Başkan adaylığı süreci beş ay boyunca görülmemiş şekilde kılık değiştirdi. Başkan Yıldırım Demirören ve Murat Aksu’nun çekişmesinde Süleyman Seba, İsmail Ünal, Metin Keçeli, Fikret Orman, Hasan Arat, Mansimov ve Levent Erdoğan ile unutulmaz bir dönem yaşandı.
Bu yazı dizisi genel ahlaka uymayan bölümleri ile ilerde Beşiktaş kongre üyesi olabilecek +7 yaş grubundaki çocukların okumasına engeldir. Bu yazı 5 ay boyunca Beşiktaş seçim kongresinde bizzat yaşadıklarımın bir ifadesidir.Bu yazıyı yazmasaydım 39 yıllık meslek hayatıma ihanet etmekle suçlardım kendimi. Ekim ayının başı. Akaretler’deki Bordo Cafe’den içeri giriyorum. Metin Keçeli ile buluşacağız. Masada Süleyman Seba, Fahrettin Curoğlu, ve İstanbul Üniversitesi Eski Rektörü Mesut Parlak var. Sonradan öğreniyorum ki Yıldırım Demirören’in listesine girme adına bir birliktelik konuşmak için oradalarmış.
O günlerde Süleyman Abi olarak anımsadığım kişinin her zaman olduğu gibi sitem kokan davranışları ile karşı karşıya kalıyorum. “Bu kongreyi fazla bulandırmayın” Neden, niçin nasıl? diye sorduğumda, “Hikmet Bey’le konuşmadan bir şeye karar veremem ve hiçbir hareketin içinde olmam” yanıtını alıyorum. Karşı yanıtım, “Hikmet Abi olmayacak. Siz boşuna ısrar etmeyin oluyor” ve devam ediyorum, “Sizin başka formülünüz var mı?”, “Yarın Ankara’ya gidiyorum her şey orada netleşecek. Ne büyük tesadüftür ki, biz ertesi gün Belçika-Türkiye maçı için Brüksel’e,Süleyman Abi Ankara’ya, Hikmet Abi de, Balkan ülkeleri konferansı için İstanbul’a geliyor.
BRÜKSEL’DEKİ TELEFON TRAFİĞİ
Artık bizim için milli maç (Zaten Türkiye kazansa bile ümidi olmayacaktı) ikinci planda idi. Çetin’in, İstanbul’a geldiğini duyan Aksu ise basın toplantısının tarihini ilan etmiş, kendisi ile bir randevu almaya çalışıyordu. Şunu ekledi, “Bu saatten sonra, hatta basın toplantısı yapacağım ana kadar Hikmet Abi çıkarsa adaylıktan onun adına feragat ederim. Aksini düşünmem.” Bu sırada göz kontrolü için Ankara’da bulunan Süleyman Abi, Hikmet Abi’nin “Olmayacağım” demesine karşın boş turlara devam ediyor.
KURBAN BAYRAMI RANDEVUSU
Kıbrıs’tayız ve Metin Keçeli ile konuşuyorum, bir kez daha Süleyman Abi’ye gidelim mi kararında birleşip Onursal Başkan ile randevulaşıyoruz. İşte Keçeli’nin hayal kırıklığına uğrayacağı dönem başlıyor. Yine Bordo’dayız. Seba “Hastayım” diyor bir sürü ıvır-kıvırdan sonra gelmiyor. Keçeli ile orada kalıyoruz. Derken bir dost geliyor masaya Cemal adında bir kongre üyesi. “Şu kasetleri Süleyman Seba’ya vereyim, John Wayne filmi istemişti” diyor. “Aman gitme. Hasta, bizi bile kabul etmedi, inmedi” filan diyoruz, ama dinlemiyor. İki saat sonra geldiğinde Keçeli’nin filmi kopuyor. Bizi kabul etmeyen Başkan’la, Cemal Çavdar kovboy filmi izleyip bir de güzel karşılıklı rakı içmişler. Ve dahası o günden bu yana idealist grubun oyları Murat Aksu’ya doğru çevriliyor.
