ve geçim mücadelesi veren Beck’in etrafı yüzeysel arkadaşlarla doludur. Öte yandan sürekli yanlış adamlarla birlikte olmaktadır.
Bu kaybolmuşluk ve mutsuzluk yetmezmiş gibi, bir de yazar olma sancılarıyla boğuşan genç kadına Joe git gide daha da yaklaşır. Son derece nazik tavırlara sahip ve entelektüel bu genç adama Beck bir müddet sonra kayıtsız kalamaz. Yer yer kuşku uyandıran davranışlarına rağmen, Joe’nun Beck üzerinde başlangıçta izleyiciyi dahi tuzağa düşüren romantik bir etki yarattığı söylenebilir.
Kendince haklı sebepler buluyor
Joe, Beck’e ve ona duyduğu aşka yüce bir anlam yüklemekte, genç kadını tüm ‘hatalarına’ rağmen affetmeye hazır gözükmektedir. Beck’i gizlice takip ederek, saplantılı biçimde ona sahip olmaya çalışır. Tüm bu olup bitenlerden habersiz olan Beck ise, birkaç bölüm sonunda izleyicinin de iyiden iyiye kanaat getirdiği gibi çoktan ‘tehlikeli’ bir aşkın süjesi olmuştur bile.
Dizide, Joe ve Beck’in etrafında bulunan pek çok yan karaktere de derinlikle yer veriliyor. Hikayede rol oynayan hemen hemen herkes hakkında fikir sahibi olunabilecek yeterlikte sahne ve diyalog seyircinin dikkatini dağıtmayan başarılı bir kurgu içine yerleştirilmiş.
Sırasıyla Beck’in uzatmalı sevgilisi Benji’nin ve en yakın arkadaşı Peach’in nasibini alacağı olaylar silsilesi izleyiciyi psikolojik bir gerilimin kaynağına, Joe’nun beyninin ta derinliklerine götürüyor. Joe, bir yandan sevilmeye değer biri olduğunu ümitsizce kanıtlamaya çalışırken, diğer yandan Beck ile olan ilişkisine yüklediği anlam sayesinde eylemlerini kendince haklı çıkarmanın yolunu da bulmuş oluyor.
İkinci sezonda Joe kimlik değiştiriyor
You, karanlık yönü ağır basan psikolojik hikayeleri sevenler için alternatif bir aşk anlatısı olmasının yanı sıra, toplumsal eleştiri boyutunda seyirciye yüzeysellik, kendini beğenmişlik, bencillik gibi kavramları dinamizmi düşürmeden enjekte ediyor. Sosyal medyanın da odak noktası yapıldığı dizide, gittikçe yalnızlaşan ve yalnızlaştıkça da tehlikelere daha açık hale gelen farklı insan portreleri izliyoruz.
Merak edenler için yeni sezonun da Caroline Kepnes imzalı devam romanı ‘Hidden Bodies’den uyarlandığını ve hikayenin bu kez Los Angeles’ta geçeceğini söyleyebiliriz. Yakın zamanda yayınlanan fragmana göre ikinci sezonda Joe farklı bir kimlik alarak ‘Will’ ismini kullanmaya başlıyor ve yepyeni bir aşka yelken açıyor.
Manidar bir seçimle Radiohead’ın meşhur şarkısı Creep’in cover versiyonunu Michelle Branch’in sesinden dinlediğimiz fragmanda, yeni sezona dair ipuçları bulmak mümkünse de, dizinin izleyiciyi ters köşeye düşürerek şaşırtması bekleniyor.
Henüz birinci sezonu seyretmemiş olanların arka arkaya izleyebilecekleri, heyecan dolu bu yapım, ikinci sezonu uzun süredir bekleyenler içinse zamanlaması ile adeta Netflix’in You seyircisine verdiği bir yeni yıl hediyesi.