Kluivert çalıştırmış ve demiş ki, rakibin kale menziline girdiğiniz zaman şut atın. Buraya kadar tamam. İlk golün yaratıcıları Belhanda ile birlikte Aboubakar. Ayağındaki topu çaldırdı. Colley şut mesafesini kapatmadı. Mert sağına gelen topta o kadar geç kaldı ki. Benzer gol Niang’tan geldi. O da “Daaann” diye yayın önünden vurdu. Bence Mert iki golü yerken psikolojik bir travma yaşadı ve çıktı. O pozisyonlarda futbolcu sakatlanmaz. Yanlış yorum yapabilirim. Aksi varsa özür dilerim. Mert bir kalecinin sakatlık yaşaması konumunda bundan daha çok aksilikler yaşadı fakat devam etti. Bir kaleci takım teslim olurken bu kadar kurtarış yapıyorsa bıkar kardeşim. Rakibin yarısından fazlası sakat ya da statüye yakalanmış ve sen bu rakibe karşı sadece topa sahip olayım, aman başka bir şey yapmayayım diyorsun. Bir de Belhanda dışarı kalmaz mı? Biri beni akıl hastanesine kaldırsın. Zaten orada her şey bedava. Sinir dahil. Şu topa sahip olma istatistiği de televizyon ekranlarından silinmezse ben her Beşiktaş maçında eve yeni televizyon alacağım. İstanbul maçlarında sorun yok. Ama deplasmanda durum feci. Tabii ki kesem el verdiği süre içinde.
Üçüncü Adanademirspor golünde uzak direk dibinde üç rakip oyuncu var. El insaf. Bunun taktikle alakası yok. 2 hafta önce yazmışım. Takımın kimyası bozuk diye. Buna yurttaşlık, takım savunması, takımdaşlık eksikliği de eklendi. Onu sen aldın. Bunu ben aldırdım gibi gönül koymalar eklenirse ki, inşallah yanılırım. Beşiktaşlı buna tahammül edemez. Yusuf Erdoğan’ın golünu Ümraniye’de aşçıbaşılar izlese takıma servis yapmaz. Yuhhh be. Teslim ol da, bu kadar çaresiz olma. Giresunspor maçını biliyorsunuz. 35 maçtır Beşiktaş’ı yenemeyen Adanademirspor, galip geldi. Hem de yarım takımla.