Dokuz gündür yaşa göre kısıtlamadayız ya, evde oturan ne yapar? Kendine meşgale bulur. Benim gibi. Günün her saatinde Kadıköy Cemil Topuzlu Caddesi’ne bakıyorum. 10 gün öncesinden farkı yok. İnsanlar sokakta, trafik vızır vızır. Gece yarısına kadar. Oturdum, Nüfus İdaresi’nin verilerini araştırdım. Buna göre, Türkiye’de 20 yaş altı 25 milyon, 20-65 arası 50 milyon, evde oturmayı artık kanıksayan 65 üstü ise 7 milyon kişiymiş. 20-65’e hiç kısıtlama yok zaten sokakta. Diğer iki gruptan da yüzde 25’er kaçak alın, toplam 60 milyon kişi eder.
Peki bu yasak 22 milyon kişiye mi? Böyle yasak mı olur? Olmadığı için de, hasta, ağır hasta, ölüm sayıları devamlı artıyor zaten. Hele bir de vaka sayısı aylar sonra yaklaşık 30 bin civarında açıklanınca, durumun vahameti ortaya çıktı. Olacağı buydu. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca aylardır “maske-mesafe” derken, Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Hasan Tezer, “Mesafe kuralına bile uyulsa, bu süre 15 dakikayı geçerse, maske korumaz” demez mi? Ayrıca bu kurulun üyeleri, bağlandıkları haber bültenlerinde, “En az iki hafta Türkiye’nin kapanması lazım” diyor ama bakana duyuramıyorlar herhalde ki, Sayın Koca hâlâ yaşadığımız kısmi kısıtlamanın neticesinin en az bir hafta sonra alınacağını ve duruma göre yeni tedbirlere başvurulacağını söylüyor.
Sayın Bakan, daha ne olsun? Vaka sayısında dünyada üçüncü, Avrupa’da birinci olduk. Zaman geçiyor. “Keşke” demeyi sevmem ama, çaresiz diyeceğim. Keşke, vaka sayılarını gizlemeyip, baştan açıklasaydınız, halkta yaratacağı korku, sorumsuzluğu gemleyeceği gibi binlerce ölümü de önleyecekti. Şimdi zarardan dönme zamanı. Öyle bölük pörçük değil, herkesi kapsayacak şekilde ama hemen! Bu arada, virüs bize de yaklaştı. Kapı komşum, korunma üstadı, gazeteci-yazar Gila Benmayor ve 92 yaşındaki annesi de pozitif çıktı ama neyse ki, kolay atlattılar. Geçmiş olsun. Sağlıkçıların durumuna ve aşı karmaşasına daha fazla içinizi karartmamak için değinmedim. Balkondan virüs kapmazsak haftaya inşallah…
Haklısınız Sayın Erdoğan
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası mücadele günü dolayısıyla, televizyonlarda şiddeti meşrulaştıran yayınlar olduğuna dikkat çekerek, “Ne olur, insanlık onurunu reytinge kurban etmeyelim. Katiller, mafya babaları, zorbalar rol model gibi lanse edilmesin” dedi. Ve, yerden göğe kadar haklıydı.
İşte bu kadar
Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, medyada depremle ilgili yapılan açıklamalara değindi ve “Popüler olmak isteyen hocalarımız, çok enteresan şeyler söylüyor, popülarite kaygısıyla konuşuyor” diyerek bir gerçeğe ışık tuttu. “İstanbul depremi en erken 45 yıl sonra” diyen meslektaşı mı, “Günü saati yok. Her an büyük İstanbul depremi olabilir” diyen meslektaşı mı alınır, bilemem artık.
Aman dikkat
Amerika’nın ‘Black Friday’i yani ‘Kara Cuma’sı bizde ‘Şahane Günler’, ‘Efsane Günler’ oluverdi. Biz öyle bir günle yetinir miyiz? Bu savaşta büyük indirimler vaat ediliyor. Aman dikkat! Oyuna gelmeyin. Fırsatı kaçırmayalım deyip bir ay önce baktığım firmanın baza ve başlık fiyatına yeniden baktım. Büyük indirim gösterilerek, o günkü fiyattan daha pahalıydı. Şahane, efsane bu yani.