Hep deriz ya, “Türkiye’de gündem çok” diye. Biri bitmeden diğeri başlar. Allah için, iktidarımız da bu konuda çok mahir. Yaratılan gündem sarpa mı sardı, hemen bir değil birkaç yeni gündemle eskisi unutturulmaya çalışılıyor. Bir gündem makinesi de sosyal medya tabii. Yani dolarımızdan çok gündemimiz var. Tabii işin esprisi bu. Şimdi gelelim, geçen haftanın gündemlerine. Bu köşeye sığdığı kadar…
*Şüphesiz en önemlisi COVID-19. Türkiye, bu yazıyı yazdığım sırada 41 bine yaklaşan günlük vaka sayısı ile Avrupa’da birinci, dünyada dördüncü oldu. Bu sayı bizim COVID-19 geçmişimizde de rekor. Şehirler kızarır, vefatlar artarken, mekanları lebalep dolduranlara sorun, “Yaptığınızı gördünüz mü?” diye, inanın hiçbirinin yüzü kızarmaz. Ülkemizi saran İngiliz varyantı, yüzde 60 daha ölümcülmüş. Üçüncü peak’i yaşıyoruz resmen ama kısıtlamaya tek ilave cumartesi oldu. Almanya çok kapsamlı, Fransa tam kapanırken...
ALLAH KABUL ETSİN
*Haksızlık yapmayayım, Ramazan için tedbirler var. Toplu iftar yasak, ancak camide teravih serbest. Halbuki, geçen yıl vaka sayısı 3 bin civarındaydı ama teravih namazları camide kılınamamıştı. Demek ki, bu yıl bilim ve Bilim Kurulu evrim geçirmiş. Diyecek bir şey yok! Allah kabul etsin. Ramazan’da lokantalar, kafeler de kapalı. Bana göre bu, tamamen Ramazan’da yeme-içme yasağıdır. Neyse…
Bu arada, Prof. Dr. Necmi İlhan, “Eskiden 5 dakika kapalı bir alanda bulununca virüs bulaşırken, şimdi 3 dakikada bulaşabiliyor” dedi, haberiniz olsun.
AYM’NİN KAPATILMASI
*Benim çocukluğumdan beri var olan 1 Nisan şakası, bu gündem yoğunluğunda unutuldu. AK Parti’nin 1 Nisan şakası biraz zorlamaydı ama yaşı bana yakın Devlet Bahçeli Bey, unutmamış ki, yaptı şakasını; “Anayasa Mahkemesi’nin de HDP gibi kapatılması ertelenemez bir hedef olmalıdır” diyerek. Beğendiniz mi?
*Ayrıca, İstanbul Sözleşmesi’nin feshini doğru bulan Bahçeli, “Canilerin hak ettiği cezayı bulması insanlık onuruna saygının gereğidir” diyerek doğru yolu gösterdi. Dizilerdeki erkek şiddeti sahnelerinin kesilmesinin çok acil bir ihtiyaç olduğunu da ekleyerek.
*Gündemden düşmeyen bir gündem: Milletin yastıkaltı envanteri bizi kurtaracak kadar mı acaba? Cumhurbaşkanı Erdoğan bu isteğini ikinci kez tekrarladığına göre var herhalde bir bildiği.
PUDRA ŞEKERLİ EV HAPSİ
*Gelelim pudra şekerli gündemimize. “Artık kaybedecek bir şeyim yok. İçtim, arkadaşlarıma da temin ettim, AK Parti’yi kullandım zengin oldum” diyen ‘pudra şekerci’ye ceza verildi. Ev hapsi. Nasıl zengin olduğuna dair verilen araştırma önergesi de bilinen üstünlükle reddedildi. Demek ki, doğru söylüyorlar. “Türkiye bir hukuk devletidir. Suçlu cezasız kalmaz.” Ev hapsi verildi ya, yetmez mi?
*Ve spor... Merkez Hakem Kurulu, spor gündemine öyle bir damga vurdu ki, MHK tarihine geçti. Dört büyüklerin istemediği hakemleri bu hafta, bu kulüplerin maçlarına verdi. Fırat Aydınus COVID-19 nedeniyle tepkiden kurtulurken, infial yaratan atama, Beşiktaş’ın son maçını yöneten Halil Umut Meler’in bugünkü Kasımpaşa maçına da tayin edilmesiydi. Bu MHK tarihinde yok. Var olan ise, Sergen Yalçın’a Şark kurnazlığı ile ders vermek.