MEĞER ÖNCEDEN AKSU SÖZÜ VERİLMİŞ
Keçeli, birlikte çalıştığı dönemde kulüp uğruna ölümden dönmüş, iş yaşamında sukutu hayale uğramış ama Seba’nın sözünden asla dönmeyen bir kişi olarak bana dönüyor ve diyor ki, “Hatıra olarak bir-iki resim vardı, artık onları da yırtıyorum.” Hatta bu lafını, Onursal Başkan’ın Ankara’daki kadim dostu Latif Ayaz’a da söylüyor. Bu süreç ten sonra (Öncesi de var ama...) Metin Keçeli’nin başkan adayı olarak ortaya çıkma fikri atılıyor İsmail Ünal tarafından. İşte Posta’da çıkan bu manşet tüm planları alt-üst etmeye yetip de artıyor. Metin Keçeli başkan olacak, ama para nerede.
Mübariz Mansimov, Faik Akdil, İsmail Ünal, zaman zaman Keçeli’ye aday olduğu anda destek vereceğini söyleyen Hasan Arat ve Nevzat Demir de katılıyor bu toplantılara. Demir her yönüyle Keçeli’ye sonuna kadar destek vereceğini söylüyor her fırsatta... Ancak Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın, Fikret Orman’la sürekli Metin Keçeli’yi Başkan Yıldırım Demirören’e adeta sunması işin bir başka püf noktası olarak ortaya çıkıyor sonralar. Para yoktur, ama artık bu zorlu seçim öncesinde Başkan Yıldırım Demirören’in elinde METİN KEÇELİ kozu vardır.
METİN AĞABEY LÜTFEN TOPLANTIYI ERTELER MİSİN?
3 Ocak günü basın toplantısı yapacağını ilan eden Keçeli’yi, Demirören arıyor, “Şunu bir ertele ağabey” diyor. Telefon konuşması bu kadar. Toplantı 5 Ocak’a erteleniyor. Bu arada Süleyman Seba’nın Kıbrıs’ta bulunan Faruk Pala’yı çağırıp Murat Aksu’nun listesine girmesini söylüyor. Pala geldiği anda, şaşkındır aday olacağı belirtilen Keçeli ile temasa geçiyor, “Sen var mısın yokmusun? Varsan seninle olabiliriz. Bana kararını bildir” diyor, ama Keçeli ona dönmüyor. Bu esnada Hasan Arat, Faik Akdil, Metin Keçeli 4.Levent Tenis Kulubü’nde son olayları değerlendirmek üzere bir araya geliyorlar.
ŞİMDİ SIKI DURUN
Hasan Arat, Metin Keçeli’ye, faal sporcu iken yöneticilik yaptığından ayrı bir saygı duymaktadır. Şu konuşmayı yapıyor, “Başkan adayı isen arkadandayım. Ama yoksan, iki listeden birine angaje olursan, seninle birlikte olmam.” Sonra, İsmail Ünal’a dönüyor ve aynen şu görüşünü aktarıyor: “Bildiğim kadarı ile sen işin başından beri Metin Ağabeyi, Demirören’in yanına atmak istiyorsun. Ben bu olayların içinde yokum.”
ADAM GİBİ ADAM ARAT
8 yıl önceki seçimde, Hasan Arat’ı desteklemeyen ve kongreyi kaybetmesinde büyük rol oynayan Metin Keçeli’nin bu durumuna rağmen aday olarak çıkması halinde bile Hasan Arat’ın onu destekleyeceğini açıklaması adamlık sınıfından iftiharla geçen bir örneği veriyordur sizlere. Ama görünen odur ki inanılması güç bir “maskeli balo” yaşanmaktadır 5 ay içinde. Kimin eli kimin cebinde ilk bakışta belli değil, ama küçük bir araştırma cebe giren elin kimin olduğunu açıkca ortaya çıkmaktadır. İsmail Ünal ismi son zamanlarda herkesi geriyor başta Metin Keçeli olmak üzere. “Yokum. Asla olmam” diyen insanı böylelikle Demirören’in listesine atıyorlar. Israr ediyorum ve adım gibi biliyorum ki, bu birliktelikten, Metin Keçeli’nin büyük bir biçimde rızası alınmamış, sadece emri-vaki yapılmıştır. Bugün Sayın Yıldırım Demirören’e kalsa liste çalışması belki daha hayırlı olacaktı, ama olmadı.
