Baharın gelişi ile birlikte, bu yazımızı da geçen hafta olduğu gibi bahara ayıralım ve eski takvimlerin arasında bir gezinti yapalım istedik.
Aslında kışın soğuklarının kırılması, doğanın canlanması ve yiyecek bulmanın kolaylaşması tüm toplumları etkilemiş ve baharın gelişinin hep özel olmasına neden olmuştu.
İçine girdiğimiz Nisan ay ise baharın bütün coşkusunu taşıyan ay olarak eski kültürlerde de önemli olmuştu.
Nisan adı belki de insanlığın en eski sözcüklerinden birinden gelir.
Türkçeye Süryani kültüründen geçen Nisan adına Babil takviminde ve İbrani takviminde rastlarız. Bugünkü takvimde Mart sonu, Nisan başına denk gelen bu ay, Tevrat’ta da kutsanmış, yılın ilk ayı olarak bilinmeye başlanmıştır.
Nisan ayının ve adının Musevi kültüründen değil de Mezopotamya’dan gelmiş olması daha da olasıdır. Özellikle de “arpaların olması” ve baharın gelişi ile ilgili olan Aviv ayının Babil zamanında bu isimle anılması da olasıdır. Özellikle Akad takvimindeki Nisannu ayı da bu görüşü desteklemektedir.
Batı dillerindeki April/Avril gibi bu ada verilen isimler ise “açmak”, hatta “çiçek açmak” anlamındaki Lâtince “aperire” fiilinden gelmektedir.
Bu bağlamda Nisan ayı birçok kültürün bahar bayramlarını da içinde bulundurur. Kökenini Tevrat’tan alan ancak eski bir bahar bayramı olan Pesah/Fısıh, yine aynı kökene bağlı ancak İncil’de farklı tanımlanan Paskalya da genelde bu ay içinde kutlanmaktadır.
Anadolu’da bu ay kutlanan önemli bir bahar kutlaması da 23 Nisan’a denk gelen Aya Yorgi günüdür.
Aya Yorgi, Roma İmparatoru Diocletanius zamanında yaşamış bir askerdi. Korkusuzluğu ile ün yapmıştı. Hristiyanlığı seçen Aya Yorgi, pagan törenlerine katılmayı reddetmekteydi. Yaşadığı dönem, Diocletianus’un zulüm dönemine denk düştüğü için bu affedilebilecek bir şey değildi. Birçok işkenceden sonra İzmit civarında idam edildiği düşünülmektedir.
Aya Yorgi’yi bu kadar popüler eden bir ejderhayı öldürmesidir. İkonlarda da zaten ejderhayı öldüren kahraman olarak resmedilmektedir.
Ejderhayı öldürme, Osiris’ten, Hitit’lerin İlluyanka ejderine Apollon’a kadar var olan bir motiftir ve baharın gelmesi ile kışın soğuklarının çekilmesi, bahar tanrısı tarafından öldürülmesi ile alakalıdır.
Ejderhayı öldürmenin bahar kültleri ile olan ilgisini düşünürsek, Aya Yorgi’nin Bahar kültleri ile de birleştiğini düşünebiliriz. Bu nedenle 23 Nisan’da kutlanan Aya Yorgi günü aynı zamanda bir Bahar kutlamasıdır ve bu şekli ile Anadolu’da da var olmuştur.
Nisan ayı denince de ilk akla gelen 1 Nisan şakasıdır. Fransa’da “Nisan Balığı” diye adlandırılan bu şaka âdetinin kökenini, Fransızlar Kral IX. Charles’a bağlarlar; buna göre Kral, 1564 yılında yıl başlangıcını 25 Mart'tan, 1 Ocak tarihine aldıktan sonra, eski yılbaşını 1 Nisan günü kutlayanlarla alay etmek onlara şaka yapmak adet olmuş.
Oysa 1 Nisan şakasına ait eski kaynaklar bu tarihten öncesine de gider. Bu adet büyük olasılık, önemli Roma bayramlarından olan Hilaria bayramından gelmektedir. 25 Mart’ta kutlanan bu bayram aslında bir İlkbahar kültünün devamıydı ve Roma’da şaklarla, komik eğlencelerle kutlanırdı. Baharın gelişinin coşkusunun Avrupa kültürüne yansıması da 1 Nisan’ı yaratmıştı.
Baharın bu güzel ayını pandeminin gölgesinde yaşarken, eski takvimi yaşayanların yaptığı gibi baharın coşkusunu yaşamayı, yenilenmeyi ve yinelenmeyi dileyelim.