Elif YılmazEski çamlar bardak oldu

HABERİ PAYLAŞ

Eski çamlar bardak oldu

Köşeye giriş yaparken egonuzu vestiyere asın lütfen...
- Seçim sonrası ekranı işgal eden analistlerin açıklamaları ve bazı liderlerin tavrını görünce daha iyi anlaşıldı ki, gelecek seçimde oy pusulalarına ‘seçmen ne istiyor’ diye bi bölümün eklenmesi kati surette gereklidir. Böylelikle, analistler, ‘seçmen ne mesaj verdi’ diye gereksiz yere kafamızı ütüleyerek bizi çıldırtamaz. Ortaya kabak gibi çıkan manzaraya, izafiyet teorisi muamelesi yapamaz! Ama en önemlisi de parti liderleri egolarına göre kıvıramaz.

- Soluk soluğa bi seçim dönemini geride bırakmış memleketin üzerine erken seçim olasılığı şimdiden kâbus gibi çöktü. Ortamları, “Bu gerginliğe bi daha kalbim dayanmaz,” “Sandıktan çıkan mesajı anlamayıp, beni sandığa tekrar götüreceklerse bi daha da oy moy vermem” cümleleri sardı. İsyanda haksızlar mı, hayır! Gezi sonrası yerel seçimlerde el ele veren, genel seçimlerde ‘barışıp’ sandığa giden halkı anlamamazlıktan gelmenin faturası herkese ağır olur. Birilerinin eskiyi özlediği çok açık ama ‘eski çamlar bardak oldu’ haberiniz olsun.

Balık tarifi

- Seçim günü demiştim ki, “Neyse ki sabahtan ‘Bilmem kimin anketini gördünüz mü?’ diye başlayıp akşama kadar süren oy-oran hesaplarından kurtulacağız.” Şimdi ise sabahlarımız ‘3 koalisyon formülüm var’ sohbetiyle başlıyor, koalisyon olasılıkları üzerine iddiaya girerek akşamı deviriyoruz.

- Gazetede öyle bi haldeyiz ki; bizim Yazı İşleri Müdürü Mehmet Coşkundeniz aylardır hepimizi esir alıp ağız tadıyla bi balık tarifi bile veremedi. Anlayamazsınız...

Karne hassasiyeti

MHP lideri Devlet Bahçeli karne günü vesilesiyle Twitter’dan mesaj atıp dedi ki; “Bugün gururla başarısını paylaşanlar kadar karnesi kırıklarla dolu evlatlarımızın da manen yanındayım.” Tüm koalisyon formüllerine şimdilik kapıyı kapatan Sayın Bahçeli, ülke olarak ‘birlik ve beraberliğimize çok ihtiyaç duyduğumuz’ şu günlerde dilerim, 6 milyon yurttaşın kendisini temsile layık gördüğü partiye de aynı hassasiyetle yaklaşır. Kırık karneler düzeliyor da, kırık kalplerin tamiri pek öyle kolay olmuyor çünkü.

Haberin Devamı


Teşekkürler ‘Oy ve Ötesi’

- ‘Deprem ülkesi’ olmamıza rağmen, bir Türkiyeli davranışı olarak ‘mevzuyla hiç alakamız yokmuş’ gibi yaşayıp giderken 99 depremi olmuş, yıkılmıştık. Ülkece tarihi bi felaketin içindeyken, o ana kadar adını sanını yüzde 99’umuzun duymadığı, pırıl pırıl gençlerden oluşan bir gönüllü oluşumu AKUT ortaya çıkmış, yaralarımızı sarmak için her yere koşuşturmuştu. Devlet, asker değil bu defa ilk kez bir sivil toplum kuruluşu Türkiye’nin kahramanı olmuştu. Bu dönemin AKUT’u da ‘Oy ve Ötesi’ oldu.

* * *

- Gezi eylemlerinin en önemli sonuçlarından biri olan ‘Oy ve Ötesi’, sosyal medya aracılığıyla seferberlik ilan ederek yurttaşa ‘Oyuna sahip çık’ dedi. Memlekette ‘sandık müşahidi’ heyecanı yarattı. Artık askerlik anıları gibi memleketin ortak anı kategorilerinin arasına ‘sandık anılarını’ da soktu. Oy ve ötesiydiniz. Teşekkür ederiz.