NEDEN MURAT AKSU?
Bazı intikamlar vardır, o gün alınmaz. Bazı insanın içine kadar işleyen ağrılar vardır, o gün giderirsiniz ama sonradan yine nükseder.1984 kongresi öncesinde parasız durumdaki Süleyman Seba, Erdoğan Demirören ile şu anda yıkılan Divan Oteli’nde buluşurlar. Uzun bir söyleşiden sonra Demirören, Seba’nın istediği parayı vermeyi kabul eder (Bende o pazarlıktayım, ama dışardayım). Toplantıdan çıkarken Seba memnundur, yürürken Demirören’in parasıyla neler yapılacağını anlatıyordur bizlere. 20-25 dakika sonra gelen bir haber camiaya bomba gibi düşer. Erdoğan Demirören, Seba çıktıktan sonra Mehmet Üstünkaya ile bir araya gelir ve bu kez Üstünkaya’yı destekleyeceğini açıklar. Seba artık en büyük para desteğini kaybetmiştir. O günün Genel Sekreteri olan Faruk Pala şimdi Aksu’nun listesine girmiştir. İdealist grubun Murat Aksu’yu desteklemesinin ardında bu olay yatmaktadır. Ne hoş değil mi? Babadan alınan intikam, oğluna endekslenmiştir şu günlerde.
2000’de veda konuşması yapıp, bir ara “Bir oyum var o da Hasan Arat’a” diyen Seba bu desteği bile vermemiş ve Arat seçimi kaybetmiştir. Ya sonrası, Nevzat Demir’e tesis yapıp ismi verildiği için küstür. Keza Serdar Bilgili, Fikret Orman, Affan Keçeci, Erol Kaynar, Cemil Kazancı, Hasan Arat, Yıldırım Demiören’den oluşan hiçbir başkan adayına destek vermemiştir Süleyman Seba. 2000 yılından bu yana sahneye konan bu oyunun bir başka versiyonunu izlediniz şu anda. Seba’nın yanında yetişen öğrencisi İsmail Ünal’ın yazıp yönettiği ve vizyona koyduğu yeni bir oyun. Çünkü Süleyman Bey, 16 yıllık iktidarı boyunca bu külübün düzlüğe çıkması için, işin ehli ve doğru yapabilecek başkan adaylarına destek vermemiştir. Çünkü o zaman geçmişteki altın 16 yılı unutulacaktır.
Ya işin siyasi boyutu. Geçmiş başkan adaylarının bir tanesinin tuttuğu parti herhangi bir kongre öncesinde malzeme edilmiş midir? Şimdi ise Demirören’in şu andaki Başkanvekili Ertuğrul Kumcuoğlu’nun MHP’liliği, İsmail Ünal’ın CHP’liliği ve Murat Aksu’nun AKP’li oluşu bu seçime damga vurmuştur. Ve tabi kulübün bazı ileri gelenlerinin zamanında başöğretmenlerinden aldığı vur-kır-parçala taktiği de bu seçim süresince etkili olmuştur. Maalesef durum böyledir sevgili Beşiktaşlılar.
DAHA BİTMEDİ
Fikret Orman bir türlü liste için ikna edilememiştir. Ama Metin Keçeli’ye “Listeyle gir” denilip büyük baskı yapılmıştır. Hatta daha da ötesi, Levent Erdoğan’ın başkan adaylığına ikna ettiği Murat Aksu’nun olayın başında Metin Keçeli ve İbrahim Altınsay’la ortaya çıkma isteği de kabul görmemiş eşi bu defa Altınsay’ın eşi Gülengül listeye atılmıştır... Bundan sonraki süreçte, Demirören’in yönetici oluşturma atağı başlamıştır artık. Keçeli, Toprak, Orman, Mansimov’la sıkı işbirliği içine girmiştir. Peki ne olmuştur sonunda?