Çok değil, bir nesillik süre içinde, Türkiye halkı; (o da belirli bir zümre) dolar, euro rakamlarıyla ilgilenirdi. Daha sonra köprülerin, otoyolların, barajların kafa karıştıran rakamlarını duyar olduk. Hep dünya ile kıyaslanarak. Ancak duyduk, düşündük ama defalarca kafamıza çakılmasına rağmen hiç aklımızda kalmadı.
VEEE COVID BAŞLADI
Evet başladı ama bize üç ay sonra duyuruldu. Tabii en asgarisinden. Ve turkuaz tablo hayatımıza girdi. Her gece 19.00’da. Test, vaka, ağır hasta, ölüm-kalım rakamlarıyla... Duyduklarımıza gördüklerimize pek inanmasak da hep bekledik. Artık üç gün öncesi rakamları bile aklımızdaydı. Geldik, ‘geldi gelecek’ aşı milyonlarına. Tarihler, miktarlar, günde kaç aşı yaparız rakamları...
İşte bunlar da önemli rakamlar: Perşembe itibariyle, ikinci doz aşılananların oranı nüfusumuzun yüzde 17.8’i. Tam açılma tarihi 1 Temmuz’da ise yüzde 20 olacak gibi görünüyor. Yani tam açılma tarihi bana göre erken oluyor. Baksanıza, Bilim Kurulu üyesi Prof. Serap Şimşek Yavuz da, “Ülkemizde nüfusun yüzde 70’inde iki doz aşılar tamamlanmadan rahatlamak riskli” diyor ama duyan yok.
AH PARA AH
Ama her şeye rağmen biz aşı takvimini hızlandırıp Rus turist akmasını bekliyoruz. Ruslar son 24 saatte 20 bin kişinin COVID-19’a yakalandığını açıklarken, vaka sayıları da bizim üç katımız. Ah para, gözün kör olsun. Olsun ki, Antalya’ya gelen ilk Rus uçağını lokumlarla, çiçeklerle, milli ekiplerimizle karşıladığımızı görme!
MÜSİLAJ RAKAMLARI
Bizler Sağlık Bakanı Koca’nın rakamlarıyla haşır neşir olurken Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum da rakamlar saymaya başladı. “Marmara’yı kabus gibi kaplayan deniz salyalarından her gün şu kadar ton topladık” diye açıklama yaparken, baktı ki açıkladığı rakam koca denizde bir darı tanesi vazgeçti. Deniz suyuna oksijen vermeye geçildi. Marmara’da Kanada’dan getirilen sadece beş cihazla.
Denizde asgari sekiz miligram litre çözülmüş oksijen olması gerekiyormuş ve bu sistem 6 hafta kontrol edilecek, faydalı olursa cihazlar çoğaltılacakmış. Anlamadığımız sistem ve rakamlar yani. Uzmanlar ise bunun bir çare olmadığını, önce Ergene deşarjını önlemek gerektiğini söylüyorlar ve “Önlenmezse Marmara’nın iki aylık ömrü kaldı” diyorlar. Denizin altına ışık gitmiyor ve hayat ölüyormuş.
Yazının özü: Marmara’ya sahili olan şehirlerde oturanlar, bu yaz denize girmeyi unutun. Gelecek yaz için bile heveslenmeyin bence. Ama Marmara Bilim Kurulu, müsilajın tehlikeli atık olmadığını ve toksik özellik göstermediğini tespit etmiş. Siz bilirsiniz, deniz sizin.
Doğrudur
Tarım ve Orman Bakanlığı, CHP’nin sorusu üzerine yazılı bir açıklama yaptı ve “Büyükbaş hayvan varlığımız 2002-2020 döneminde, yüzde 83.2 artışla 18.2 milyon başa yükselmiştir. Sadece son iki yılda artış oranı yüzde 5.4 seviyesindedir” dedi. Mutlaka doğrudur. Ben CHP gibi itiraz etmem.