İstanbul’un kara teslim olduğu günlerde, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, Boğaz’da bir balıkçıda, İngiliz Büyükelçisi ile önceden planlanan yemekte boğazına kaçan balık kılçığı bir türlü çıkmıyor. Tam unutulurken bir olay nedeniyle yine gündem oluyor. Bayramdan beri de gündem, muhalifler tarafından ‘persona non grata’ ilan edilmiş üç kişinin bir fotoğraf karesinde olmaları… Özrü dilense de, “Vız gelir tırıs gider” yakıştırması ise kılçığı daha da derine itti.
*
Ve İmamoğlu, iktidar köşelerinden sonra sevenlerini de karşısına aldı. Her kesimi kucaklamak için yola çıkmıştı ve bu kare de onu yansıtıyordu ama vız diye gelen tepkiler tırıs diye gitmedi. Topyekun devlet gücünün yapamadığını, İmamoğlu kendi kendine yaptı.
Olayın bana göre dikkat çekici tarafı, iktidar cephesinin, özellikle bir gazeteciyi “O otobüste ne işin vardı?” diye eleştirmemesine karşılık, İmamoğlu’nun acımasız eleştirilere uğraması, siyasi hayatının bittiğinden bile söz edilmesiydi.
*
ADAYLIKTAN VAZGEÇER Mİ?
Kendisi defalarca “Benim İstanbullular için yapacağım daha çok işim var. Beş yıl yetmez!” diyerek aday olmayacağını belirtmesine rağmen, şimdi köşelerde “Adaylıktan vazgeçer mi?” diye soruluyor.
Hatta üç günlük bayram gezisinin bile, bu işin başlangıcı olduğu belirtiliyor. Peki bu bayram olayı daha ne kadar sürer? Hemen söyleyeyim; önce 1 Haziran’daki mahkemesine, sonra da, Millet İttifakı adayını açıklayıncaya kadar… Sonrası Allah kerim, adaylar düşünsün.
Bir şey yap. Güzel olsun. Çok mu zor? O vakit güzel bir şey söyle. Dilin mi dönmüyor? Güzel bir şey gör veya güzel bir şey yaz. Beceremez misin? Öyleyse güzel bir şeye başla ama hep güzel olsun. Çünkü her insan ölecek bir gün. Geç kalmayasın.
Şems-i Tebrizi
DHA noktayı koydu
Çeşitli adlarla tanımlanan mülteciler tek gündemimiz oldu. “Göndermeyeceğiz” ya da “Göndereceğiz” kelimelerini duymaktan sıkıldık. Yıllar önce ailecek Suriyeli göçü savaştan kaçmaydı.
O zamanlar bu göçü tolere edebiliyorduk ama şimdi biz de fakirleştik. Bir de Afganların, hiçbir engele takılmadan Taliban’dan kaçan, kadın görüntüsüne bile aç genç erkeklerinin gelmesi ve tahrik eden eylemleri sadece biz Türkleri değil, Suriyelileri de korkutmaya başladı.
*
Bakan Akar, sınırımızdaki kaçak geçiş görüntüleri için “Yalan” dedi. Kentlerdeki görüntüler her şeyi gösteriyordu ama DHA muhabirinin çektiği video neyin doğru, neyin yalan olduğunu ortaya çıkardı. Belki siz de seyretmişsinizdir.
Videoda Afgan genç, “15 gündür yürüyoruz. Arabalar bizi almıyor. İstanbul’a çalışmaya gidiyoruz. Sınırdan girdik, sınır açık” diyor. Demirören Haber Ajansı muhabiri soruyor: “Pasaportla mı girdiniz?” Gençten cevap: “Yok, kaçak girdik. Sınırdan kaçakçılar geçiriyor. 500’er dolar verdik.” İşte bu.
Doğruya doğru
Ünlü psikiyatrist Prof. Dr. Arif Verimli, kimsenin aklına gelmeyen önemli bir konuya parmak bastı. Diyor ki: “Artık gerçek gündeme dönelim. Ülkemizde acilen 20 tane 300’er yataklı Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi yapılmalı.
Bunların beş tanesi AMATEM olmalı. Uyuşturucu/uyarıcı madde kullanımı ve bağımlılığı korkunç boyutlarda ve bu suç oranını gelecekte üç katına çıkaracak.” Çok doğru hocam da, bu hengamede gündeme alınır mı, işte orası meçhul.