“Doktorlar paraya meftun olmuşlar”

Aşağıdaki yazıyı mutlaka okuyun. Çünkü hepimizi ilgilendiriyor.

“Hasta olmayın ama hasta olursanız da tıbba fazla güvenmeyin. Doktorlar paraya meftun olmuşlar, bağlanmışlar. Çalıştığımız meslektaşlarım da var. Alınmaları lazım çünkü bu iş ticarete çevrildiği zaman tıbbın geleceğini bekleyemeyiz. Bu çocukları nasıl eğiteceğiz? Doktorların büyük çoğunluğu olmasa bile önemli bölümü vicdanını kaybetti. Bir kısmıda, imkan bulursa kaybedecek. 1900’lü yılların başında, İstanbul’a gelen yabancı bir doktor, Beyoğlu’nda muayenehane açtığında haftada bir gün ücretsiz hasta bakıyordu. Ben burada meslektaşlarıma haftada bir gün hastaya ücretsiz bakmayı kabul ettiremedim. Ameliyat değil, alt tarafı muayeneden bahsediyorum. Tıp kendi misyonundan bu kadar sapmış ve ticarete dönüşmüşse eğer,doktorlara vicdanlarını bir daha hatırlatmak gerekiyor.”

Bu sözler, yani stetoskopik özeleştiri, İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Onkolog Dr. Yavuz Dizdar’a ait. Dizdar, yeni kitabı ‘Vicdan Hayat Kurtarır’ın tanıtımında diyor bunları. Tabii ki çok konuşulacak, eleştirilecek ve belki de ceza alacak. Ancak cesaretine hayran oldum. Çünkü, meftuniyet tanımlamasını daha yeni yaşadım. Dizdar’ın dediği gibi, aman hasta olmayın. Sonra bir daha olursunuz.

Hayırlı cumalar

Bir ‘BlackFriday’ pardon, hangi üst akılın buluşuysa ‘EfsaneCuma’ yaşadık. İndirilmiş gibi gibi yapılarak. Bilhassa da beyaz eşya ve elektronik ürünlerde... Amerika’daki gibi pek çılgınlık denemeyecek bu alışveriş hevesinde 3.4 milyar liralık kredi kartlı işlem yapılmış. Hem de,Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sık sık tasarruftan bahsettiği bu günlerde. O zaman söylenenler doğru. Kriz mriz yok bu ülkede. Ama yine de bir kısım esnafa cansuyu olmuştur. “İndirilmiş gibi” demiştim ya, onu da açayım. Buzdolabı eskiyen bir arkadaşım, 15 gün önce bayileri dolaşmış. Beğendiği dolap 4 bin 350 liraymış. Ama ‘BlackFriday’ gelecek ya onu beklemiş. Cuma günü yine aynı bayiye gitmiş. Ne görmüş dersiniz? Beğendiği dolap 5 bin 900’den 4 bin 350’ye inmiş! İşte, Kara Cuma’nın bizdeki kapkara hali. Ne diyeyim.

MODA OLDU

Atatürk heykeline her saldırı yapan için hemen ‘Ruhsal bozukluğu var’ tanısı konuyor artık. Peki, Bayburt’taki olayda kimin ruhsal bozukluğu var acaba? Belediye, Saray Bahçesi’ni düzenleyecekmiş. Atatürk ve milli mücadele kahramanlarına ait heykelleri kaidelerinden söküp malzeme alanına atmış. Görülmesin diye de üstlerini mavi muşamba ile örtmüş. Rüzgar muşambayı parçalayınca skandal sosyal medya sayesinde ortaya çıkmış. Heykeller hemen kaldırılıp kapalı depoya konmuş. Mazeret de hazır... Heykeller, Saray Bahçesi bitince aynı alanda yerlerini alacakmış. Soruyorum ilgilisine: Bahçe bitene kadar o heykelleri başka bir alana dikemez miydiniz diye. Cevap verirler mi acaba?

YASAKÇI BEY!

Dikkat ediyor musunuz, milletin içinin yandığı iş kazası ölümlerinde, hemen yayın yasağı konuyor. Niye konur, bilmiyordum öğrendim. son, çöken viyadük kazasından sonra. Toplumsal ahlakın zedelenmemesi içinmiş. İş kazası ile toplumsal ahlakın ne ilgisi var? olsa olsa ihmalle ilgisi vardır. Peki, cenaze fotoğrafları, toplumsal acıyı zedelemiyor mu? sormak lazım yasakçıya.