Giriş
Muhtemel depremi bekleyen İstanbul’da, bizler de ‘kentsel dönüşüm’ ve yeni oluşumlarla yaşıyoruz yıllardır. Buna bir de kente hücum eklenince, İstanbul neredeyse çökecek. Tamam, yedi üstü depreme hazırlık yapıyoruz yetiştirebildiğimiz kadar ama bu arada da yeşil İstanbul’un yeşilini betonla yok ediyoruz. Bana göre o millet bahçeleri filan hikaye. Onlar ranta açılarak yok olan yeni toplanma alanları. Dikilen üç-beş metrelik fidanların devleştiğini gelecek iki-üç nesil bile göremez.
Yeşilin yok olmasında, sadece müteahhitler suçlanamaz. Onların da haklı olduğu taraflar var. Alan kazanmaya, karın tokluğuna uğraşmayacaklarına göre, bir şekilde para kazanmaya çalışıyorlar.
BU YEŞİL ARTIK YOK
Kadıköy, kentsel dönüşümün göz bebeği adeta. Daha yarısı dönüşmemiştir ama yeni binalar 40-50 metre yüksekliğe dönüştü. Bütün bunları evimin karşısındaki korunun yok olması nedeniyle yazıyorum. Üstteki fotoğrafta gördüğünüz dev ağaçlar, hafriyat sırasında sökülüp kökleri sarılarak götürüldü. “İnşaat bitince getirilecek” denilerek. Ama alttaki fotoğrafta gördüğünüz gibi dikilecek toprak kalmadı ki… Tekrar söylüyorum; müteahhitin suçlanacak yanı yok. Projeyi yapmış, onayını almış, inşaatını yapıyor.
İki fotoğrafı kıyaslayın bakalım. Bir felakete karşı tedbir alırken, nasıl bir felakete sürüklendiğimizi görün. Takdir sizin.
Delta tutmadı Omicron verelim
COVID-19’un yeni varyantı Omicron hızla yayılırken, Avrupa ülkeleri önlemleri sıkılaştırıp yeni yasaklar koyuyorlar. Ancak biz, Bakan Fahrettin Koca’nın, “Omicron hastası ülkemizde yedi kişi” sözüne inanarak sınırsız bir serbestlik içinde ve son günlerde 200’ün altına düşen vefat sayımızla yaşayıp gidiyoruz.
Üstelik her gün 350 binin altına düşmeyen test sayısını nasıl başardığımızı sorgulamadan. Ancak bazı hocalarımız da, Koca’nın aksine, Omicron’un hızla yayıldığını, hatta hastanelerde yer bulunamayacağını söylüyorlar. Siz istediğinize inanabilirsiniz ama aşınızı ihmal etmeyin.
Ayrıca, “Bizde Omicron hastası yedi kişi” diyen Koca’nın iki aşı arasındaki 6 aylık süreyi 3 aya indirdiklerini açıklaması da, biraz tenakuza düşmek değil mi? Bana gelince, yaşım nedeniyle 3 aşılıyım. Şayet randevu verirlerse, dördüncüyü de olacağım. Sözüm hâlâ birinci ve ikinci aşısını olmayanlara. Lütfen aşınızı olun. Olun ki, benim dördüncü aşı boşa gitmesin.
Devlet Bahçeli: “Yükselen, toparlanan ve dengeye gelen Türkiye ekonomisinde olağanüstü hiçbir şey yoktur.”
Tatlılar Bakan’dan
Yeni Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, bakanlığının bütçe görüşmelerinde konuşmasını bitirdikten sonra, “Daha detaylı bilgi talep eden arkadaşlarımızı ve tüm siyasi parti temsilcilerimizi bakanlığımıza davet ediyorum” deyince, muhalefet sıralarından, “İçeri almamazlık yapmazsınız değil mi?” diye gelen soruya da, “Tatlımız var, meyvemiz bol” diye cevap verdi. Ne güzel… Keşke siyasi dil hep böyle olsa.