Seçimden kalan notlar...

- Devrin artık ‘ağlama partilerinin değil, bağlama partilerinin’ olduğu kayıtlara geçti.

- İktidarın hastalık derecesine varan ‘gençlik, örf ve ananelerinden uzak’ saplantısının boş olduğu ortaya çıktı. Gençlik sabah akşam halaya durdu. Analar babalar eve gelmeyen çocuklarını bulmak için halay başlarına koştu.

- İktidarın ‘Türk Tipi Başkanlık Sistemi’ hayali gerçekleşmedi ama, kaybetme hezeyanlarına bakınca; ‘Türk Tipi Eski Koca’ modelinin üzerlerine ‘cuk’ diye oturduğu görüldü.

- Tayyip Erdoğan, seçim öncesi aylarca iyi ki milletle ‘huzur pazarlığı’ yapmış dedirtti. Sayesinde vallahi huzur geldi.

- 13 yıl sonra, memleketin yarısı da nihayet ‘Bunlaarr’dan çıkıp ‘millet’ kavramının içine girdi. Hayırlı olsun.

- Oy hırsızlığına geçit vermeyeceğine memleket öyle bir konsantre olmuştu ki, hâlâ sandık nöbeti tutan olabilir sanki.

- Seçimin hemen ertesinde TOMA’cı şirketin borsada yaşadığı düşüş, ülke refahı için ne kadar doğru bi seçim yapıldığının sinyalini verdi.

- Bazılarının balkonla ilgili tasarrufları, artık sadece balkonu mutfağa katmakla sınırlandırıldı.

- Şimdi sıra Fuat Avni’nin emekli olmasına geldi. Kahve falında hünerlerini görmek için sabırsızlanıyoruz.

- Hayaldi, gerçek oldu: Şezlonglara serilmeyi erteledik. Onun için yürekten söylenebilir ki; ‘Bu daha başlangıç.’

- Facebook ve Twitter ahalisi cuma itibarıyla yollarını ayırdı. Twittercılar koalisyon hesaplarıyla boğuşurken, Facebookcular cuma itibarıyla paylaştıkları karne fotoğraflarıyla ortaklığa son verip tatil fotoğraflarıyla yoluna devam etti.

İsveç'te kısa tatil günleri...

- 7 Haziran’dan beri ‘Cumhurbaşkanı’na hakaretten’ kimse tutuklanmadı.

- 8 Haziran’da Cumhurbaşkanı ilk kez (yazılı da olsa) her partiye eşit mesafede oldu. Öyle ki, kısacık açıklama hayretimizden 24 saat çenemize vurdu.

- Cumhurbaşkanı’nın hitabet sanatını bağırma, atarlama, azarlama olarak icra etmediği tarihi bi gün yani 11 Haziran yaşandı.

- Erdoğan’ın sesi ile kalkıp sesi ile yatan bi memlekette, konuşmadığı 98 saat tarihe altın harflerle geçti.

- Bu sessizlik zamanlarında ise ben kendimi sanki İsveç’teymişim gibi hissettim. Bedenim memleket topraklarında olduğumu idrak ediyordu ama beynim şaşkınlıktan İsveç’te kalmakta ısrar ediyordu.

Bi soru

13 yıldır ‘Bunlaarrr” diye başlayıp klozet seviyesine inen rutin aşağılanma dozumuzun birden kesilmesinin acaba bünyemize yan etkisi olur mu?

Bi daha hesapla

Trilyonluk AK Saray’a övgü düzeceğim, lidere yaranacağım diye ‘600 yıllık imparatorluğun 90 yıllık reklam arası sona erdi’ diye Cumhuriyete çığlık çığlığa saydıran Tülay Babuşcu, gelen tepkiler üzerine AKP’den aday gösterilmemişti. Reklam ve arası konusunda aldığı bu ilk dersti. Evet ama yetmez! Kendisine ihale edilen lale işlerinden yaptığı serveti düşününce, aslında hesabı kitabı gayet iyi bildiği anlaşılan Babuşcu, şimdi bi zahmet, şu reklam arası süresini tekrar hesaplasın, görelim!

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder