Öcalan’ın Newroz’da verdiği barış mesajına tam kilitlenmiştik ki... Arınç ‘özgül ağırlığını’ ortaya koyup hem Apo’dan hem de Sırrı’dan rol çaldı.
- Erdoğan tarafından genelde ‘Yok, o öyle değil’ diye ağaca çıkarılan Arınç, gider ayak intikam mı alıyor? Ya da, araştırma şirketlerine göre; ilk kez bu kadar oy kaybı yaşayan AKP’de de acaba birileri, ‘öfke ve nefret dilinden’ artık bunaldı mı?
- Arınç için 24 saat içinde, ‘Hayır aslında öyle demek istemedi’ diye açıklama yapılmaz, Davutoğlu da sesini çıkarmazsa şayet, ‘Bu başkanlık zor usta!’
- Erdoğan’ı eleştirenlerin başına neler geldiğini görüyoruz. Arınç da sakın ola tutuklanmasın! Burası Türkiye, ‘Olmaz olmaz’ demeyin. Bi kaç yıl öncesine kadar ‘Kardeş’ dediklerine, şimdi ‘Terörist’ demiyorlar mı?
- ‘Nevruz Kürt bayramı değildir’ demek için koca göbekli, takım elbiseli devlet, adamlarını Allahaşkına ateşlerden atlatmayın. Yazık bi yerleri yanacak!
YENİ TÜRKİYE
- 12 yılda kat ettiğimiz mesafe; Aysu Kayacı’dan Tuğçe Kazaz’a...
- Elalemin fütüristi Prof. Dr. Michio Kaku, bizimki Fuat Avni. Elelamin rönesansı Leonardo Da Vinci, bizim ki Nihat Doğan! Düşünün artık!
- Apolitik bi toplum olduğumuzdan şikayet ederken, öyle politize olduk ki sormayın gitsin. Güneş tutulmasından bile siyasi mesaj verip doğa olayını ‘Akıl Tutulması’na dönüştürdük.
AMAN DİKKAT!
Başbakanlığı döneminde Tansu Çiller’in gün aşırı içtiği ortaya çıkınca kuşburnu çayı satışları patlamıştı. Erdoğan’ın kuruyemişçiden aldığı yarım kilo altın çilek memlekette yok satmıştı. Cumhurbaşkanı son günlerde her çıktığı yerde sürekli, ‘Baldıran zehri içtik’ diye anlatıyor ya... Endişeleniyorum.
TRAMVAY DEĞİL MARMARAY
- Her alanda ‘lider’ olmak istiyorsunuz, ama ‘ödülü’ ikinciliğe veriyorsunuz.
- ‘Sandık namus’ diyorsunuz, İ.Ü.’deki sandığa portakal kasası muamelesi yapıyorsunuz.
- Demokrasi tramvay değil beyler, Marmaray! Öyle ‘Ben inmek istiyorum’ diye yırtınsanız da durmaz! Olmaz da oldu hadi indiniz diyelim. Mazallah boğulursunuz!
Keder: Erol Büyükburç’un cenazesinde o iki kişinin yaptığı olayı hatırladıkça ben;
- ‘Bunlar meczup’ deyip kendimi rahatlatamıyorum.
- ‘Münferit edepsizlik’ deyip mevzuyu kapatamıyorum.
- İnananın, inanmayanın ‘Ölünün arkasından kötü konuşulmaz’ diye büyüyüp, ortak değer bellediği bu topraklarda ‘Ne hale geliyoruz” diye kederleniyorum.
Yalan: Kabataş sahtekarlığı artık üzerinde kalem oynatılacak bi mevzu değil. Sadece yargılanacak bi olay. O yüzden bazılarını kendi haline bırakın, ne kadar rezil olurlarsa o kadar iyidir!
Gerçek: ‘Gerçek İslam bu değil. Peki bu da mı değil?’ arasında gidip geliyoruz ya hani... Rahmetli anneannemdedem hayatta olsaydı şayet, bu mevzuyu anlatıp onlara sorsam eminim yanıtları şu olurdu: Hani ‘İçki içildi’ denilen caminin müezzini var ya evladım, işte gerçek İslam o. Huzurla uyusunlar, canlarım benim.
BÖREK TARİFİ
Şimdi iktidar olarak ne diyorsunuz; “Anayasa’yı değiştirelim, demokrasimiz gelişsin.” İyi diyorsunuz hoş diyorsunuz da, benim minik bi sorum olacak izninizle: Anayasa’nın 34. Maddesi der ki; ‘Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız gösteri ve yürüyüş düzenleme hakkına sahiptir.’ Ama sizin icraatlara bakıyoruz; eylem yapanı falan geçtik. ‘Eylem yapabilir’ diye gözünüze kestirdiğinize gözaltı yapıp ileri paranoyak demokrasi yaşatıyorsunuz. İyi de; siz yürürlükte olan Anayasa’nın, 2’si bağlaç toplam 14 kelimeden oluşmuş en basit cümlesini bile halen anlamazken, daha demokratını nasıl yapacaksınız! Sizin durum; kusura bakmayın makarna bile yapmayı bilmeyen benim, evini bana kiraya versin diye mal sahibine su böreği tarifi vermeme benziyor.
Bİ VARMIŞ Bİ YOKMUŞ!
- ‘Dünya Lideri’ denilerek reklamı yapılan birinin, ‘Şarlatan’ dediği biri tarafından ‘kandırılıp aldatıldığına’ kanan var mı? Hepimiz kardeşiz birbirimizi aldatmayalım!
- ‘Ergenekon’un savcısı’ iken de mağdurdular, ‘istifa edince’ de yine mağdur oldular. Bunca yıldır kesin olan tek şey var: Bitmeyen mağduriyet edebiyatları kendileri hariç tüm ülkeyi mağdur ediyor.
- ‘Kürt sorunu yoktur’ açıklaması sonrası bi masal ülkesinde yaşadığıma iyiden iyiye emin oldum. Memlekette artık her şey ‘Bi varmış, bi yokmuş’ kıvamında.
- ‘Hitabet Sanatı’, ‘Kardeşlik’ kelimesini hem bu kadar sık kullanıp, hem de bu kadar öfkeli konuşma yapabilmeye mi deniyor?
- Sürekli barış, kardeşlik gibi sıcacık cümleler kurup, kutuplardaymış gibi donan başka bi ülke var mı?
- Ülkenin yarısının gündemi ‘Erdoğan’, yarısının gündemi ‘Delilik.’ Delirmemek içten değil!