Erkut CanTanzim tarihinde gezinti

HABERİ PAYLAŞ

Tanzim tarihinde gezinti

Bir haftadır Türkiye’de gündem yine değişti. Seçim atışmaları, aday olamama kırgınlığı istifaları, Amerika ile füze çıkmazı, imar barışı faciası bitti, şimdi tanzim satış rüzgarı esiyor. Hadi gelin tanzimden, karne devrine doğru tarihsel bir gezintiye çıkarayım sizi.

Benim de doğumuma rastlayan

2. Dünya Savaşı (1939-1945) yıllarına gidelim. Kıtlık, ekmek ve şekerde karne yıllarına.

Tanzim tarihinde gezinti

Eski nüfus kağıdımda sayfalar dolusu

‘karne verildi’ damgası vardı. Rahmetli babam, o yıllarda çalıştığı matbaada sahte karneler basmış da biz o kıtlığı az yaşamışız. Ama yine de benim mamama konulan şekere karşılık onlar çayı kuru üzümle içmişler. Biraz büyüdüm. Bu defa ben Eminönü’de zeytinyağı kuyruklarına girdim. Tarım üretimimiz ülkemize yetiyordu. Amerikan ambargosunun olduğu yıllarda ise tarımda değil de, margarin ve tüpgazda sıkıntı vardı. Hürriyet Gazetesi’nde çalıştığımız için gazetenin gücüyle margarin sıkıntımızı, rahmetli Erdoğan Abi (Demirören) sayesinde de tüpgaz sıkıntımızı hallettik. Benzinde ise mecburen sıraya girdik.

Haberin Devamı

Tanzim satışları 1978’de başladı

Bugün ise durum farklı. Tarım ülkesi olan Türkiye, yanlış politikalar sonucu oluşan ve ‘hal ve aracı terörü’ diye adlandırılan dönemin acı faturasını ödüyor. Bir çeşit tanzim satış olan çoğunuzun bildiği

Migros kamyonları 65 yıl sonra ad değiştirdi sanki. İlk tanzim satış mağazaları ise 1978’de CHP tarafından açılmıştı. Çadırlarda değil ama... ANAP’lı Bedrettin Dalan bu mağazaları 1984’de kapattı. Altı yıllık bilançonun kırmızı neticesini vererek.

Tanzim tarihinde gezinti

Bugün ise halkın cebine göz diken fırsatçılar yüzünden bu hale düştük. İstanbul’da 50, Ankara’da 30 yerde binlerce kişi kuyruklarda. Satılan sebzeye de 3 kilo sınırı geldi. Karne gibi. “Diğer 79 ilin ne günahı var?” diye de sorulmaz mı.

Peki nereye kadar

Dünürüm Mersinli. Bir arkadaşları seracıymış. “Televizyona bakıyorum, benim 5.5 liraya verdiğim domates 3 lira, 6 liraya verdiğim salatalık 4 lira. Nasıl olur bu?” diyormuş.

Tanzim tarihinde gezinti

Olur olur. Farkı devlet finanse eder ve olur. Nereye kadar diyorsan, senin naylon altındaki üretim bitince bitecek.

Haberin Devamı

Sonrasına bakarız artık.

GÜLDÜRMEYİN

CHP Genel Başkan Yardımcısı Salıcı’ya göre CHP, başkan adayları politikasına kişiler üzerinden bakmıyormuş. Hangi arkadaşları nerelerde olursa CHP daha başarılı olur diye bakıyorlarmış. Yani siyasetin genel doğruları buymuş. Doğru. Siyasetin doğruları bunlar da, CHP tersten okuyor galiba. Ya da sizler Kılıçdaroğlu’na kitabı ters tutuyorsunuz. Yetkiyi de verdiniz, siz rahatsınız. Ancak seçmen de rahat mı acaba? Çünkü doğrunun yanlış uygulandığının onlar da farkında. Sevdikleri, çalışmalarını takdir ettikleri başkanların nasıl saf dışı bırakıldığının da, kadının ve gencin adının olmadığının da. Güldürmeyin milleti.

OLMADIKÇA…

Prof. Dr. Burhan Kuzu hocamızda hayra alamet olsun bir değişiklik var. Kendisi dinlenmeyince, alıntıya başladı.

Hz. Ömer’e sarılmış. Demiş ki Hz.Ömer: “Adalet olmadıkça yönetimin, edep olmadıkça asaletin, cömertlik olmadıkça zenginliğin, güven olmadıkça sevincin, kanaat olmadıkça fakirliğin, alçakgönüllülük olmadıkça yükselmenin bir anlamı olmaz.” Hatırlattığın için sağ ol be hocam.

Haberin Devamı

DEDİM Kİ…

Son 10 günü benim kan hastalığım, eşimin yüksek tansiyonu yüzünden hastanelerde geçirdikten sonra perşembe akşamı, bugün okuduğunuz bu yazıyı bitirdim ve dedim ki:

İyi geceler hayat. Bugün de seninle yaşadım. Payıma düşen kadar. Olsun. Razıyım ben. Yarın da buluşuruz inşallah.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder